Medya
  • 13.6.2003 03:19

STAR GAZETESİ'NDEN ERDOĞAN'A KÜFÜR MANŞETİ : KALLEŞ

ANKARA/Star'ın manşetinde,Hükümete ve AK Parti'ye ağır hakaretlerde bulunuldu.Erdoğan'ın resminin hemen yanına, "Gücün buna mı yetiyor KALLEŞ" başlığı atıldı.Gazetenin haberinde, "Türkiye, AKP'nin Uzan Grubu'na siyasi linç girişimini izliyor. Çukurova ve Kepez Elektrik'e gaspa kalkışıldı" denildi. İşte Star'ın konuyla ilgili haberi... AKP Hükümeti siyasi rakibi Cem Uzan'ı linç etmek için Uzan Grubu'na yargısız infaza başladı. 2058'e kadar Uzan'a ait olan Çukurova ve Kepez Elektrik'e hukuku hiçe sayarak el kondu. Yöneticiler ve avukatlar polis zoruyla dışarı atıldı. Bu kararı tanımayan Uzan Grubu dava açtı. GENÇ Türkiye Cumhuriyeti, dün tarihinin en kara günlerinden birini yaşadı. Türk sermayesinin gurur abidesi Uzan Grubu'nun, Türkiye'nin kâr rekortmeni iki şirketine, Çukurova ve Kepez Elektrik'e el kondu. Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'ı, 'yok edilmesi gereken en büyük siyasi rakip' olarak gören AKP'nin Başkanı Tayyip Erdoğan, hukuku hiçe sayarak bu yargısız infazın startını verdi. Enerji Bakanlığı bürokratları, bir polis ordusuyla gelip Çukurova ve Kepez Elektrik'i işgal ettiler. Enerji Bakanlığı, işgale gerekçe olarak bu şirketlerin mevzuat ve sözleşme hükümlerini sürekli ihlal etmeleri gibi uyduruk bir gerekçe gösterdi. RESMEN SİLAHLI İŞGAL İŞGAL, gerçekleştirildikten bir süre sonra Enerji Bakanlığı tarafından borsaya gönderilen bir açıklamayla Türkiye'ye duyuruldu. İşyerlerini terketmek istemeyen Çukurova ve Kepez Elektrik yönetici ve avukatlarının polis zoruyla yaka paça nasıl dışarı atıldığını tüm Türkiye, televizyonlardan izledi. ÇEAŞ Genel Müdürü Zafer Savrun, 'Bakanlık yetkilileri ve polisler odama kadar girip tebligatı bana zorla imzalattılar. Kollarımızdan tutarak fabrika dışına çıkardılar' dedi. Kepez Elektrik Genel Müdür Yardımcısı Cevat Aktepe de, 'Odamdan, başıma silah dayanarak çıkartıldım' diye konuştu. TAYYİP'İN AMACI NE? ÇUKUROVA Elektrik avukatları, şirketin yönetim faaliyetlerinin şirket yönetim kurulunca sürdürülebilmesi için, bu haksız gaspa karşı ihtiyati tedbir başvurusu yaptı. Peki Enerji Bakanlığı, haksız olduğu bir konuda, üstelik açılmış davalar sürerken böyle bir yargısız infaza niçin girişti? Gaspın ardından Enerji Bakanı Güler ve EPDKBaşkanı Yusuf Günay Tayyip Erdoğan'la görüştü, açıklama yapılmadı. Tayyip Erdoğan yurtdışına giderken bu konudaki sorulara kaçamak cevap verip topu Enerji Bakanı Güler'e attı. Bakan da kanunsuz iş yaptıklarını itiraf edemeyeceği için, yönetmelikler gereği böyle bir işlem yaptıkları zırvasını uydurdu. ÇEAŞ VE KEPEZ: BU İŞGALİ TANIMIYORUZ Çukurova ve Kepez Elektrik yönetimleri, gasp kararını tanımadıklarını açıklayan iki ayrı deklarasyon yayınladı. İşte o açıklamalar: Hukukun çiğnenmesini ve mülkiyet hakkımıza tecavüz edilmesini kınıyoruz. Bugün ülkemizde demokrasi, insan hakları, mülkiyet hakkı bir kere daha siyasi iktidar tarafından ayaklar altına alınmıştır. Bir özel sektör kuruluşu olan Çukurova Elektrik'in Adana'daki, Kepez Elektrik'in Antalya'daki merkez binası, Enerji Bakanlığı'nca, Valilik ve Emniyet de alet edilerek mahkemece verilen tedbir kararları hiçe sayılarak zorla işgal edilmiştir. Şirketlerin yöneticileri ve hukuk müşaviri avukatlar binadan zorla ve yaka paça dışarı atılmıştır. Türkiye'nin en çok vergi veren şirketleri siyasi iktidarın kanunsuz kaba gücüne maruz bırakılmıştır. Mahkeme tespiti ile Çukurova Elektrik'in malvarlığı 3.2 milyar dolar, Kepez Elektrik'in malvarlığı 1.2 milyar dolardır. Bu malvarlığı şirket özsermayesi ve vergileri ödenmiş gelirleri ile yarım asırda meydana getirilmiştir. Çukurova Elektrik'in malvarlıklarının 60 binden fazla, Kepez Elektrik'in 2 binden fazla tapusu vardır ve bu tapuların hepsi şirketlere aittir. Şirketlerimizde, devlete ait veya devletten devir alınmış tek bir çivi bile yoktur. Tapulu mallarımızdan olan merkez binalarımızdan yöneticilerimiz dışarı çıkartılmış, şirketlerimize büyük zarar verilmiştir. 1993'te özelleştirme kapsamında özel sektöre geçen Çukurova ve Kepez Elektrik'te hiçbir hükümetin mülkiyet hakkı yoktur. Hele hele işgal hakkı hiç yoktur. Hukuk dışı, adalet dışı bu davranış Türk halkınca çok iyi değerlendirilecektir. Şirketlerimizin varlıklarının yağmalanmasına izin verilmeyecektir. Siyasi iktidar ne kadar güçlü olursa olsun haksız bir eylemde adaleti ayaklar altına alarak mülkiyete tecavüzde başarılı olamayacaktır. Çukurova Elektrik 2002 yılında 4 milyar kilowatt saat elektrik üreten bir devdir. Çukurova'nın Berke dahil 7, Kepez'in 4 barajı vardır. Çukurova 46, Kepez 10 büyük trafo merkezine sahiptir. Çukurova'nın 3 bin 100 km, Kepez'in bin 521 km iletim ve dağıtım hattı vardır. Bütün tesislerin tapuları Çukurova ve Kepez'in mülkiyetindedir. Çukurova'nın 3 binden, Kepez'in binden fazla ortağı vardır. Ortakların hakkı hiçbir zaman çiğnetilmeyecektir. Sayın halkımıza ve ortaklarımıza açıklıkla duyurmak isteriz ki; Çukurova ve Kepez'in yasal organları faaliyetlerini aksatmadan yürütmeye devam edecektir. Şirketlerimizi temsile yalnız yasal temsilcilerimiz yetkilidir. Enerji Bakanlığı'ndan hiç kimse Çukurova ve Kepez'i temsil etmeye ve bu şirket adına imza atmaya yetkili değildir. Şirketlerimiz, Adana-Mersin, Hatay-Osmaniye ve Antalya'da hizmetlerini aksatmadan başarıyla sürdürecektir. Malvarlıklarımıza kimse el uzatamaz. Türkiye hukuk devletidir. Buna inanmayanlar er geç hüsrana uğrayacaktır. Adalet ve hak er geç tecelli edecektir. Hukuka aykırı hareket edenler ne kadar güç sahibi olsalar da hezimetten kaçamayacaklardır. ÇUKUROVA ELEKTRİK A.Ş. KEPEZ ELEKTRİK A.Ş. BU BARAJLAR SİZİ BOĞAR Türkiye, AKP'nin Uzan Grubu'na siyasi linç girişimini izliyor. Çukurova ve Kepez Elektrik'e gaspa kalkışıldı. Oysa Uzan Grubu'nun bu iki şirkette Anayasa ile güvence altına alınmış işletme hakkı var. Hem de 2058'e kadar. Uzan Grubu'nun Çukurova ve Kepez'e yaptığı yatırım 3.6 milyar dolar. AKP bu emeğe bedelsiz el koyma hevesinde. Hükümet, Berke gibi bir mühendislik şaheseri başta olmak üzere tam 11 baraja hukuksuzca el koymaya yeltendi. Ama bunu asla başaramayacak. Tepkiler çığ gibi. Kamuoyu ayakta, hukuk iş başında. Bu kararı alanları pişmanlık bekliyor. En güzelini Güneş Taner söyledi: Sonları Yüce Divan. TÜRKİYE'NİN en büyük özel sektör enerji yatırımı olan Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik'e Enerji Bakanlığı tarafından el konulması, tam bir hak gaspı. Bugüne kadar 3.6 milyar dolarlık enerji yatırımı yapan Çukurova ve Kepez, bunun karşılığında 2058 yılına kadar elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti hakkını aldı. Ama 'Anayasa ile güvenceye alınmış bu hak' bir yönetmelikle bedelsiz gaspedilmeye çalışılıyor. Peki bu sorun nasıl ortaya çıktı? İşte Çukurova ve Kepez'in borsaya yaptığı açıklamalarla adım adım iletim sorunu: Çukurova ve Kepez Elektrik, 3096 sayılı kanun çerçevesinde Enerji Bakanlığı ile 9 Mart 1998'de İmtiyaz Sözleşmesi imzaladı. Bu sözleşme, imzalanmadan önce Danıştay tarafından incelendi, hukuka uygun bulundu ve onandı. Sözleşme ile Çukurova ve Kepez'e, görev bölgelerinde 2058'e kadar elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti için imtiyaz verildi. 3.6 MİLYAR $ YATIRIM TAMAMEN kendi öz kaynakları ile olmak kaydıyla Çukurova 3 milyar 221 milyon, Kepez 355 milyon dolarlık enerji altyapı yatırımı yaptı. Daha sonra 57'nci Hükümet, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nu çıkardı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) Çukurova ve Kepez mülkiyetindeki iletim tesislerinin hukuksuz bir yönetmelikle TEİAŞ'a devrini istedi. Çukurova ve Kepez yönetimine göre bu hukuka ve Anayasa'ya aykırı. 'Çünkü'sünü, Çukurova ve Kepez'in borsaya gönderdiği açıklamadan aktaralım: Anlaşmamızın dayanağı olan 3096 sayılı yasa halen yürürlükte. Kaldı ki, 3096 sayılı kanun daha sonra kaldırılsa dahi imtiyaz sözleşmesinin taraflara bahşettiği tüm haklar yine geçerliliğini koruyacaktır. Bu nedenle hiçbir halde, sözleşmeye müdahale anlamında bir düzenleme mümkün değildir. MÜDAHALE OLAMAZ Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararlarında da, elektrik hizmetleri alanında, kanunla dahi olsa sözleşmelere müdahale sonucunu doğuracak bir düzenlemenin yapılamayacağı tartışmasız ortaya konmuştur. Bu hususta bir yönetmeliğin yapılmış ve yayımlanmış olması sadece basit bir hukuka aykırılığın ötesinde, Anayasa ve kanuna aykırılık suçunu oluşturmaktadır... ÇUKUROVA ve Kepez, halka açık iki şirket. Böyle bir el koymanın Sermaye Piyasası Kanunu açısından getireceği sakıncalar neler? İşte açıklaması: Çukurova ve Kepez, Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi, halka açık iki şirket. Yani bu iki şirketin sahip olduğu değerlerden feragate mecbur tutulması mümkün değil. Hissedarlarının zarar görmesine yol açacak, hukuki temeli olmayan bir 'taleb'in yönetmelik bahane gösterilerek yaptırılmaya çalışılması, SPK iznini gerektirdiği ve izin verilmesi de mümkün olamayacağı için hukuka aykırıdır... SPK KANUNUNA AYKIRI Kaldı ki, istenen bir devletleştirme ise, tesis bedeli ve kâr kaybı ile ek zararlar ödenmeksizin kamulaştırma-devletleştirme işleminin yapılması hukuken mümkün değildir. ÇUKUROVA ve Kepez'in ayrı ayrı yaptığı açıklamaya göre 4618 sayılı kanun, kamu mülkiyetindeki iletim hatlarının TEİAŞ'a devrini öngörüyor. Yani kanun aslında Çukurova ve Kepez'i kapsamıyor. İmtiyaz Sözleşmesi'nin 21/d maddesi de, 'Sözleşme, yürürlüğe konulmasındaki usulle değiştirilecektir' diyor. Peki Enerji Bakanlığı bu gerçek ortadayken Çukurova ve Kepez'e nasıl el koyuyor? Bu sorunun tek cevabı şu: Gasp. UZAN'IN KUSURU YOK ÇÜNKÜ hükümet iki şirkete tazminat önermeden, bildirimde bulunmadan, sözleşmenin 19'uncu maddesini yani şirket kusurunu öne sürerek iptale gitti. Oysa Çukurova'nın ve Kepez'in kusuru yok. Üstelik iki şirket yaptıkları açıklamalarda açıkça şu teklifte bulundu: 'Şirketlerimiz, düzenlenecek toplantılara katılmaya ve ayrıca, kâr kaybımız ile iletim tesis bedelleri karşılandığı ve yapılacak olan İmtiyaz Sözleşmesi tadilinde mutabakat sağlanarak İmtiyaz Sözleşmesi'nin yapıldığı usule uygun şekilde Danıştay onayından geçmesi halinde gereklerini yapmaya hazırdır.' ÇUKUROVA VE KEPEZ KÂRLILIKTA TÜRKİYE REKORTMENİ Halka açık ve hisseleri borsada işlem gören Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik, borsada yatırımcısına en çok kazandıran şirketlerin başında geliyor. Tamamen Türk sermayesi ile kurulu olan iki şirket, bu yıl yatırımcılarına da rekor düzeyde kâr payı dağıttı. Türkiye'nin kâr şampiyonu olan Çukurova Elektrik, borsa yatırımcısının temettüyü unuttuğu dönemde yatırımcılarını unutmadı. Türk enerji sektörünün en büyük milli yatırımı olan Çukurova Elektrik, 2002 yılı sonunda tam 325 trilyon lira gibi rekor bir kâr açıkladı. ÇUKUROVA Elektrik, yedek akçe ve vergi olarak yapılacak yasal kesintilerden sonra yatırımcılarına 293 trilyon 592 milyar lira kâr payı dağıttı. Bu rakam Türk sanayii için bir rekor oldu. Bu borsa tarihinde yatırımcıların aldığı en yüksek kâr payı olarak da tarihe geçti. Şöyle ki; yatırımcılar Çukurova Elektrik'e yatırdıkları her bin liralık hisseye karşı 587 bin 185 lira kâr payı aldı. Yatırımcılar, 20 Mayıs'ta kâr paylarının ilk ödemesini aldılar. Türk sermayesinin ikinci gururu Kepez Elektrik de 2002'de 44 trilyon 271 milyar lira kâr elde etti. KEPEZ, yedek akçe ve vergi olarak ödediği yasal kesintilerden sonra 24 trilyon 460 milyar kâr payı dağıttı. Kepez'e yatırım yapanlar her bin liralık hisselerine karşılık 162 bin 130 lira kâr payını 20 Mayıs'ta aldılar. Hisse senedi performanslarında da Çukurova, borsanın kurulduğundan bu yana en çok kazandıran hisselerin başında geldi. İMKB 1986-2001 arasında aylık getirilere göre bir çalışma yayınladı. Çukurova Elektrik, verileri hesaplanan 310 şirket içinde dolar bazında yıllık ortalama getiride yüzde 21.14 ile ilk 15 arasında yer aldı. GASPI BIRAKIP DOĞALGAZ KAZIĞINI ÖNLEYİN PAHALI elektriği sona erdirme iddiasıyla Enerji Bakanlığı koltuğuna oturan Hilmi Güler, 7 aylık bakanlık görevi süresince Türkiye'nin kanını emen Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile kurulan doğalgaz santrallerini durdurmak ve pahalı elektriğin önüne geçmek yerine tamamen Türk sermayesiyle yapılmış şirketlerine el koymayı tercih etti. Enerji sektörüne bomba gibi düşen bakanlığın keyfi el koyma olayı sonrası uzmanlar, operasyonu tamamen 'siyasi' olarak nitelendirerek sektörün geleceği açısından kararı endişe verici buldular. ENERJİDEKİ darboğazı çözmek adına hiçbirşey yapmadan sadece irticai kadrolaşmanın önünü açan Güler, bakanlıktaki tüm kadrolara AKP'lilerin akrabalarını atadı. Güler, aldığı kararın ezikliği nedeniyle gazetecilerin karşısına çıkamadı, bakanlıktaki odasına bile uğramadı. Güler'in hukuk süreci devam ederken sağlam bir gerekçe olmadan tek taraflı aldığı karara tepki yağdı. Uzmanlar, 'Bu karar enerji özelleştirmelerini sekteye uğratır. Şimdi hangi şirket devlete güvenerek bu ihalelere girer?' diyerek tepkilerini dile getirdiler. AKP'NİN iktidar vizesi almasının ardından Güler pahalı enerjiden şikayet ederken bu pahalı enerjinin kaynağı olarak YİD modeli ile kurulan santralleri gösterdi. Ancak pahalı elektriğin önüne geçmek adına gelinen süreçte bu santrallerle ilgili tek bir adım atılmadı. Bir iddiaya göre Enerji Bakanı Güler, özellikle uluslararası kuruluşlar ve Amerikan Eximbank'tan kredi kullanılarak inşaa edilen ve devlete 12 centten elektrik satan doğal gaz santrallerine dokunamadı. Çünkü bu kreditörler bu santrallerle uğraşılmasını istemediler. EL KOYAN YÜCE DİVAN'A GİDER DEVLET eski Bakanı Güneş Taner, Çukurova ve Kepez'e el konulması kararını eleştirerek, 'Çukurova ve Kepez'e el koyanlar Yüce Divan'a gider' dedi. İki şirkete el konması için Bakanlar Kurulu kararı gerektiğine dikkat çeken Taner, Enerji Bakanlığı'nın kendi yetkisiyle el koyamayacağını vurguladı. Dünyada örneği yok DAHA geçen yıl Çukurova'nın 1 milyar dolarlık baraj yaptığını kaydeden Taner, 'Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hareket görmedim. Türkiye bir hukuk devletidir. Demokrasi ve hukuk dışına çıkılıp 'Ben yaptım oldu' demek demokrasinin olmadığı ülkelerde olur. Türkiye AB'ye girmeye çalışıyor. Buna benzer hareket hangi AB ülkesinde görülmüştür' diye konuştu. UZAN HESAPLARINI BOZDU, BÖYLE OLDU DEVLET eski Bakanı Masum Türker de kararı eleştirdi. Petkim'e en yüksek teklifi veren Uzanlar'ın özelleştirme ihalelerine girişlerinin engellenmek istendiğini kaydeden Türker, 'Kararın gerekçesi belli değil. Olay Uzanlar'ın Petkim'e en yüksek teklif veren şirket olmasıyla ilişkili. IMF'ye özelleştirme yapacağız deniyor, bir taraftan özelleştirilmiş kuruma neden gösterilmeden el konuyor' diye konuştu. Tek neden Petkim BUNUN altında Petkim üzerine kurgulanmış bir düzeni Uzanlar'ın fiyat vererek bozmasının yattığını tekrarlayan Türker, 'Böylelikle Uzanlar'ın önümüzdeki ihalelere teklif vermesi engellenecek. Yakın zamanda yapılacak özelleştirmelere sisteme uymayanların teklif vermesini engellemek istiyorlar' dedi. HÜKÜMETİN YAPTIĞI AÇIKÇA EŞKIYALIK SANAYİ eski Bakanı Yalım Erez, el koyma kararını sert bir dille eleştirdi. Kararı duyunca dehşete kapıldığını kaydeden Erez, 'Türkiye bir hukuk devleti, burası dağ başı değil. Artık kimimiz yarın evimize el konulması endişesi taşıyoruz. Mesele Uzanlar'ın değil Türkiye'nin meselesi. Bu meseleye tüm Türkiye sahip çıkmalı. Eşkiyanın yarın ne yapacağını kestirmek zor. Sayın Uzan pes etmemeli' dedi. Akarcalı: Şaibeli olur ESKİ bakanlardan Bülent Akarcalı da kararın bakanlığın uygulaması olarak kalması halinde şaibeli bir karar olmaktan öteye gidemeyeceğini söyledi. Akarcalı, 'Eğer öyle kalırsa; devletin bürokratları da devletin kendisi de ihlalin bizzat içinde demektir' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:09

İLGİLİ HABERLER