Medya
  • 18.1.2004 14:40

STAR ANKARA TEMSİLCİSİ, GENELKURMAY'I TOPA TUTTU!

HAYRULLAH MAHMUD/ STAR HANGİ LİMAN?! CUMHURBAŞKANI, Başbakan, TBMM Başkanı eleştirilebilir mi?! Cevap; ‘Bir yanlışı varsa, elbetteki eleştirilebilir’ olacaktır!.. Peki ya Genelkurmay Başkanı? Cevap; ‘Tabii ki evet!’ olmalı değil mi? Hayır!.. Burası Türkiye, devletin zirvesinde herhangi bir ismi eleştirirseniz küser. Hatta size darılır!.. Hele bu Genelkurmay Başkanı ise iş daha da değişik bir boyut kazanır!.. Akıllarınca, sizi davet ettikleri toplantıda, asgari nezaket kurallarının ötesinde, cezalandırmak için soru sorma hakkınızı elinizden almaya kalkışırlar!.. ‘Uslu olmazsan, söz dinlemezsen biz adama böyle yaparız’ demeye getirirler. Ortaya konulan tavır için söylüyorum: Tek kelimeyle, çirkin, yakışıksız!.. Bir gazetecinin soru sorma hakkını elinden alamazsınız!.. Yeni Şafak’ın akredite olmasıyla ilgili soruma ‘Sonuna dek basın özgürlüğünü savunuyoruz. O yüzden Yeni Şafak da aramızda’ diye cevap vereceksiniz... Sonra da hoşunuza gitmeyen eleştiri yazısı kaleme alan gazetecilere soru sordurtmayacaksınız!.. Sorunca da bozulacaksınız!.. Bu nasıl ‘özgür basın’ anlayışıymış!.. İcazetli basın?! Buna olsa olsa ‘Ordunun tepe yönetiminden icazetli gazeteciler yaratmak’ denilir!.. Birilerine yaranarak ya da birilerinden korkarak bu işi yapsaydım, star 19. iş yerim olmazdı!.. Onun için İsmet Paşa’nın deyişiyle, ‘Hadi canım siz de!’ Bu arada, şu hususların altını çizmeliyim: Hiçbir kişi ya da kuruma karşı hiçbir önyargım yok. Buna TSK da dahil!.. Olayları irdelerken kullandığım cetvel ortada!.. Batılı, Atatürkçü demokrasiden yana bir çizgi!.. Bir de ‘vatanın bölünmez bütünlüğü’nden yanayım!.. Devletin zirvesindeki bazı isimler, bu tavırdan pek hoşlanmıyorlar!.. Ama ben yine de söyleyip yazıyorum! Ki.. Gazetecilik ‘Majestelerinin medyası’nı yaratmaya çalışanların düşündüğü gibi bir şey de değil!.. Gazeteci kamuoyu adına soru sorup cevap arayan adamdır!.. Cevap aradığı sorular, bazı kişi ya da kurumları rahatsız edebilir!.. Hatta sorular, bazı rakip kurumların işine de yarayabilir!.. Gazeteci bunların hiçbiri ile ilgilenmez!.. O gerçeğin peşinde koşar!.. Önüne birçok engel çıkar!.. O bu engelleri de aşar!.. Korkmaz, sinmez, sin-di-ri-le-mez!.. Bu bakımdan Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, benim basit sorularımdan çekinmesi gerekmiyor!.. O sorulara verecek açık ve net cevaplarınız varsa sorun yok!.. Cuma günkü basın brifinginde, en basit soruyu, tüm engellemelere rağmen sordum. ‘Genelkurmay’ın Kıbrıs politikası değişti mi?!’ dedim.. Çünkü Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Mehmet Ali Kışlalı’nın sorusuna, 9 Kasım 2003 tarihli Radikal’de çok net cevap vermişti: ‘Kıbrıs’ta bizim istemediğimiz ve etkili olamayacağımız bir politik oluşum olursa, karasular var. Arkasından kıta sahanlığı gelir. Arkasından da ekonomik zorlama gelir. Balıkçılık alanları gelir. Kıbrıs, Türkiye’ye doğru serbest hareket edemeyeceğimiz bir alan olacaktır. Zaten Batı’da sıkıntımız var. Bir de Güney’de sıkıntı olursa Türkiye’nin hapsedilmesi olayı olur. Ben böyle düşünüyorum!’ Politika değişikliği Ben de aynen böyle düşünüyorum!.. İlker Paşa’ya yaptığı açıklamalar sırasında, TSK’nın 1 numaralı koltuğunda oturan komutanın açıklamalarının gerisine düştüğünü söyledim... Çünkü konuşma üslubu ve seçtiği kelimeler, bu politika değişikliğini ortaya koyuyordu!.. Eğer öyleyse, bunu açıkça ortaya koymak gerekmez mi?! Basın brifingi, her konuda geri adım atışı yansıtıyordu... ‘Hükümetle, ABD’yle, Kıbrıs’la ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Bu konuda kurumlar arasında görüş ayrılığı yoktur’ deniliyordu. Hatta Orgeneral Başbuğ, Başbakanlık Müsteşarı ile ilgili soruyu da cevaplamamayı uygun buldu!.. Özetle, uzunca bir süredir söylenen, haki rengin hakim olduğu bazı tepelerde, AKP eğilimi ağır basıyor, gözlemi netleşiyordu!.. Şimdiye dek siyasi rengini belli etmeyen bazı kurumlar, ‘Milenyumun Türkiyesi’nde bunu açıkça ortaya koymakta bir çekince görmüyorlar!.. Ve... Son olarak... TSK, kimsenin babasının özel malı değil!.. Aynen Başbakanlığın, TBMM Başkanlığı’nın, Cumhurbaşkanlığı’nın kimsenin özel malı olmadığı gibi!.. Ben Atatürk’e ve Atatürk Türkiyesi’ne inanıyorum... Türkiye’yi bu yoldan çıkarmak isteyen kişi, hangi makamda, hangi kurumun tepesinde bulunursa bulunsun, yakasına yapışır nefesimin yettiğince şu sorunun cevabını vermesini isterim: ‘Siz Atatürk’ün Türkiyesi’ni hangi limana yanaştırmak istiyorsunuz arkadaş?’ Not: Bu sözlerim de Genelkurmay Basın Halkla İlişkilere. Eğer bir daha beni Genelkurmay’ın düzenlediği davetlerde görmek istiyorsanız, asgari nezaket kurallarına uyunuz. Aksi halde, hiçbir davetinize icabet etmem. Savunma muhabiri arkadaşlarım toplantılarınızı izler. Siz de yeni açılımınız gereği Yeni Şafak, Vakit, Zaman derken kendi yarattığınız özgür basınınızla toplantılarınız yaparsınız olur biter!.. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:28

İLGİLİ HABERLER