CANBERRA - Avustralya Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı'nın yayınladığı raporda, terörün dünya ekonomisine ve özellikle kalkınmakta olan ülkelere olumsuz etki yaptığı belirtildi. 'Global Options' adlı uluslararası risk yönetim şirketinin başkanı Neil Livingstone da bazı ülkelerin teröre karşı vurdumduymaz tavrını eleştirerek, ''Özellikle terörün hedefi haline gelen güney Asya'dakiler başta olmak üzere, Müslüman ülkelerle işbirliğini artırmak durumundayız'' dedi.
Avustralya Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Geoff Raby, raporla ilgili yaptığı açıklamada, terörün meydana geldiği ülkenin ekonomisinin derhal ve doğrudan etkilendiğini bildirdi. Raby, kalkınmakta olan ülkelerin terörün doğurduğu dalgalardan neden daha çok etkilendiğini şöyle anlattı: ''Kalkınmakta olan ülkeler için ticaret son derece önem taşıyor. Dolayısıyla, ticaretin milli gelirdeki payı da büyük oluyor. Aynı durum, kalkınmakta olan ülkelerin yabancı yatırımlara bağımlılığı için de söz konusu. Ve bu alanlar, terörist faaliyetlere karşı son derece duyarlıdır''.
Müsteşar Geoff Raby, bir ülkedeki risklerin, o ülkedeki yatırım maliyetini artırdığını da vurguladı. Bu durumun mevcut olduğu ülkelerde yabancı yatırımcıların uzun vadeli yatırımlara girmekten kaçındığını ve yalnızca kısa vadeli iş yapmak yolunu seçtiklerini ifade eden Raby, ''Dolayısıyla, kalkınmakta olan ülkelerin asıl ihtiyaç duyduğu otoyolların, demir yollarının ve hidroelektrik santrallerinin yapılması gecikiyor'' diye konuştu.
ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Ekonomik Araştırmalar Merkezi Milken Enstitüsü Başkanı Ross DeVol da seyahat ve turizm endüstrisi gelişmiş ülkelerin terörden daha çok etkilendiklerini belirterek, ''Örneğin Bali'deki turizmi ve saldırılardan nasıl etkilendiğini bir düşünün. Asya'daki birçok ülkenin gelirlerinde turizm önemli bir yer tutuyor. Bu ülkeler terörden daha çok etkileniyor'' dedi.
MISIR, 6 YILDIR TOPARLANAMADI
Ekonomisi kötü yönetimden dolayı bir türlü düzelemeyen birçok Ortadoğu ülkesinin, süregelen İsrail-Filistin çatışmaları ve Irak'taki durum sebebiyle daha da kötü durumda olduğunu vurgulayan DeVol, ''Mısır'ın turizm sektörü, 1997 yılında yabancı turistlere yönelik saldırıdan bu yana tamamiyle kendisini hala toparlayamadı. Amerika'nın Mısır'ı da içine alan Kuzey Afrika seyahat uyarısı, bu bölgede turizme büyük darbe vurdu. Gerek Mısır'daki, gerekse İstanbul'da meydana gelen son dört saldırı, Müslüman ülkelerin terörizme karşı bir bağışıklığı olmadığını gösteriyor'' diye konuştu.
Global Options adlı uluslararası risk yönetim şirketinin başkanı Neil Livingstone ise Müslüman ülkeler dahil, gelişmekte olan ülkelerin, kendi içerisinde büyüyen teröre karşı pek az şey yaptığını öne sürerek şunları söyledi:
''Birçok ülke, gerek yeterli kaynakların bulunmamasını, gerekse terörle mücadelenin merkezinde olmadıklarını bahane ederek terörü görmezden geliyor. Bu tabii ki bir hayal dünyasında yaşamak gibi bir şey. Bu ülkelerde üslenen teröristleri belirlemek zorundayız. Daha fazla istihbarat değişimine ihtiyaç duyuyoruz. Özellikle terörün hedefi haline gelen güney Asya'dakiler başta olmak üzere, Müslüman ülkelerle işbirliğini artırmak durumundayız. Bu ülkeler, topraklarında faaliyet gösteren ve terörü destekleyen radikal unsurları derhal durdurmalıdır''.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:14