
TERÖRLE MÜCADELE EDENLERE DAĞDAKİ ÇATIŞMADA ÖLDÜRDÜĞÜ HAİNİN HESABI SORULUYOR!
SİNAN YAYLAK
SİVAS - Sivas'ın Suşehri ilçesine gelen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve Sivas milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, intihar eden Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, DTP'lilerin cesetler ile ilgili açıklamaları ve Ergenekon soruşturmasındaki 11. dalgaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Partisinin belediye başkan adayı olan Sedat Sel'in tanıtımı için Sivas'ın Suşehri ilçesine gelen BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, partililer tarafından ilçe girişinde karşılandıktan sonra BBP ilçe binasına geldi. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Yazıcıoğlu, 3 gün önce Ankara'da askeri lojmanda tabanca ile intihar ederek hayatını kaybeden emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca ile ilgili olarak, "Suşehri'nin kahramanı olan Albay Abdülkerim Kırca hakkında bir PKK itirafçısının, daha doğrusu
iftiracısının sözünü bizim basınımız manşete dönüştürünce kendisi, 'Bu kadar hainin, döneğin olduğu dünyada yaşamak istemiyorum' diye beylik tabancası ile intihar etti. Çıkıp da vatanı milleti için canını hiçe sayan ve bu uğurda birçok başarılı operasyona imza atan Albay Kırca hakkında ortaya atılan asılsız iddialar çok çirkindir. Bu yüzden Kırca'yı kaybettik. Sivas terörle mücadelede hep en önde olmuştur. Bu uğurda birçok gazi ve şehit vermiştir. Gazeteler de bu PKK itirafçısını boy boy haber yapmıştır.
Güneydoğu'daki terörle mücadelede, Ankara Esenboğa'daki terör olayında ve en son Antalya'daki terör operasyonunda Kırca vardı. Ve devlet ona övünç madalyası verdi" dedi.
Yazıcıoğlu, son zamanlarda bazı DTP'li milletvekillerinin, 'Her yerde cesetler var' iddialarına da yanıt vererek, "Yasa dışı eylem yapan, devlet imkanlarını kullanarak yasa dışı organizasyonlar yapan kim varsa elbette hukuk devleti onun yakasına yapışacaktır. Ama son zamanlarda sap ve saman birbirine karıştırıldı. Ve şimdi o döneme ait devletin de bilgisi dahilinde dağda teröristle yapılmış çatışmalarda öldürülen teröristlerin hesabını vermekle tehdit ediliyorlar. Dün PKK uzantısı bazı siyasetçiler diyor
ki, 'Silopi'de mezarlıkta faili meçhul cesetler var, mezarlıklar var, bunlar açılsın.' Şimdi böyle deyince herkesin aklına şu geliyor. Demek ki oralarda bir sürü insan faili meçhul cinayete kurban gitmiş, kimsesizler mezarlığına atılmış. Yok öyle bir şey. Silahlı Kuvvetler ve Özel Harekat'la çatışmaya girmiş olan PKK'lılar çatışmada öldürüldüğünde bir müddet ailelerine teslim edilmiyor. Çünkü aileler de bunları kabullenmiyor. Hatta birkaç gün ortada kalıyor, kimse sahip çıkmıyor. Daha sonra devlet orada
kendisi bir mezar eşip defnediyor. Son zamanlarda 1-2 yıldır polisle askerle yaptıkları çatışmada öldürülen PKK'lılar ailelerine teslim ediliyor. Ondan sonra ailesi götürüyor belediyenin önünde tören yapılıyor, sonra törenle, yürüyüşle mezarlığa götürülüyor. Mezarlıkta defnedildikten sonra, 'PKK şehidi' diye saygı duruşunda bulunarak PKK ve DTP'li belediyeler güya resmi şehit töreni yapıyorlar. PKK geberiğini şehit ilan ediyorlar. Şimdi kalktılar bunların hepsini topluyorlar, gazi olmuş, çatışmada birçok
yerini kaybetmiş, ömrünü bu yola vermiş olan insanları suçlu sandalyesine oturtup dağlardaki çatışmada ölen PKK'lıların hesabını soracaklar. Kendi aralarında yaptıkları infazları da faili meçhul gösterip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmeyi istiyorlar. Yani bu işi bir Kürt kıyımı, bir soykırım gibi iddialara dönüştürmek istiyorlar. Biz cunta kurmuş, çete kurmuş devletin müesses nizamına karşı silahlı organizasyon yapmış ya da gitmiş mafyacılık yapmış olanlara karşı usullerine uygun birtakım
operasyonlar yapılmış olması, dava açılması, bunların mahkeme edilmesine bir şey demiyoruz. Ama bunun arasında terörle mücadele etmiş olanların da gazilerin de suçlu muamele görmesine bir mücrim gibi, suçlu gibi manşetler yapılarak çocuğunun çoluğunun sokağa çıkamaz hale getirilmesine razı değiliz. Bu anlayışa şiddetle karşıyız. Bu işin tadını kaçırmadan usul ve esaslarına göre devletin içinde bir çeteleşme varsa, ki var, devletin sistemine kural dışı bir müdahalede bulunmak üzere kurulmuş bir cunta varsa,
ki var olmuş yıllarca, bunların usulüne göre kişilik hakları zedelenmeden yargıya intikal etsin, hepimiz yargının arkasında duralım" ifadelerini kullandı.
Konuşmasının bitiminde basın mensuplarının Ergenekon soruşturmasının 11. dalgasında gözaltına alınan emniyet ve askeri personelin İbrahim Şahin'in timinden olduğu yönündeki iddiaları sorması üzerine Yazıcıoğlu, "Soruşturma aşamasındaki bir dava hakkında bir şey söylememiz doğru olamaz. Bu kişiler hangi gerekçeler ile gözaltına alınıyor, onları biz bilmiyoruz. Biz soruşturma safhasındaki davalarla ilgili bir şey söylemiyoruz. Zaten bunun üzerinde daha duyar duymaz bir kısmının kahraman ilan edilmesini,
bir kısmının hain ilan edilmesini doğru bulmuyorum. Şimdi bir operasyon var, bakacağız arkasından neler çıkacak. Basınımız da bu konuda çok titiz manşetler seçmelidir" dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu daha sonra Sivas Caddesi esnafı ile sohbet edip Kaymakam Yusuf Özdemir'i ziyaret etti.