
"TRT ŞEŞ'LE TÜRKİYE KÜRT KİMLİĞİNİ TANIDI"
DÖNDÜ SARIIŞIK
ANKARA (İHA) - Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth, TRT-6 ile Kürt kimliğinin artık kabul gördüğünü belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemlerinin seçimle sınırlı kalmaması ve aralanan Kürt kimliği penceresinin sonuna kadar açılması gerektiğini söyledi.
Almanya Federal Meclisi Kültür ve Medya Komisyonu üyeleri Claudia Roth, Rita Pawelski, Angelika Krüger, Lukrezia Jochimsen, Monika Griefahn ve Monika Grütters, 28 Şubat tarihine kadar sürecek Türkiye gezilerinin Ankara ayağını tamamladı. Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Kürtçe yayın yapan TRT-6'yı ziyaret eden ve TBMM'de temaslarda bulunan komisyon üyeleri onuruna konutunda bir resepsiyon verdi. Türkiye'nin Avrupa kültürüne katkıları olduğunu söyleyen Cuntz, Hıristiyanlığın köklerinin Anadolu'ya uzandığını hatırlattı. Komisyon Başkanı Monika Griefahn ise yaptığı konuşmada, İstanbul Tarabya'da sanat merkezi kurulması için Alman meclisinin finansman sağlayacağını bildirdi. Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün Türkiye'deki 45 projede yer aldığını hatırlatan Griefahn, Anadolu Medeniyetler Müzesi'ndeki zenginlikten çok etkilendiğini ve bu müzenin Avrupa'da daha çok tanıtılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de sert çıkışlarıyla tanınan Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth ise İHA'ya yaptığı açıklamada, TRT-6'yı olumlu bir adım olarak nitelendirmekle birlikte hükümetin Kürtçe politikasını eleştirdi. Roth, "ARD gibi yarı resmi bir televizyon kanalında Kürtçe yayın yapılıyor olması bence büyük bir adım, çok pozitif bir gelişme. Programların içeriği ya da yayınlanan haberler eleştirilebilir, daha iyi olabilir, ama bu geç de olsa Kürt kültürünün ve kimliğinin tanınması adına büyük anlam taşıyor. Çok uzun yıllar kapalı kalmış bir pencerenin açılmış olduğu anlamına gelir. Böylece o bölgedeki milyonlarca insan kendini bu ülkeye daha çok ait hissedebilir" diye konuştu.
"DTP'Yİ PROVAKATİF BULMUYORUM, ERDOĞAN DA KÜRTÇE KONUŞTU"
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün partisinin Meclis'teki grup toplantısında Kürtçe konuşmasını nasıl değerlendirdiği sorusuna ise Roth, "Bence Ahmet Türk'ün kendi partisinin grubunda kendi anadilini konuşma hakkı olabilmeli. Bu konuşmayla kimliğine dair mesaj vermek istedi. Kürt gerçeğinin tanınmış olmasının bundan başka adımlar da gerektirdiğini işaret etmek istemiş olabilir. Başbakan Erdoğan da bazı seçim bölgelerinde konuşmalar yaptı. Halka Kürkçe hitap etti. Bazılarının söylediği gibi ben bu konuşmayı provokatif bulmuyorum. Aralanmış pencerenin sonuna kadar açılmasını istiyorum. Şunu da eklemek istiyorum, Erdoğan hükümetinin sadece setçimler sırasında Kürtlerle ilgili olumlu mesajlar vermesi yeterli değil. Bunun sürekli olması gerekir. Onların kültürel haklarının tanınmasına ilişkin, bölgenin yeniden imarına ilişkin daha sonraki dönemlerde de adım atılması gerekir. Süreklilik arz etmesi gerekir. Dil konusu bir adım, ama tek başına uzun yıllar boyunca orada akan gözyaşlarını ortadan kaldıracak bir şey
değil" yanıtını verdi.
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'in Almanya'daki Müslüman toplum arasında Yahudi karşıtlığının giderek arttığına yönelik değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine Roth, "Bu mesajını çok olumlu buluyor ve destekliyorum. Almanya'da anti-semitizimin arttığını açıkça dile getirdi. Anti-semitizme çok açık bir hayırla karşı çıkmalıyız. Genel olarak Almanya'da anti-semitizm artış gösteriyor. Ben Bavyera'dan geliyorum ve Yahudilere karşı en sık saldırılar Bavyera'da görülüyor. Özellikle Almanya'daki Türk toplumumun bu konuda bir köprü olabileceğine inanıyorum. Çünkü Türkiye, 500 yıl önce soykırımdan kaçan Yahudilere kucak açtı. 2. Dünya Savaşı'nda da Yahudi bilim adamlarını kabul etti. Oradaki Türk toplumu içinden karşı çıkılmasını çok önemli buluyorum. Özdemir'in de bunu tabu haline getirmek yerine dile getirmesini çok olumlu ve doğru bir hareket olarak görüyorum. Yahudi karşıtlığına kesin bir dille hayır denmeli, tabii aynı şey İslam fobisi için de geçerli" şeklinde konuştu.