TŞOF BAŞKANI DERVİŞ GÜNDAY 10 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
KAYNAK : Haber Vitrini
HİLAL ÖZTÜRK
ANKARA - Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Genel Başkanı Derviş Günday ile 15 yöneticisi hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçundan yapılan yargılama bugün sonuçlandı. Mahkeme, Günday'ın da aralarında bulunduğu 12 sanığa 10'ar ay hapis cezası ve 50'şer milyon da para cezası verdi. Ancak Günday ve diğer sanıkların aynı suçu yeniden işlemeyecekleri kanaatine varan mahkeme bu cezaların ertelenmesine karar verdi.
Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına sanık avukatları ile müdahil Hazine avukatı katıldı. Duruşmada, karar açıklanacağını bildiren hakim, sanık avukatlarından son sözlerini sordu. Avukatlar Günday'ın da aralarında bulunduğu müvekkillerinin suçsuz olduklarını ve beraatlerine karar verilmesi gerektiğini belirttiler. Duruşma sonunda hakim, Derviş Günday'ın da aralarında bulunduğu 12 sanık hakkında 10'ar ay hapis 50'şer milyon ağır para cezasıyla 2'şer ay 15'er gün memuriyetten men cezası verildiğini bildirdi. Mahkeme sanıklardan Halil İbrahim Gezer, Gültekin Çolak ve Fevzi Apaydın'a da 107ar ay 50'şer milyon hapis cezası verildiğini ancak sanıklardan Günday'ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin bu cezalarının aynı suçu yeniden işlemeyecekleri kanaati oluştuğu gerekçesiyle erteledi. Üç sanık için ise erteleme hükmünü kullanmadı. Sanıklardan Kamil Kulu'nun yargılama sırasında öldüğünü bildiren mahkeme bu nedenle bu sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verdi.
TŞOF'DAKİ SOYGUNU BELGELEYEN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI RAPORLARI
TŞOF yöneticileri hakkında açılan davanın esasını oluşturan 25 Ekim 1999 tarihli İçişleri Bakanlığı inceleme ve soruşturma raporlarında, sanıkların TŞOF'un Plaka A.Ş.'deki Ayhan Sıtkı Saner'e ve Saner'in sahibi olduğu Umut A.Ş.'ye ait hisseleri yüksek değerle devraldığını ve Plaka A.Ş. bünyesindeki Tıbbi Görüntüleme ve Laboratuar Merkezi'nin de Umut A.Ş.'ye gerçek değeri altında satıldığının iddia edildi. Ayhan Sıtkı Saner ile TŞOF arasında ortaklık anlaşması yapılırken 'kamu hizmeti yapmanın gereği olan, açıklık, şeffaflık, rekabet ve objektiflik ilkelerine uyulmadığı kaydedilen raporlarda, Saner ile TŞOF arasında şirket kurulmasının temel nedeni olarak; 'TŞOF'un Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde yapılacak değişiklikle getirilecek yeni teknolojiyi uygulayacak imkanının olamamasının' gösterildiği bildirildi. Raporlarda, yeni tip teknolojinin Türkiye'ye 13 Eylül 1995 tarihli Yönetmelik değişikliğiyle getirildiğinin altı çizilerek, "İsviçre şirketi olan Delta Trading and Investment Ltd. Şirketi ile Ayhan Sıtkı Saner bu değişiklikten iki buçuk ay önce anlaşma imzalamıştır. Dolayısıyla o tarihte ne Ayhan Sıtkı Saner'in ne de ülkenin değişik yerlerinde plaka imalatı yapan bir başka şahsın bu konuda tecrubeli olması mümkün değildir" denildi. Ayhan Sıtkı Saner'in ortak olarak tercih edilmesinin en önemli nedeni olarak bu kişinin plaka üretimi konusunda yurtdışı bağlantısının, ticari ilişkisinin olduğu belirtilen raporda, Saner'in önceden bilgilendirilerek Delta Trading and İnvestment Ltd. Şirketiyle anlaşma yapmasına zemin hazırlandığı, oluşan durum karşısında şirkete ortak alınma gerekçesinin meydana getirildiği kaydedildi. Raporda, dünyada folyo üretiminde tekel olmadığı, birden çok firmanın bunu ürettiği bu nedenle aliminyum folyo konusundaki tekel ve tek dağıtıcılık iddialarının gerçekle alakası olmadığı vurgulandı. Saner'in daha sonra plaka üretimi işinde devreden çıkartıldığı da kaydedildi.
'GÜNDAY-SANER PASLAŞMASI'
Plaka A.Ş.'deki Ayhan Sıtkı Saner ve Umut Plaka Tekstil A.Ş.'ye ait olan yüzde 46,75 oranındaki hisselerin TŞOF tarafından, hisse senetlerinin kar payı yaklaşımı ve sabit kıymetlerin dövize endekslenmesi yoluyla ulaşılan özvarlık tutarı dikkate alınarak belirlenmiş bedel olan 2 trilyon 830 milyar liranın gerçekten uzak olduğu belirtilenh raporlarda, bu nedenle satın alma işleminin Saner'in lehine yapıldığı sonucuna varıldığı bildirildi. Plaka A.Ş. bünyesindeki Tıbbı Görüntüleme ve Laboravatuar Merkezi'nin Saner'e satılmasında da usulsüzlük olduğu bildirilen raporlarda, Merkezin değerinin çok altında satıldığı, aradaki farkın trilyonlarla ifade edilebileceği kaydedildi. Öte yandan alım satım işlemlerinde TŞOF'un, Saner'e ait hisse senetlerini alırken tüm borçlarını ödediği, alacağı konusunda ise ödeyeceği çeklerin son ikisinini vadesini esas alarak, Saner'e sekiz-on aylık vadeler tanındığı bildirildi. Şirket ve işletme devrine ilişkin teamüllerin hiçe sayılarak, TŞOF tarafından kolaylıklar sağlandığı, bundan menfaat doğduğunun açık olduğu vurgulandı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:38