Ekonomi
  • 10.10.2012 17:09

THY Avrupa'nın devlerini geride bıraktı

İSTANBUL (AA) - Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil, ''Bu yıl yurt dışı yolcuda yüzde 28 büyüyoruz. Bu da demek ki bir hayli duble yol yapıyoruz havadan. Ciro olarak da 7,8 milyar dolar hedefliyoruz. Bütçe hedefiydi bu da tutacak gözüküyor. Belki biraz daha artısı olabilir'' dedi.
     Anadolu Ajansı Finans Masası'nın konuğu olan Temel Kotil THY'nin çalışmalarına ve havacılık sektörüne ilişkin soruları yanıtladı. Kotil, öncelikle ülkelerin nerede oynamak istediklerine karar vermeleri gerektiğini belirterek Türkiye'nin son on yılında globale oynamak istediğini her boyutuyla, deklare ettiğini söyledi. Kotil, ''Türkiye büyük oynayacaksa globalde oynayacak ise dünya ile entegre olması gerekiyor. Yani kendi başına olamaz. Yolcu taşımacılığın en önce başladığı ve zirveye çıktığı yer ABD. Kendisi çok büyük pazar ve oyuncuları da daha çok içeride oynuyor. ABD'deki hava yollarının bine yakın uçakları var. Ama uluslararası oyunda çok aşağıya geliyor. En fazla yabancı yolcu taşıyan hava yolu Almanlar, Lufhansa. Biz de sekizinci durumdayız. Çok aşağıda değiliz aslında. ABD kendi içinde oynadığı için bir ton sıkıntı ile uğraşıyor. Dünya ile entegre olmak da, ülkeye gidip gelmeyle olur. O ülkenin yerel dilini konuşmadıkça çok etkin ticaret ve siyaset yapamazsınız. Bilişim sektörü gelişti. Ama yüz yüze görüşmek ile telefonda görüntülü konuşmak arasında hala çok büyük uçurumlar var. Uçmak çok önemli'' şeklinde konuştu.
    
     -''Bu yıl yurt dışı yolcuda yüzde 28 büyüyoruz''-
    
     Türkiye'nin global oynaması için çok global bir hava yoluna ihtiyacı bulunduğunu kaydeden Kotil, global havacılık pazarının 500 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirtti.
     Kotil, ''Dünyada yaklaşık olarak 2,5 milyar taşınan yolcu var. Yalnızca 10 milyon yolcu taşıyan yalnızca 1,6 milyar dolar ciro yapan Türk Hava Yolları'nın globalliğinden bahsedilemez. Şimdi ne kadar globaliz bugün onu söyleyeyim 38 milyon yolcu hedefliyoruz. İnşallah biraz daha fazla olacaktır. Bu yıl yurt dışı yolcuda yüzde 28 büyüyoruz. Bu da demek ki bayağı bir çok duble yollar yapıyoruz demektir bu havadan. Ciro olarak da 7,8 milyar dolar hedefliyoruz. Bütçe hedefiydi bu da tutacak gözüküyor. Belki biraz daha artısı olabilir. Bununla o 500 milyar dolardan çok da olmasa bile 1,6 milyara göre 500 fazla değişmiyor. Dünya havacılığının büyüme oranı yüzde 3, yüzde 4. Gittikçe daha fazla pay alıyoruz. Globale çıkıyoruz. Global Türkiye'nin global hava networküne ihtiyacı var. Ve bunu gerçekleştirmezse global olma şansımız yok. Az önce Amerikalıları örnek verdim. Havacılık sektöründe hava yolları yani kelimeyi doğru kullanayım, yani can çekişiyorlar. Devamlı bu onların meşhur ''chapter level'' durumları var. Ona sığınarak borçlarını tevdi ettirip, devlet desteğiyle gidiyorlar. Dediğim gibi yaşasın global pazar, yaşasın coğrafyamız. Aşağıda yani güneye doğru biz hep kuzeye doğru baktığımız için. Afrika yaşasın Afrika. Bunları korumamız lazım'' diye konuştu.
     Havacılık sektöründe, enerji fiyatlarının artışının oluşturduğu 2008 kriziyle karşılaşıldığını dile getiren Kotil, havacılık sektörü, seyahatlerin talebinin artışının durduğu piyasa daralmasıyla 2009'da karşılaştığını söyledi. Kotil şöyle devam etti:
     ''Bu kriz ne anlama geliyor- 500 milyar dolarlık ciro yüzde 1 artmıyor da yüzde 0,5 artıyor. Yüzde 2 artmıyor da yüzde 1 eksiliyor anlamına geliyor. Yani sonuçta o 500 milyar dolar hala duruyor. Dünyada ne kadar kriz olursa olsun petrol fiyatı nereye gelirse gelsin o 2,5 milyar ana rakamlarıyla masada duracak. Dünyada bulunan insanlar uçmaya devam edecekler. Şimdi bu krizler değişik hava yollarını değişik etkiliyor. Bir şirket ne zaman zarar eder- Piyasaya sunduğu kapasite, talebin üzerine çıkarsa zarar eder. Arz-talep piyasa ekonomisinin çok basit bir yapısı. Dünya havacılığında her zaman talep fazlası olmuştur. İyi ki olmuş bilet fiyatlarını baskılayan bu. Detroit-İstanbul bileti 800 dolardı. Şimdi gidin bakın yalnızca bin 200 dolar. Bunun bu kadar baskılanmasının sebebi, talepten daha fazla arzın olması, her ülkenin hava yolu kurmak istemesi. Herkesin büyüme arzusu var. Sözün kısası şu; kriz krizdir, ülkelere ve şirketler etkisi o ülkenin kendinin oluşturduğunun talep fazlası olup olmadığından kaynaklanıyor. Türk Hava Yolları bu krizden hiçbir zaman negatif etkilenmedi bugüne kadar. 2003'ten sonrasında etkilemedi. 2008'de dünyada toplam karda, yani kar yüzdesinden bahsetmiyorum. Dünya 6.'sıydık operasyonel karda. 2009'da dünya 6.'sıydık. Şu anda, bu yılın birinci yarısında bizdeki rakamlarla dünya 3.'süyüz. Singapur Hava Yolları, Şili'deki bir havayolu ve THY, hem marjında hem toplam EBİTDAR'larda. Dolayısıyla bu şunu gösteriyor; herkesin kendi dünyası vardır. Kar arz edilenin kabul görüp görmediğiyle ilgilidir. Biz şu anda dünyadaki en büyük network'lerden birine sahibiz. 203 noktaya uçuyoruz. Dün 204 yaptık onu Şarm el Şeyh, Mısır'la beraber. Günde yaptığımız sefer sayısı bin, bize rakip olanların günde yaptığı sefer sayısı 2 bin. Dükkan aynı, daha fazla mal gönderiyorlar. Biz az mal gönderiyoruz. Yüksek petrol fiyatları ikimizi farklı etkiler yani sonuç bu.''
    
     -''Ortadoğu'da ne var' diye çok tenkit aldık''-
    
     Kotil, hava yollarının birçok serveti olduğunu belirterek, ''Uçaklarımız, çalışanlarımız var ama konuştuğumuz servet olarak bizim network'ümüz var. Uçuş ağımız önemli. THY'yi canlı gibi düşünün, uçağımız buradan kalkıyor. 5 defa Frankfurt'a gidiyor, 8 defa Londra'ya gidiyor. Bu network son olarak da Şarm el Şeyh'e uçuyor. Bu network bir bütünüyle çözüm oluşturuyor. Tek bir hattın bir anlamı yok biz daha önceden yalnızca Türkiye'nin Avrupa'ya uçan başka bir yere uçmayan bir hava yoluydu. Avrupa'yı çok seviyoruz farkındayız ama tek yöndük. O kriz dönemlerinde 2006 bizim en zor yılımız. Kendi krizimizi kendimiz oluşturduk. 24 hat açtık, 4 ay içinde. Bunu da Ortadoğu'da açtık. Çok tenkit aldık, 'Ortadoğu'da ne var diye' Ortadoğu'da çok para var. Avrupa İstanbul üzerinden Ortadoğu'ya bağlanınca, 14 milyar dolarlık gelirin Avrupa-Ortadoğu uçuşlarının oluşturduğu gelir havacılık sektöründe 14 milyar dolar bundan pay almaya başladık. İşte transfer yolcu arttı. Sorunuzun cevabı şu, bugüne kadar açıp da kapadığımız seferimiz yok. Bizimle açılan bir hattı kapadık yönetim olarak düşünüyorsanız. Olabilir. Bu her hat süper kar ediyor anlamına gelmesin. Bizim kuralımız şu, bir sefer başlattığımız birinci günde bu uçuştan oluşan maliyetlerin bizim almamız gerekiyor. Yani cepten para vererek uçmayız. Ama tabii diğer sabit gideri alma yönünden onu biraz tolore ederiz. En klasik hattımız İstanbul Lviv hattı Ukrayna'da. Çok para getirmez bu hat ama biz Ukrayna'dan Lviv'den İstanbul'a getirince 3 tane New York seferine 4 tane Pekin seferine yolcu bulduğumuz zaman, network düzeninin katkısı o seferi çoktan yerine koyuyor. O yüzden bizim kapamak istediğimiz hattımız yok. Daha açacak hatlarımız var. Bunu da bildirdik zaten Borsaya'' diye konuştu.
    
     -''THY ile AA'nın kesiştiği noktalar var''-
    
     AA Finans Masası'na telekonferans yöntemiyle bağlanan Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ise THY'nin, kendileri açısından son derece önemli bir kurum olduğunu belirterek neredeyse bütün aktivitelerine THY ile gittiklerini söyledi. Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Türkiye'nin hak ettiği bölgesel güç ve dünyadaki konumu açısından ona yakışır markalarının olması açısından, bu markalardan ilki belki de en önemlisi THY olmuştur. Hep gurur duyarak bahsediyoruz. THY'nin dünya hava yolları arasında başarısı bizim açımızdan da dikkatle izlenen bir projedir. AA hazırladığı 100. yıl vizyonu ile dünyadaki en önemli haber ajansından birisi olmaya karar verdi ve bir yıldır da bu yönde yoğun bir şekilde çalışıyor. THY'yi örnek alıyoruz, markalaşma çalışmaları açısından. Bunları gururla söylüyoruz. Türkiye'nin ulusal hava yollarının aynı zamanda Türkiye'nin ulusal haber ajansı ile bir arada işbirliği içerisinde olmasını önemsiyoruz. THY ile AA'nın kesiştiği noktalar var. Özellikle uçaklarımızdaki uluslararası yolcularımıza sunduğumuz haber metinleri konusunda çok arzulu ve istekli olduğumuzu ve ülkemizin iki önemli kurumunun işbirliği yapmasını arzu ettiğimizi belirtmek isterim.''
     Anadolu Ajansı'nın THY ile ilgili olarak çeşitli projeleri bulunduğunu kaydeden Öztürk, ''Bizim THY ile ilgili olarak arkadaşlarımıza özellikle söylediğimiz konu, yaptığınız her faaliyetin her aktivitenin, THY'nin her başarısının 5 ayrı dilde AA'dan servis edildiğinizi bilmek isteriz. Arapça'da, Rusça'da, Boşnakça'da, İngilizce'de ve Türkçe'de Türkiye'nin gururu olmuş bir kurumun bütün haberleri öncelikli olarak yer alır, öncelikli olarak yayınlanır ve bundan da son derece mutluyuz. Finans Masamız, AA'nın önemli projelerinden biri olan Finans Terminali projesinin bir parçasıdır. Bütün finans kurumlarına, finans aktörlerine yönelik özel bir yayın yapıyoruz. Bu masada Türkiye'nin önemli finans aktörleri ve Türkiye'deki dengeleri etkileyecek aktörler konuk oluyor. Özel bir yayınla hem yazılı hem de canlı olarak bütün abonelerimize servis ediyoruz.'' şeklinde konuştu.
    
Fransa'yı iki ülkeyle geride bıraktık

      Anadolu Ajansı Finans Masası'nın konuğu olan Temel Kotil şu anda THY filosundaki uçak sayısının 200'e yakın olduğunu belirterek, ''En çok ülkeye uçan havayoluyuz. Fransa'yı iki ülkeyle geride bıraktık. Ama yakında bu fark 3-4-5 olacak. Açılacak yeni ülkeler olacak. Farkın açılmasının sebebi çok açık. Gelişmiş ülkelerin havayolları ödevlerini daha önce bitirdiler. Biz daha yeni başladık ödev yapmaya. Avrupa'ya onlar uçuyor, biz de uçuyoruz. Afrika'ya uçuyorlar, biz de uçuyoruz. Ama Fransa ve Almanya'yı yakalamadık. Çok yakında yakalayacağız. Onlar Ortadoğu'ya bizim kadar uçmuyorlar. Onların bizim kadar önem verdiği bir Orta Asya pazarı yok. Onlar da Rusya ve Ukrayna'ya uçuyor. Sonuçta Türkiye'nin demografik yapısı daha merkezi'' şeklinde konuştu.
     Atatürk Havalimanı'nın THY'ye kısa kaldığını, buna rağmen 15 uçağın pazartesi geleceğini ifade eden Kotil, şu değerlendirmelerde bulundu:
     ''Atatürk Havalimanı bize kısa kalmasına rağmen filomuzu büyütmeye devam ediyoruz. Servis kalitemiz olmazsa göz bebeğimiz gibi büyüttüğümüz bu şirket büyüyemez. Güneş görmez ise ağaç meyve vermez. Atatürk Havalimanı güneşi kesebilir. Bunun farkındayız. Sabiha Gökçen'e (Havalimanı) yüklenme durumumuz var. Atatürk Havalimanı içinde hem TAV hem DHMİ hem de TGS, bizler olalım çok yeni projeler ortaya koyduk. Biraz daha ekstra kapasiteler çıkarmaya çalışıyoruz. Hem Atatürk Havalimanı'nı biraz daha büyümeye çalışıyoruz hem de Sabiha Gökçen'i yedeğe alıyoruz. Sabiha Gökçen'in 2. pisti için ihale yapıldı. 2 yıl içinde bitecek. Pist bittiği zaman Atatürk Havalimanı'ndan daha büyük olacak.
     Asıl bizim özlediğimiz, ihtiyacımız olan 3. bir havaalanı. Bu havaalanının çok özel bir durumu var. Havaalanının 6,6 bin hektar olduğunu söylüyorlar. Atatürk Havaalanı bin hektar. Yolcu sayısı birinci fazda 100 milyon kişi olacak. Bu havaalanı Orta Asya, Avrupa ve Afrika'yı içeren bölgedeki en büyük havaalanından daha büyük olacak. Frankfurt Havaalanı şu an en büyük ve 90 milyon yolcu kapasiteli. Başka pist yapılacak yerleri yok ve dolayısıyla daha büyüyemeyecek. Yapılacak 3. havaalanı bütün dünyanın ilgisini buraya çekiyor. Türkiye havacılık açısında altın madeninin üzerinde oturuyor. İstanbul gerçekten havacılığın merkezi olacak. Avrupa'yı Asya'ya, Avrupa'yı Afrika'ya bağlayan nokta İstanbul'dur. Yalnızca Avrupa ve Orta Doğu pazarı 14 milyar dolardır. Hepsini belki Türkiye alamayabilir ama yarısından fazlasını alabilir. Bazı Afrika ülkelerine 'Fransa'dan daha Fransız' diyorlar. Afrika'da iş yapmak istiyorsak Fransızca'yı iyi öğrenmek gerekiyor. İngilizce işe yaramıyor orada. Arap coğrafyasında ise Arapça'yı iyi bilmek gerekiyor.''
    
     -''Toplam giderin yüzde 10'u uçağa gidiyor''-
    
     Kotil, Atatürk havaalanındaki tehirlerin birçok parametreden kaynaklandığını, ekonomik olarak da THY'ye zarar verdiğini belirtti. Uçakların geç kaldığında daha fazla yakıt harcadığını, bunların iki haneli milyonlarla ifade edildiğini, üç haneye çıkmadığına işaret eden Kotil, ''Bunun olması için bütün bileşenler çok çalışıyor. Günlük zamanında kalkış 'tehir demiyoruz, tehir demekten utanıyoruz' raporlarımız bize her gün geliyor. Bizim için zamanında kalkmak, gümüş tepsi içindeki kristal küre gibidir. Onu kırmak istemeyiz. THY'nin mutlaka bir B planı vardır. Onun için 15 uçak aldık, belki bunun devamı da gelecek. Günlük bin sefer yapıyoruz. Dünyanın en büyük netwoklerinden biriyiz. Bizim rakiplerimiz günde 2 bin sefer yapıyor'' değerlendirmesinde bulundu.
     Havacılık sektörünün Türkiye'de sadece THY'nin yolcuları olarak, kargo olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Kotil, ''TSG, petrol şirketleri var, havaalanı bir ekosistem olarak görmek gerekiyor. THY Teknik şu anda THY'nin uçaklarına bakıyor. THY Teknik'te 2 yıl genel müdür olarak çalıştım. 2003-2004 yılında 64 uçağa bakıyordu şimdi ise THY'nin 200 ve 50 uçak da müşterilerininkine bakıyor. İleriye dönük olarak THY'nin çok daha büyük filosuna ve yöreye bakacak. Sabiha Gökçen'de büyük yatırımlar yapıyoruz. Yarım milyar dolar inşasına ve içindeki ekipmana veriyoruz. Havacılıkta uçak belki çok pahalı biliniyor ama işin en ucuz tarafı budur. Toplam giderin yüzde 10'u uçağa gidiyor. Uçakları 12 yıllık finansmanla alıyoruz. Bir uçak yaklaşık kendisi kadar ciro yapar. THY Teknik'in orada yapacağı yatırımı küçük görmemek gerekir. Çünkü yapılan iş emek yoğundur. Havacılık emek yoğun bir iştir. Yeni havaalanında dev bakım tesisleri olacaktır. Ama şu an bizim için Sabiha Gökçen çok önemlidir. Oraya büyük yatırım yaptık. Türkiye'de teknik alanda çok iyi öğrenciler yetiştiriyor ama bize yetmiyor'' dedi.
    
     -''Sivil havacılık emniyeti açısından en sıkı kurallar Nijerya'da-
    
     Şu anda iştiraklerin halka arzının düşünülmediğini kaydeden Kotil, şöyle devam etti:
     ''THY Teknik AŞ, yüzde 100 hisseleri bizde olan bir şirketimiz. Hisselerinin tamamını bile şu anda tutuyorlar. Teknik çok önemli bir olay. Uçağın zamanında çok iyi baktırılması gerekiyor. TGS, THY'ye hizmet verdiği için dünyada 17. sıraya yükseldi. TGS dünyada 17. büyük handing firması. Böyle büyük yapılar oluşturuyoruz. THY çok hızlı büyüdüğü için yanlızca bize hizmet veriyorlar. Müşterilere çok fazla kapasiteleri kalmıyor. Dolayısıyla bu açıdan bir gider merkezi, kar merkezi değil. Kar merkezi olmadan böyle bir şey düşünmemek gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda hızları THY'nin önüne geçtiğinde böyle bir şey düşünülebilir ama bugün erken.''
     Bazı ülkelerin çok liberal bilindiğini, en liberal bildiğimiz ülkenin de ABD olduğunu ifade eden Kotil, ''Dünyada yabancıların havayoluna sahip olmada en tutucu ülke ABD. Yüzde 25'ten fazla hisse satın alamıyorsunuz'' dedi.
     Avrupa Birliği'nde de bu şekilde olduğunu, Avrupa Birliği'nde aktif kontrole izin vermediklerine değinen Kotil, şunları belirtti:
     ''Havacılık çok tutucu bir sektör. Herkes 'benim olsun, güzel olsun' diyor. Başkası girmesin diye. LOT'taki (Havayolları) durum buydu. Ama tabii Bosna Hersek (durumunda ise, küçük bir hava yolu bildiğiniz gibi. Beraber devam ettik. Ama sonuçta ayrılmanın her iki taraf içinde yararlı olacağını düşündük. Zaten Bosna Hersek'te (Havayolları) bizim o ölçekte bir şirketten inorganik bir büyüme beklemezdik. Sonuçta 3 tane uaçağı vardı. Bizde 200'e yakın uçak var.''
     Afrika'da, Türkiye için çok fırsat olduğunu, Afrikalılar'ın çok yüksek teknoloji istemediğine dikkati çeken Kotil, en hızlı büyümenin, en hızlı toparlanmanın Afrika'daki havayollarında olduğunu söyledi.
     Afrika'ya uçuş emniyetinde herkesin sıkıntı gördüğünü, fakat en sıkı havacılık kurallarının Nijerya'da olduğunu kaydeden Kotil, ''Sivil havacılık emniyeti açısından en sıkı kurallar Nijerya'da, Türkiye'den ve diğer ülkelerden daha fazla'' dedi.
     Her ülkenin kendi şirketini ayağa kaldırdığını ve Ruanda'nın çok güzel bir örnek olduğunu belirten Kotil, şunları anlattı:
     ''Bizim uçağımıza bilet satıyorlar, uçuşu da genelde biz yapıyoruz. Bu ne anlam ifade ediyor- Ruanda'dan gelen bir yolcu İstanbul'a, İstanbul'dan tüm dünyaya bağlanıyor. Çünkü çok güçlü bir networkümüz var. Bu da onlar için çok cazip oluyor. Bize ne katkı veriyor- Bizde onların satış ağını kullanmış oluyoruz. Bu da çok daha hızlı büyümemizi sağlıyor.''
     Satın almaya karşı ve kapalı da olmadıklarını kaydeden Kotil, şunları ifade etti:
     ''Havayolu işletmeciliği çok kolay, çok güzel ama yanlış varsa çok kötü. Uçak kalktığı zaman koltuğu satamadıysan bir daha satma şansın yok. Dolayısıyla yönettiğiniz şirketlerde tepe yönetiminden, tabana kadar düzen kuramadıysanız kaybetme şansınız çok yüksek. Uçak uçtuğu zaman hattına bağlı olarak 500 milyon dolar peşinde götürür. Eğer geri gelirse, bu gelirdir. Bu gelmezse giderdir. Dolayısıyla kolay olan şey aynı zamanda çok zor. Acımasızlık da buradan çıkıyor. Uçak kalktığı zaman ya kazanırsın ya kaybedersiniz.''
     (Sürecek)
    
     Muhabir: Murat Birinci / Ümit Çevik
     Yayıncı: Affan Kulunyar

 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 14:29

İLGİLİ HABERLER