TSK’YI NEDEN YIPRATMAK İSTİYORLAR?
ORAY EĞİN-AKŞAM
TSK’yı neden yıpratmak istiyorlar?
Farkındasınız değil mi Türk Ordusu bu savaşı tam 30 yıldır veriyor. Aktütün baskını da yeni bir olay değil. Daha önce olan ve maalesef yine olabilecek kayıplardan bir başkası. Savaş böyle bir şey, hemen bitmiyor. Dahası PKK’nın bugünkü konumu iyice karmaşıklaştı, bunu eskiden olduğu gibi bir iç mesele olarak değerlendirmek zorlaştı. Bu da çözümü daha da uzatıyor.
Bu savaş daha uzun yıllar süreceğe benziyor, acı ama gerçek bu. Terörle mücadelede hemen sonuç alınamıyor. Sadece Türkiye’de değil, benzer sorunlarla boğuşan başka ülkelerde de durum böyle.
Yarın yine büyük bir kayıp verebilir Türkiye. Askerlerimizi kaybedebiliriz, bombalar patlayabilir. Ama bunun önüne geçmenin yolunun Türk Ordusu’nu yıpratmak olduğu konusunda ciddi şüphelerim var.
Terörle böylesi mücadele eden hangi ülkede kendisine aydın diyebilen insanlar Ordu’ya böylesi bir savaş açabilir? Terörle mücadele edecek, Türkiye’yi koruyacak tek kurumu yıpratmanın anlamı nedir?
Ancak çok büyük bir güç buna izin veriyorsa, Ordu’ya karşı savaşın yolu açmışsa buna cesaret ederler. Sadece direktifle.
Bu yaz Güngören’de bomba patladığında şunu merak etmiştim:
“Acaba Güngören’deki patlama ve bundan sonra olabilecek başka eylemler, başka terör olayları Türkiye halkı üzerinde bir ‘şok’ yaratmak için tasarlanmış olabilir mi?”
Türkiye’nin kritik dönemecinde hiçbir olayı birbirinden bağımsız düşünmek mümkün görünmüyor çünkü.
“(...) Ergenekon davasının Türkiye’nin yeni dünya düzenindeki yerinin yeniden şekillendirilmesiyle ilgili olduğu tezine bu gibi terör olayları cuk oturuyor. Bu dava, Türkiye’nin İran’la savaşa girme ihtimalinden, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle tavizsiz mücadelesinden, artan petrol fiyatlarından bağımsız mı?”
Bağımsız değil elbette. Dünün sorularına, bugün bir ek daha yapmak istiyorum. Soru-cevapla devam edelim:
Türkiye’deki düzeni yıkmak için dağlara kaçıp örgüte katılanlardan ibaret değil PKK artık. Çok daha büyük bir planın parçası olarak kullanılan, Ortadoğu’daki yeni şekillendirmeyle ilgili. Bir de buna yurtiçindeki psikolojik savaşı ekleyelim. Bu psikolojik savaşın mimarlarını çözdüğümüzde, PKK’nın yeni yapısını ve üzerinde oynanan oyunları da anlamak kolaylaşacaktır.
İkisi de Türk Ordusu’nu yıpratmak için emir alıyor çünkü.
Bilinmeyen bir merkezden servis ediliyor bu bilgiler. Lideri ve askerleri olan yeni bir örgüt var, bu örgütün de başında “Bir Numara” var oradan yayılıyor.
Bütün İkinci Cumhuriyetçilerin yorumları neredeyse birebir Amerikan Neo-Con’larının ürettiği düşüncelerden alıntı. Amerika’dan gönderilen bir mesajın dağıtıcılığını üstleniyorlar sadece. Ne söyleyecekleri, ne düşüneceklerini onlar belirliyor bu insanların.
Türk Ordusu’nu yıpratmak, Birinci Cumhuriyet’i yıkmak ve Türkiye’yi askeri-stratejik olarak ABD-İsrail eksenine götürmek istiyorlar. Türkiye’nin bütün kaleleri düştü, buna direnen bir tek TSK kaldı ve sıra bu kurumun yıpratılmasına geldi.
Çünkü Türk Ordusu, “Yeni dünya düzeni”ne, bağımsız Kürdistan’a, Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkan tek kurum Türkiye’de. Başka bütün kaleler düştü
Psikolojik harpte “inandırıcı” gibi görünen bir propaganda bülteni eksikliğinden. İslamcı gazetelerin neye hizmet ettiği biliniyor, Taraf’ın ise sözde “bağımsız” bir imajı var. Ancak İslamcılar tarafından finanse edildiği çok açık. Cemaat’e yakın. Zaten attığı manşetler de Vakit ve Zaman’la ortak.