Gündem
  • 13.5.2002 16:10

TEMİZEL: ''IMF İLE YAPILAN KREDİ ANLAŞMALARI YÜZÜNDEN TÜRKİYE'NİN BAŞI İLERİDE CİDDİ BELAYA GİRECEK!''

KAYNAK : Haber Vitrini Habertürk TV’de Basın Kulübü’nün konuğu olan BDDK eski Başkanı Zekeriya Temizel, çarpıcı açıklamalar yaptı. Temizel, IMF ile ilgili politikalar konusunda çok ciddi şüpheleri olan bir insanım. Bunlar Türkiye'nin hayrına değil ve Türkiye'nin başı ilerde ciddi belaya girecek. Önümüzdeki yıllarda Türkiye tarımında ciddi gerileme olacağı yönünde ciddi endişelerim var. Şeker yasası ve tütün yasası bu bağlamda değerlendirilmeli. Türkiye'nin tarımsal üretim bakımından ciddi anlamda çöküşe gidebilir” dedi. Habertürk TV’de Basın Kulübü’nün konuğu olan BDDK eski Başkanı Zekeriya Temizel, çarpıcı açıklamalar yaptı. Temizel, mali milat'tan, naylon fatura düzenlemesine, el konulan bankalara kadar tüm sorulara cevap verdi. İşte Zekeriya Temizel'in Basın Kulübü'ndeki açıklamaları: 1994-99 arasında bankalarla ilgili hiçbir yasal düzenleme yapılmamıştır. Bunun hesabı verilmelidir. ben 1998 yılında, azınlık hükümetinin bakanıydım. Benim dönemimde yasa çalışmaları gündeme geldi. Hükümetin ilk işi Bankalar Yasası'nı çıkarmak oldu. BDDK sürecine gelince; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, görevi başladığı andan itibaren sistem kurulmuştu. Ben BDDK Başkanı olarak göreve başladığımda, zaten daha önce 19 bankaya el konulmuştu. Bunları kucağımızda bulduk. Göreve başladığımız andan itibaren bazı yasal düzenlemeler için kolumuzun altında dosyalarla kapı kapı dolaştık. Özellikle bu konuda ihtisas mahkemelerinin kurulması gerektiğini savunduk. Ben yasal değişiklikleri gerektiren düzenlemeler yapılmadığı için istifa ettim. Bağımsız kurullar, yasanın düzenlediği alanlarda, yas ne emrediyorsa onu yaparlar. İstifa ettikten sonra sayın Kemal Derviş beni havaalanı yolunda aradı, ''kararınızı bir kez daha gözden geçirseniz'' dedi, ben de kendisine ''yapabileceğimin sınırına geldim'' dedim. 3 Mart 2001'de istifa ettim. Benim dönemimde 5 bankaya el konuldu. Biri yatırım bankası idi, yani 4+1 bankaya el konuldu. Bankalar; Etibank, Bank Kapital, Demirbank ve Ulusal Bank'tır. Bana hiçbir banka için dosyayı beklet, hasıraltı et diye siyasi bir baskı gelmedi. Ben kolumun altında yeni düzenlemeleri içeren dosyalarla hükümete ısrarlarda bulundum, ama siyasi irade bana hiçbir zaman 'olmaz' demedi. Fakat yasalar çıkartılmadı. Hiçbir zaman, ''şunu şöyle uygula'' diye bir telkin olmadı. El konulacak duruma gelen bankalarla ilgili o kadar kesin düzenlemeler var ki, siyasilerin buna engel olması mümkün değil. Soru: Etibank ve Bank Kapital'e el konulurken, neden İktisat Bankası'na dokunulmadı. Onun da durumu ağırdı?.. -Kesinlikle, BDDK'ya bu banka ile ilgili 'el konulması'na dair bir rapor ulaşmamıştır. Yani yasanın 14. maddesinin 3 ve 4. fıkralarındaki koşullar oluşmamıştır. Sizin sorduğunuz, yasanın 1 ve 2. fıkrasını, yani önlem alınmasını içeren raporlar. Bu konularda da bankaya rapor tebliğ yazısı gönderilmiş, burada ne yapılacağı belirtilmiştir. BDDK'nın her türlü işleri idari yargı denetimine tabidir. Soru: 19 şubat krizi, Cumhurbaşkanı'na bağlı DDK'nın, BDDK 'yı denetlemek istemesi üzerine patlak verdi.. buna direnç mi gösterildi?.. -Devlet Denetleme Kurumu'nun yasasında yetkileri vardır. Bankalarla ilgili yapılan her türlü işlemi gözden geçirme yetkileri var, ve denetliyorlar zaten. Hiçbir bankaya tek bir raporla el konulmaz. Ondan önce, ''şunu düzeltin, bunu yapın'' diye bankalara süreler verilir. Sonra gelen murakıp raporları ile işlem yapılır. İşte o dönem, bizim dönemimize denk geldi. Soru: Etibank raporunu 6 ay beklettiğiniz söyleniyor?.. Etibank'a el konulmasına ilişkin bize gelen rapor yepyeni bir rapordu. Zaten 20 gün geçmeden el koyduk. Yasa gereği, başkaca yapacak bir şey olmadığı için Etibank'a el konuldu. Soru: Size BDDK başkanlığını kim önerdi? -Bülent bey (ecevit) önerdi. Seçim yenilgisi ile ilgisi yok. Biz ilk defa BDDK'da bankacılıkla tanışmadık. Daha önce Hazine ve Maliye beraberdi. Bankacılık konusunda da geçmişte önemli sınavlara tabi tutulduk. Bir insan tek başına oturup BDDK başkanlığı yapamaz. Arkasında mutlaka bir kadro gerekir. Tek başına ortaya dökülecek kadar 'halk tabiriyle' sazan değilim. BDDK'dan istifa ettikten sonra Bülent bey aradı, ''gözden geçirmeniz mümkün değil mi?'' diye sordu. ''Hayır'' dedim. Birisinin önüne bir yasayı koyarsanız, o yasa uygulanır. Ben kişisel ve ideolojik görüşlerimi karıştırmadan, önümdeki yasaları uyguladı. - Soru: Etibank'ın satılması söz konusu o aralar. Pazarlıklar yürüyordu. Neden beklemediniz?.. -Oturup da kimlerle neler konuştuğumu söyleme hakkına sahip değilim. Eğer bu konuda, olabilecek bir şey olsa, mutlaka yerine getirilirdi. Hükümetin telkini olamazdı, olmadı da zaten. Şu anki krizin nedeni Türkiye'nin borcunu çevirememesi. 120 milyar dolar dış borç, 80 milyar dolar iç borç çevrilemediği için Türkiye bu krize girdi. Soru: Türkiye'den mali milat sırasında para kaçtığı iddiaları doğru mu?.. -Kaçmadı, kesinlikle. Bu rezervlerin 5 ila 10 milyar dolar artmasından belli. Hatta mali milat olmasa, Türkiye çok daha ciddi bir krize girerdi. Mali milat dolayısıyla rezervler kesinlikle azalmamış, bilakis artmıştır. Rakamlar ortadadır. Soru: Davalar neden DGM'lerden alındı. Neden bu yasalar önce DGM kapsamına alındı, sonra neden çıkarıldı, buna bakmak lazım. ''Naylon fatura'' düzenlemesi.. Yargıya güvenmek zorundasınız. Kastı olmayan hiç kimseye ceza veremezsiniz. O suçu bilerek işlediğini kanıtlamak zorundasınız. 'Sahte belge, olmayan bir işin olmayan bir şirketten alınmasıdır' şeklinde yeni bir tanım yapıldı. Bu tanıma göre, bilmeden alınması mümkün müdür? Kastı olmayan kişilerin yargıya gönderilmesi mümkün değildir. Eğer bir hata varsa, kanunda değil, uygulamada aramak zorundasınız. Yargıya güvenmek zorundasınız. Sorumlu olmayan birisini, başkasının suçundan dolayı cezalandıramazsınız. Demirbank olayı.. Demirbank'ın bugünkü sahipleri banka fona devredildikten sonra gelip bizimle de bizzat görüştüler ve bankayı o günkü haliyle alamayacaklarını bize ilettiler. Süper kaynana tartışması.. Murat Kelkitlioğlu: Egebank operasyonu sürerken, başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın kayınvalidesinin adı olaya karıştı. Kayınvalide Hatice Betül Özbay'a verilen krediler gündeme geldi. Diğer sanıklarla birlikte hapis cezası istemiyle dava açıldı. Başbakan bir açıklama yaptı, size dayandırdı, neden yargı devam ederken bir açıklama yaptınız? Zekeriya Temizel: Sayın Özkan'ın kayınvalidesinin adının geçtiği raporlar bizden önce yargıya gitti. Bir milletvekilinin soru önergesi üzerine bizden bilgi istendi. Bizde bankalar yeminli murakıbının raporunda yazılan şeyleri bildirdik. Başbakanlık tarafından yapılan açıklama budur. Hakan Aygün: Hatice Betül Özbay'ın avukatı Aydoğan Temizer aracılığıyla söz konusu kredi bir bankaya oradan da Hanımefendi'nin hesabına geçiriliyor. Temizel: Murakıp raporunda ne yazıyorsa Başbakanlık'a o bildirildi. Orada da çok net bir şekilde, avukat müvekkil ilişkisi olduğu, yani yazılan bildirildi. Hakan aygün: O konuda hiç mi içinizde şüphe doğmadı? Temizel: Sayın Özkan bütün bu suçlamaları hak edecek bir insan değil. Kayınvalidesinin suçlu olup olmadığı hakkında bir suçlama olup olmadığını takdir edemeyiz. Özkan'ın, 70 yaşındaki bir insanı böyle kullanmayacağını düşünüyor ve suçlamayı çok çirkin buluyorum. Murat Kelkitlioğlu: Bu belgelerin Nuh Mete Yüksel'e ulaşmaması için bir dahliniz oldu mu? Temizel: Hayır.. Sadece Başbakanlık'a murakıp raporunu gönderdim. Ordaki bilgiler de böyle suçlamayı gerektirecek bilgiler değil. Yargılama da o rapor çerçevesinde sürüyor. Bayan Özbay diyor ki; ''Temizer'le benim aramda yıllardan beri, 20 küsür yıldır müvekkil avukat ilişkisi var, gayrımenkullerimin idaresini yapıyor. Mali milat nedeniyle bunlar şu bankada bloke edilsin dedim. Ve orada bloke edildi''.. Böyle diyor hanımefendi.. Sırrı Çalğar: Savcılık Hatice Betül Özbay'ı bir numaralı sanık konumuda getirdi ama?.. Temizel: Onu bilemem.. Savcılık kendi bilgilerine dayanarak işlem yapabilir.. Murat Kelkitlioğlu: Başbakan neden böyle açıklama yaptı peki?.. Temizel: O Başbakan’ın takdiri.. Beni rahatsız eden bir Başbakan Yardımcısı'nın bu tür olaylarla, üstelik 70 yaşındaki bir insanı kullanarak bir işlem yaptığı iddiası, bu beni rahatsız eder.. Sayın Özkan benden hiçbir istekte bulunmadı, bulanamaz da zaten.. Hakan Aygün: DSP kökenli olduğunuz için böyle bir konuda yardım istedi mi? Temizel: ne yardım istedi, uzaktan yakından ilgilenmedi bile.. Rapordan başka hiçbir şey görmedim.. Olayın bu biçimde şekillendirilmesi de beni üzdü.. Kemal derviş üzerine.. IMF ile ilgili polikitalar konusunda çok ciddi şüpheleri olan bir insanım. Bugün Türkiye krizden çıktı deniyorsa, borç düzeni bir planlaya girdiği için deniyor. IMF kredileri belli şartlara bağlandı çünkü. Buradan çıkacak sonuçları kamuoyuna aktarmakla, bu programı uygulamak ayrı olaylar. Bunlar Türkiye'nin hayrına değil ve Türkiye'nin başı ilerde ciddi belaya girecek.. Önümüzdeki yıllarda Türkiye tarımında ciddi gerileme olacağı yönünde ciddi endişelerim var.. Şeker yasası ve tütün yasası bu bağlamda değerlendirilmeli.. Türkiye, tarımsal üretim bakımından ciddi anlamda çöküşe gidebilir.. Tarımda bu düzenlemeler yapılırken, tarımda serbest piyasa ekenomisinin işleyeceği varsayılıyor.. Liberal bir ekonomide pazar ekonomisinin çalışabilmesi için o sistemin kurumlarının oluşturulması gerekiyor.. Destekleme alımları kaldırıldı, peki alımları yapacak kurumlar nerede?.. İnsanların belirli politikaları uygulaması ayrı bir olay, o politikaların ne doğurucağı konusu ayrı bir olay.. Solda yeni parti arayışı.. Şu anda Türkiye ciddi anlamda bir arayış içinde.. İki nedenle, bir tanesi insanlar kendilerin siyaseten dışlanmış görüyor, bir kısmı da siyaset çözüm üretmiyor diyor.. İki-üç kişinin siyasi parti kurması, Türkiye'nin güvensiz olan siyaset kurumuna güven kazandırmayacak.. Ben DSP'den BDDK başkanlığına geçerken istifa ettim.. Şu anda herhangi bir bağım yok.. Bir bağlantım kesin olarak yok.. Türkiye'de ciddi anlamda insanların uzlaşabildikleri noktalarda bir bütünsellik sağlanabilir.. Bu anlamda elimden gelen herşeyi yapıyorum.. Soru: DSP'de devam eder misiniz?.. -Koşullar ne gösterir bilmiyorum.. Yeter.. Bazı insanlar 'yeter' demesini de bilmeli.. Siyasette ve kamuda çok şey yaptım.. Büyük bir 'sol' oluşuma 'evet' derim, DSP ve CHP'yi de kapsayacak bir sol oluşuma.. Sadettin Tantan'la da görüşüyoruz, çünkü biz dostuz.. Ama yurttaşlık hareketine katılmam söz konusu değil.. Şu anda ''ülke politikaları vakfı'' adı altında, arkadaşlarımızla alternatif politikalar üretiyoruz.. Soru: Temizel soyadı nereden geliyor? -Temizel, aile adı.. Herhangi bir anısı yok.. Benim dedem ve ailemizin bütün erkekleri kurtuluş savaşı şehididir.. Babam, anne karnında olduğu için savaştan kurtulmuştur.. Soyadımın bana yakıştığının söylenmesinden mutluluk duyuyorum.. Soru: Eşiniz ne zaman Türkiye'ye dönecek?.. -Benim eşim benim makam arabalarımdan hiçbirine binmemiştir.. Göremezsiniz yani.. Kamuoyunun önünden özel olarak uzak tuttuk.. Burda pazara giden, kamuoyunun içinde çok rahat dolaşan bir insan.. Eşim tıp doktoru, bir araştırma için Almanya'da, ama dönecek.. Tahmininizden de çok sık Türkiye'deler.. Soru: Görevdeyken ve ayrıldıktan sonra hiçbir banka patronu ile görüştünüz mü?.. Başbakan'la, Eşiyle, Hüsametin Özkan'la görüşüyor musunuz? -Görevdeyken banka patronlarından sayın Halit Cıngıllıoğlu ile görüştük.. Görevden ayrıldıktan sonra sayın Ecevit'le hiç görüşmedik.. Hüsamettin Özkan ve Rahşan Ecevit'le de görüşmedim.. Soru: Ekonomik krizden etkilendiniz mi? Etkilememesi mümkün değil.. Bu krizde, Türkiye'nin geçmiş dönemde ciddi anlamda borçlanma ile yaşadığı suni refahın bedeli ödendi.. Bir daha suni refah yaşanmamalı.. (Habertürk) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:51

İLGİLİ HABERLER