Gündem
  • 8.6.2004 10:30

TERÖRİSTBAŞI, AİHM SAVUNMASINDA KENDİSİNİN YARI-TANRI OLDUĞUNU İDDİA EDECEK...

HASAN ESEN ANKARA - Yaşamının bir döneminde ölmeyi ve öldürmeyi 'teknik bir mesele'ye indirgediğini itiraf eden teröristbaşı, gözünü kırpmadan başlarını kopardığı kuşlardan özür dileyerek yeni bir yaşama başlamak istediğini belirtecek. Teröristbaşı, kendisini boğmaya çalışmakla suçladığı annesinin sözünü dinlemediğini itiraf edecek. AİHM, yarın Strazburg'ta teröristbaşı için yeni bir duruşma yapacak. Yerel saatle 09.00'da başlayacak duruşma, yaklaşık 3 saat sürecek. Büyük Daire'de görülecek duruşmada, AİHM yargıçları tarafların savunmalarını dinleyip, soru soracak. Türk devletinin bütünlüğünü yok etmek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve can kaybına yol açan terör eylemleri teşvik etmekle suçlanan Öcalan da duruşma için hazırlandı. İmralı'da tutuklu bulunan teröristbaşı, 27 Nisan 2004 tarihinde savunmasını tamamlayarak avukatlarına teslim etti. Edinilen bilgilere göre, Öcalan'ın savunması birbirinden ilginç sözler, benzetmeler, suçlamalar ve pembe hayallerle dolu. Teröristbaşı, savunmasında, kişiliği açısından ilk suçunun, ananın toplumlaşmadaki etkisini kuşkulu bulması olduğunu ifade ediyor. ''Anamın büyük uyarılarını, boğma denemelerini ciddiye alsaydım, yaşadığım trajedilerin yolu açılmayabilirdi'' diyen Öcalan, kendisine ihanet edilmesinden yakınarak, annesinin 'Arkadaşlarına çok güveniyorsun, ama çok yalnız kalacaksın' sözünü aktarıyor. ÖCALAN, KENDİSİNİ APOLLON'DAN SONRA PROMETHEUS'A DA BENZETTİ Kendisini daha önce Antik Yunan'ın güneş tanrısı Apollon'a benzeten Öcalan, savunmasında da yarı-Tanrı Prometheus olduğu iddia ediyor. İmralı'ya götürüldükten sonra, Yunan Tanrısı Zeus'un yarı-Tanrı'lardan Prometheus'u Kafkas dağlarında kayalıklara bağlayıp her gün ciğerini kartallara yedirdiği hatırladığını ifade eden Öcalan, ''Hani şu insanlık için Tanrı'lardan ateşi çalan Prometheus sanki efsane şahsımda gerçeğe dönüşüyordu'' ifadesini kullanıyor. Savunmasında AİHM'sini de taraflı olmakla suçlayan Öcalan, yargılayanların her zaman efendiler olduğunu, kararların hep taraflı verildiğini ileri sürerek, ''Pozitif hukukun ölçüleri göz önünde bulundurulduğunda, haklarımın ciddiyetle irdeleneceğine pek ihtimal vermiyorum. Ayrıca davanın altındaki politik-ekonomik zemin ve komplo gerçeğinin gücü hukukun gücünün çok üstündedir. Kaldı ki, hukukun kendisi uzun vadeli kural ve kurumlara bağlanmış siyasetten başka bir şey değildir. AİHM için de bu husus geçerlidir'' ifadesini kullanıyor. ''ÖLMEYİ VE ÖLDÜRMEYİ TEKNİK BİR MESELEYE İNDİRGEDİM'' Savunmasında yer yer kendini Sümer Kralı Gılgamış'ın en iyi arkadaşı Enkidu, Hz. Davut, Hz. Musa hatta Hz. Muhammed ile özdeşleştiren Öcalan, yaşamının bir bölümünde ölmeyi ve öldürmeyi tamamen teknik bir meseleye indirgediğini itiraf ediyor. Yakalandığı 15 Şubat 1999 gününü, 'kapitalist dünyanın Azrailleşmiş gücünün bin bir hile ile boğazına sarılış günü' olarak değerlendiren Öcalan, yaşamında bazı stratejik hatalar yaptığını da kaydediyor. 1982'de silahlı gruba önderlik edecek bir kadro oluşturamamasından dert yanan Öcalan, ''Başta Duran Kalkan, Ali Haydar ve Mehmet Karasungur'un alanda görevli olmaları stratejik hata düzeyinde yetmezliklere yol açmıştır. KDP kuyrukçuluğu, halka yabancılaşma, arkadaşlara layık olamama, fuzuli işlerle uğraşma, halledilmiş çalışmaları yenileme bu stratejik yetmezliklerin devamı olarak kendini göstermiştir'' diyor. Örgüt içinde çeteleşme eğilimi çıktığını belirten Öcalan, bunu erkenden tespit edememesinin bir hata olduğuna belirterek, ''PKK'nın bütün çabalarına en büyük darbeyi bu yönlü gelişmeler vurmuştur. Adeta canavarlaşmış bazı kişiliklerin inanılmaz nitelik arz etmelerinin izahı güçtür. Genç uyandık. Tam uyandığımızda veya fark ettiğimizde, stratejik olarak hem zaman hem büyük çabaların ürünü başta genç savaşçılar, halk, maddi manevi birçok değer kaybedilmiş oldu'' ifadesini kullanıyor. Teröristbaşı, PKK'nın binlerce masum insanın kanını döktüğü dönemi de 'müthiş bir süreç' olarak nitelendiriyor. ''BAŞLARINI KOPARDIĞIM KUŞLARDAN ÖZÜR DİYECEĞİM'' Yaşamını 3 bölüme ayıran Öcalan, birinci bölümünün doğumundan PKK'yı kurana kadarki dönem, ikinci bölümün PKK'nın kuruluşundan yakalanışına kadarki dönem ve son bölümün ise yakalanışından sonraki dönem olduğunu kaydediyor. Bu dönemleri ayrıntılı olarak değerlendiren Öcalan, hayatının son dönemi için yapacaklarını şöyle sıralıyor: ''Çocukken gözümü kırpmadan başlarını kestiğim, kopardığım, kurnazca avladığım kuşlardan, vurduğum hayvanlardan özür dilemekle başlamak istiyorum yeni yaşam dönemime. En büyük saadetin kaşaneli köşklerde değil yeşil çevreli kulübemsi mekanda olduğuna inanıyorum. Doğayı tüm renkleri, sesleri ve anlamları içinde dinleyerek, yaşanın 'erdemine' ulaşacağıma inanıyorum'' Bu sözleri kullanan Öcalan, savunmasında PKK/KONGA-GEL'in silahlı kanadı HPG'nin de iyi bir savunma savaşı vereceğini anlatıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:21

İLGİLİ HABERLER