ALİ ULURASBA
ANKARA- TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş başkanlığında açıldı.
Ateş, Genel Kurul'un açılışında yaptığı konuşmada, bu gece yaşanan Bingöl depremi üzerinde durdu. Ateş, ''Ulusumuza Başsağlığı diliyoruz, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Sayın Başbakan ve ilgili Bakanlar ile Sayın milletvekilleri deprem bölgesinde bulunmaktadırlar. Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal, milletvekilleriyle birlikte bölgeye hareket etmişlerdir. Üzüntümüz büyük. Bu üzüntümüzün büyük olmasının bir diğer nedeni de devlet binalarının yıkımı ve hasarın büyük olması. Özellikle yatılı bölge okulumuzun halen yıkıntı altında olması da bu üzüntümüzü artırmaktadır. İktidarların ve yerel yönetimlerin ihmali çok pahalı bir bedel ödetmektedir. Hasarın artmasına neden olanlardan hesap sormasını devletimizden istiyoruz'' ifadelerine yer verdi.
Ardından AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik söz aldı ve 'yıkımların, yaralanmaların, ölümlerin kader olmaması' gerektiğini söyledi. Çelik, ''Türkiye'nin imar ve inşa sorunları içler acısı bir durum arzetmektedir. Geneli itibariyle, merkezi yönetimler ve bugüne kadar bir bütün olarak bütün merkezi yönetimleri ve yerel yöhnetimleri içine almak doğru olmaz ama merkezi ve yerel yönetimler açısından geçen yıllar maalesef kötü yıllar olmuştur. Suistimaller mutlaka yargı tarafından ele alınacak ve gerekli müeyyideler uygulancaktır. Asıl olan geleceğe dönük ne yapacağımzdır, neler yapmamız gerektidir. Türkiye bu çirkin fiziki görüntülerden ve dramatik görüntülerden nasıl çıkacağı konusu hepimizin sorunudur hepimizin sorunu olmalıdır. Buna parlamento olarak çözüm bulmak mecburiyetğimiz vardır'' dedi. Çelik lafta değil özde çağdaş olunması gerekitğini de söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özyürek ise konuşmasında Türkiye'nin kadersiz bir ülke olduğunu, şanssız bir ülke olduğunu söyledi. Sık sık felaketler yaşadığını, birinin acısını unutmadan birinin yaralarını saramadan başka bir felaketle karşı karşıya kalıdığını kaydeden Özyürek, ''Bu bize coğrafyamızın sunduğu bir kadersizlik. Ama aynı zamanda bu coğrafyamızın şartlarını jeolojik yapısını bilmemize rağmen yeterli önelemi alamayışımız ve kaderci bir anlayışla hareket etmemezin beklenen bir sonucu. Fakirliğin çaresizliğin az gelişmişliğin dayattığı şartlar bunlar. Yoksa o bölgede yaşayan insanlarda daha sağlam konutlarda oturmak isterler daha sağlam binalarda yaşamak isterler. Ama imkan olmayınca kaderine herkes razı oluyor. Bu çaresizliğin bedelini de çok ağrı ödüyoruz'' dedi.
Körfez depreminden sonra kimsenin bir çözüm üretmediğini nasıl olsa bir şey olmaz anlayışıyla devam edildiğini kaydeden Özyürek, ''Niçin bu kamu binaları öncelikle çöküyor. Bir müteahhit seçimi ile ilgili konuları ciddi bir şekilde değerlendirmeliyiz. Bu binaların denetimini yapan hem devlet dairelerinde görevli hem belediyelerde görevli mühendislerin yetkilerini sorumluluklarını kaliteliliklerini artırmalıyız'' ifadelerine yer verdi.
Genel Kurul'da gündem dışı konuşmaların ardından geneli üzerindeki görüşmeleri dün tamamlanan ve Orman ve Çevre Bakanlıkları'nın birleştirilmesini öngören yasa tasarısı ele alınacak.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:54