Gündem
  • 1.12.2007 10:31

STALİN'İN TÜRKİYE PLANI YENİ ORTAYA ÇIKTI...

ABD ve İngiltere'nin İkinci Dünya Savaşı sırasında Moskova yönetimiyle yaptığı müzakerelerin tutanakları, "Stalin liderliğindeki Sovyetlerin o dönemde Türkiye'den Kars ve Ardahan'ı talep ettiğini ve Boğazlar'da üs istediğini" bizzat
Stalin'in ağzından net biçimde ortaya koyuyor.

Belgeler ayrıca, Stalin'in dünyanın çeşitli ülkelerinden Ermenileri
SSCB'ye getirttiğini ve onları, işgal etmek istediği Doğu Anadolu'ya
yerleştirmeyi amaçladığını, Doğu Anadolu'yu işgaline haklı zemin
oluşturma çabası içerisinde SSCB'ye getirttiği Ermenileri kullanmaya
çalıştığını gösteriyor.

Nazilere karşı müttefik olan ABD, İngiltere ve SSCB arasında 16-26
Aralık 1945'te Moskova'da düzenlenen dışişleri bakanları konferansının
tutanakları, Sovyetlerin Türkiye'ye yönelik toprak ve üs taleplerinin en
yetkili ağızdan, bizzat Stalin tarafından dile getirildiğini belgeliyor.

Sovyetlerin Türkiye'den toprak ve üs iddialarının varlığı bugüne kadar
biliniyordu ancak Türkiye'ye verilen notalarda diplomatik ve belirsiz
bir üslup kullanıldığı, talepler ayrıca bir propaganda savaşı biçiminde
Sovyet gazetelerince veya Sovyet akademisyenlerince dile getirildiği
için, tartışmaya çok açıktı.

Ancak Stalin'in bu talepleri bu kadar açıklıkla ortaya koyduğu
bilinmiyordu.

Batı'nın açıkça Türkiye'nin yanında yer almasının da yardımıyla
planı başarısızlığa uğrayan Stalin'in ölümünden sonra Sovyet hükümeti,
30 Mayıs 1953'te Ankara'ya yeni bir nota vererek, "Sovyetler Birliğinin
Türkiye'ye karşı hiçbir toprak iddiasında olmadığını beyan ederiz"
demiş ve "belirsiz kalmış bir konuyu netleştirmiş" izlenimi yaratmaya
çalışarak, aslında Stalin'in net biçimde dile getirdiği iddialarından
geri adım atmıştı.


MOSKOVA KONFERANSI

Tutanaklara göre, Moskova konferansı sırasında İngiliz ve Sovyet heyeti
arasında 19 Aralık 1945 tarihinde, saat 19.10'da Kremlin Sarayı'nda bir
görüşme yapıldı.

Stalin, beraberinde Dışişleri Bakanı Vyacheslav Molotov olduğu halde,
İngiltere Dışişleri Bakanı Ernest Bevin ve beraberindekileri kabul etti.

İngiltere heyeti, bu görüşmenin tutanaklarını, ertesi gün Amerikan
heyetine de verdi ve tutanakları içeren belge, 740.00119 Council/12-1745
kayıt numarası altında Amerikan arşivlerine girdi.

Bu belge, ABD Dışişleri Bakanlığının belgelerinin tasnif
edildiği, "Foreign relations of the United States: diplomatic papers"
adlı yayın (FRUS begeleri) içerisinde kamuoyuna açıldı.

Stalin-Bevin arasında yapılan bu görüşmenin tutanağına göre, toplantıda
önce Bakü petrolleri ve İran konuşuluyor, sonra Türkiye ele alınıyor.

Türkiye konusunu Bevin açıyor ve Stalin'e, "Türkiye ile ilgili sorun
nedir?" diye soruyor, "Terim yanlış anlaşılabilir ama bir 'sinir
savaşının' sürdüğünü gösteren belirtiler var" diye devam ediyor. Bevin,
"Biz Türkiye'nin müttefikiyiz ve bu sorunu anlamak istiyoruz"
ifadesini kullanıyor.

Bu konuda iki sorunun bulunduğu karşılığını veren Stalin, birincisinin
Boğazlar olduğunu, ikinci olarak ise "Kars ve Ardahan'ı Sovyet
sınırları içerisine katmak istediklerini" söylüyor.

İngiltere Dışişleri Bakanı Bevin, "Boğazlar'da bir Sovyet üssü
kurulması konusunda konuşmalar olmuştu" deyince, Stalin bunu teyit
ediyor ve "Boğazlar'da üs istediklerini, bu isteklerinin sürdüğünü"
ifade ediyor.

Kars ve Ardahan ile ilgili olarak da Stalin, buraların, "Türkiye'nin
ele geçirdiği topraklar" olduğunu iddia ediyor, "Bu durum düzeltilsin,
1921 öncesi sınıra geri dönülsün" diyor.

1870'ten itibaren Çarlık Rusyasının denetimine giren Kars ve
Ardahan, Kurtuluş Savaşı sonrası Atatürk ve Lenin yönetimlerinin
mutabakatı sonucu 1921 Kars ve Moskova antlaşmalarıyla geri alınmıştı.

Stalin dönemindeki Sovyet yönetimi ise "1921'de zayıftık, Türkiye
bundan faydalandı, bu haksızlık giderilsin" iddiasını ortaya attı.

STALİN-BEVIN GÖRÜŞMESİNİN METNİ

Stalin-Bevin görüşmesinin tutanakları, "United States Department of
State / FRUS: diplomatic papers, 1945. General: political and economic
matters Volume II (1945)" adlı cildin 688-691'inci sayfalarında yer
alıyor.

Türkiye açısından büyük bir tarihi belge niteliğindeki bu
tutanakların ilgili kısmı şu şekilde:
"Sayın Bevin, Başkomutan Stalin'e başka bir soru yöneltmek istediğini
söyledi. Türkiye ile ilgili sorun nedir? Terimin yanlış anlaşılmasını
istemediğini belirterek, bir sinir savaşının devam ettiği görünümünün
var olduğunu söyledi. Türk-Sovyet sınırına ilişkin bir sorun olduğu
izlenimine sahip olduğunu, Majestelerinin Hükümetinin (İngiltere
Hükümeti) Türkiye'nin müttefiki olduğunu ve bu sorunu anlamayı çok arzu
ettiğini belirtti.

Başkomutan Stalin, iki sorun bulunduğu yanıtını verdi.

Birincisi, Boğazlar. Montrö Sözleşmesine göre, savaş durumu olup
olmadığını takdir etme ve buna göre Boğazları kapatıp kapatmama, kontrol
altında tutma hakkı Türkiye'ye bırakıldı. Bu durum Rusya açısından
güçlük oluşturuyor çünkü Türkiye böylece Sovyetler üzerinde isterse
baskı kurma hakkına sahip oluyor. Dolayısıyla Sovyet Hükümeti,
Boğazların serbestliğini korumak istiyor.

İkincisi, Türkiye'de Gürcülerin ve Ermenilerin yerleşik olduğu ancak
Türkiye'nin ele geçirdiği topraklar var. Bu durumun düzeltilmesi, en
azından Çarlar zamanında var olan sınıra geri dönülmesi gerekiyor çünkü
Gürcüler ve Ermenilerin iddiaları var. (Ancak) Türkiye'ye karşı savaş
gibi bir şeyden söz etmek saçma olur.

Başkomutan Stalin, Sayın Bevin'in, bu sorunun nasıl çözümleneceği
sorusuna karşılık, bu sorunun, (Sovyetlerin) ya Türkiye ile ya da
Müttefiklerle (ABD ve İngiltere) yapacağı görüşmelerle çözümlenmesi
gerektiğini belirtti.

Sayın Bevin'in, Sovyet Hükümetinin tam olarak ne istediği sorusuna
karşılık olarak Başkomutan Stalin, söz konusu bölgelerde Gürcülere ve
Ermenilere ait kısımları geri alma arzusunda olduğunu, 1921 Antlaşması
öncesinde var olan sınıra geri dönülmesini istendiğini söyledi.

Sayın Bevin, bu bölgelerin Rusya'nın elinde uzun süreliğine kalmamış
olduğunu söyledi.

Başkomutan Stalin bunu onayladı, ancak Gürcülerle Ermenilerin bu
topraklarda her zaman var olduğunu belirtti.

Sayın Bevin, Başkomutan'ın (Stalin) Boğazlar konusunda tam olarak ne
istediğini sordu. Daha önce Boğazlar'da bir Sovyet üssünün bulunması
yolunda konuşmalar bulunduğunu belirtti.

Başkomutan Stalin, bu yöndeki isteklerinin (Boğazlar'da Sovyet üssü)
hala devam ettiğini belirtti."

İNGİLTERE'DEN TÜRKİYE'YE DESTEK

Bevin, Stalin'in tehditleri karşısında Türkiye'nin yanında yer
alacaklarının işaretini de verdi.

Belgelere göre, ABD Dışişleri Bakanı James Francis Byrnes ile Moskova'da
baş başa bir görüşmesi sırasında Bevin, "Sovyet politikası rahatsız
edici" diyor.

Bevin, Amerikalı muhatabına, "Majestelerinin hükümeti (İngiltere
Hükümeti), Rusya'nın Türkiye'ye yönelik tehditleri karşısında tarafsız
kalamaz, Türkiye'nin yanında yer alacaktır. Sovyetlerin Boğazlar'da üs
ve Kars-Ardahan talepleriyle mutabık olmamız mümkün değil" diyor.

ERMENİLERİN KULLANILMAYA ÇALIŞILMASI

Stalin, 1945 yılından itibaren planını aşama aşama uygulamaya başlıyor
ve işgal etmeyi planladığı Türk topraklarına Ermenileri yerleştirmek
için, dünyanın çeşitli ülkelerinden Ermenileri, İkinci Dünya Savaşının
hemen sonrasındaki yıllarda, SSCB'ye getirtmeye başlıyor.

SSCB lideri Stalin, işgal
etmeyi planladığı Türk topraklarına yerleştirmek, işgale gerekçe olarak
kullanmak için dünyanın çeşitli ülkelerinden Ermenileri, İkinci Dünya
Savaşının hemen sonrasındaki yıllarda, SSCB'ye getirtti.

Sovyet yönetimi önce bu politikanın hukuki zeminini hazırladı ve SSCB
topraklarına ayak basan her Ermeni'yi, o andan itibaren Sovyet yurttaşı
saydı.

ABD Dışişleri Bakanlığının belgelerinin tasnif edildiği, "Foreign
relations of the United States: diplomatic papers" adlı yayın olan FRUS
1947 cilt IV'teki bir nota göre, SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu 19 Ekim
1946'da aldığı kararda, "Sovyet Hükümetinin belirlediği politika
çerçevesinde gelmeleri şartıyla diğer ülkelerden gelen tüm Ermenilerin,
SSCB topraklarına ayak basmalarından itibaren doğrudan SSCB vatandaşı
sayılmalarını" kabul etti.

Getirilen bu Ermenilerin, yine ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine göre,
"Stalin'in Türkiye'den toprak ilhak etmesinde gerekçe olarak
kullanılmaları" planlanıyordu.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Edwin C. Wilson, 19 Aralık 1945'te
Washington'a gönderdiği bir mesajda (FRUS, 1945, cilt VIII), bu durum
açıkça belirtiliyor. Büyükelçi, Ermenilerin SSCB'ye götürülmelerinin,
"bunların ileride ilhak edilmesi planlanan Türk topraklarına
yerleştirilmesi planının bir parçası olduğunu" belirtiyor.

Büyükelçinin mesajına göre, yalnız ABD, Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinden
değil, Türkiye'den de Ermenilerin SSCB'ye götürülmesine çalışılıyor.

Büyükelçi, İstanbul'daki SSCB Başkonsolosluğuna yaklaşık 200 Ermeni'nin
başvurduğunu belirttiği (22 Aralık'taki mesajında ise başvurunun 1500
dolayında olduğunu belirtiyor) mesajında, şöyle diyor:
"Sovyet planının, çok sayıda Ermeni'yi Ermenistan Sovyet Cumhuriyetine
getirmek ve orada (bunların) yaşamaları için yeterli toprak
bulamayacaklarından hareketle Türkiye'nin doğu bölgelerini ilhak
taleplerine zemin hazırlamak olduğu tahmin ediliyor."
Yine aynı ciltteki bir başka belgeye göre, ABD Dışişleri Bakanlığı 21
Aralık 1945'te Avrupa ve ABD'deki diplomatik misyonlarına (Ankara,
Moskova, Londra, Paris, Beyrut, Şam, Kahire ve Bağdat) şu mesajı geçiyor:
"Türkiye ve İran gibi ülkelerdeki Sovyet Konsoloslukları, Sovyet
Ermenistanına gitmek isteyen Ermeni kökenlileri kaydetmeye başlamıştır.

Bilgilere göre (Sovyet Ermenistanı) çok fazla nüfusu kaldıracak durumda
değildir. Böylece yaratılan suni nüfus sorunuyla Türkiye'nin doğu
topraklarına yönelik taleplere (muhtemelen) güç kazandırılmak (zemin
hazırlanmak) istenmektedir."

HİKAYENİN SONU: GETİRİLEN ERMENİLER İŞLERİ BİTİNCE SİBİRYA'YA

Dünyanın çeşitli ülkelerinden SSCB'ye getirilen Ermeniler, işgal
planlarının suya düşmesinden sonra bu kez SSCB yönetimi tarafından sorun
olarak görülmeye başlanıyor.

ABD'de yayımlanan "Cold War International History Project Bulletin"
adlı derginin "14/15 - Winter 2003-Spring 2004" no'lu sayısında yer
alan bir belgeye göre, getirilen Ermeniler Türkiye'ye
yerleştirilemeyince, Moskova yönetimi tarafından, "bunlar Batı
ülkelerinden geldi, aralarında casus olabilir" gerekçesiyle Sibirya'ya
sürülüyor.

"http://www.wilsoncenter.org" adresinden ulaşılabilen bu bültenin
403'üncü sayfasında, Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti Komünist Partisi
Sekreteri Grigori Arutinov'un, Stalin'e gönderdiği, 22 Mayıs 1947
tarihli bir mesaj yer alıyor. Bu mesajda, SSCB'den gelen Ermenilerin
sayısının 50 bin 945 olduğu belirtiliyor.

Ermenistan Devlet Arşivlerinin bugünkü Müdürü Karen Haçatriyan'ın
sağladığı belirtilen bu belgede, gelenlerin güç koşullar altında
kaldıkları, içlerinde geri dönmek isteyenlerin bulunduğu, hatta 21'inin
sınırdan Türkiye'ye kaçtığı kaydediliyor. 400'üncü sayfada yer alan
değerlendirmede de Batı'nın Türkiye'nin yanında yer almasından ötürü
işgalin suya düşmesi üzerine, gelen Ermenilerin
binlercesinin, Sibirya'ya, Kazakistan'a sürgüne gönderildiği
belirtiliyor.

Böylece on binlerce sivil Ermeni bir kez daha, büyük bir ülkenin, büyük
politikalarında oyuncak gibi kullanılıyor, planların devri geçince de
Sibirya'ya gönderilerek, bir kenara atılmak isteniyor.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 15:25

İLGİLİ HABERLER