Yaşam
  • 3.5.2002 12:04

TÜKETİCİYE HORMON GARANTİSİ

KAYNAK : Haber Vitrini Ankara Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ellialtıoğlu, yaygın inanışın aksine ''domates, kabak ve patlıcan dışında, hiç bir sebze ve meyve üretiminde hormon kullanılmadığını'' söyledi. Ellialtıoğlu bu arada, Türkiye'de meyve tutumunu sağlamak için, çilekte hiç bir zaman hormona gerek olmadığını bildirdi. Prof. Ellialtıoğlu, zirai ilaç kalıntısı konusunda ise durumun farklı olduğunu, bu sorunun çözümü için, üreticilerin bilinçlendirilmesi yanında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın denetim mekanizmalarını kuvvetlendirmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Ellialtıoğlu, hava sıcaklığının yeterli olmadığı Aralık, Ocak, Şubat aylarında, seralarda domates, patlıcan ve kabakta döllenmeyi sağlamak amacıyla, hormon olarak nitelendirilen ''bitki gelişimini düzenleyicilerin'' kullanıldığını belirtti. Söz konusu bitkiler çiçek aşamasında iken, sıcaklık 10-12 derecenin altında ise meyve tutumunu sağlamak amacıyla, çiçeklerin üzerine solüsyon şeklindeki hormonların püskürtüldüğünü anlatan Prof. Ellialtıoğlu, meyvelerin, bu olaydan asgari 50-60 gün sonra olgunlaştığını, bu sırada hormonun sebzede parçalandığını kaydetti. ÇİLEKTE DURUM Çileğin çiçeğinde ise dişi ve erkek organların birarada bulunması nedeniyle, kendi kendini döllediğini belirten Prof. Ellialtıoğlu, döllenme sorunu olmaması nedeniyle, çilekte hormon kullanılmadığını bildirdi. Çilekte sofralık ve sanayi tipi üretim için farklı çeşitler olduğunu, sofralık çeşitlerin daha gösterişli, taşımaya daha dayanıklı hale getirilmesi için sürekli genetik olarak yeni çeşitler geliştirildiğini anlatan Prof. Dr. Şebnem Ellialtıoğlu, şöyle devam etti: ''Genetik biliminin, biyoteknolojinin amacı, daha büyük, daha dayanıklı ve daha çok ürün elde etmektir. Bu çalışmalar sonucunda yeni sebze meyve çeşitleri ortaya çıkıyor. Alıştığımızdan daha iri ve şekli bozuk her sebze meyveye hormonlu demek, genetik bilimine ihanettir. Çilekte son yıllarda Akdeniz ve Ege bölgesinde geniş alanlarda yeni bir çeşit olan 'camarosa' denilen çeşit yetiştirilmektedir. Bu çeşit, iri meyveli, sert dokulu, nakliyeye elverişli, raf önmrü uzun bir üründür. Görüntüsünün bozuk, iri ve içinin boş olmasının hormon ile bir ilişkisi yok. Sanayi tipi çilek ise daha küçük ve etli yapıdadır.'' Prof. Dr. Ellialtıoğlu, çilekte hormon kullanılmadığının en bariz göstergesinin, çileğin kendi kendini döllemesi nedeniyle, ''yerken ağıza gelen incir çekirdeği gibi minik çekirdekler, tohumlar bulunması'' olduğunu vurguladı. ''Genetik'' olarak müdahale edilerek, sebze-meyvelerin daha büyük, daha gösterişli ve dayanıklı hale getirilmesine karşın, et sertliğinin artması ve şeker oranının azalması nedeniyle bu ürünlerdeki tat-lezzetin azaldığını, büyüklük ile lezzet arasında ters bir korelasyon bulunduğunu anlatan Prof. Ellialtıoğlu, hormon kullanımı ile bunu bir alakasının olmadığına dikkati çekti. ÖRNEKLERDE HORMON KALINTISINA RASTLANMADI Türkiye'de, yoğun olarak 4-CPA olarak nitelendirilen hormonun kullanıldığını, kanserojen etkisi olan 2-4D kimyasalanın seralarda kullanımının 10 yıl önce yasaklandığını belirten Prof. Ellialtıoğlu, üniversite olarak geçen yıl üretim yerlerinde, Ankara'daki çeşitli hiper ve süper marketlerden örnekleme yöntemiyle alınan sebze-meyvede hormon alanizi yaptıklarını, hiç bir örnekte, yasaklanan veya izin verilen hormonun kullanıldığına ilişkin bir kalıntıya rastlamadıklarını bildirdi. Prof. Ellialtıoğlu, Türkiye'de, hormon kalıntısı yönünden kesinlikle abartılacak bir sorun yaşanmadığını vurguladı. DOMATESTE DOZ AŞILIRSA... Buna karşın, yine de özellikle domateste hormon kullanımında doz aşımı olması halinde, ''sebzenin içinin boşaldığını, jelimsi tabakanın oluşumunun azaldığını ve ucunda meme şeklinde bir uzantı'' oluştuğunu anlatan Prof. Ellialtıoğlu, tükecilerin bu görüntüye sahip domatesleri almaması gerektiğini kaydetti. Diğer taraftan, kış aylarında hormon kullanılarak üretilen sebzelerin zaten çok düşük miktarlarda tüketildiğine dikkati çeken Prof. Ellialtıoğlu, şöyle konuştu: ''SEBZELER GÖNÜL RAHATLIĞIYLA YENİLEBİLİR'' ''Sebze tarımında, hormonda doz aşımı söz konusu değil, gönül rahatlığı ile yenilebilir. Hormon sadece havaların soğuk olduğu Aralık, Ocak ve Şubat aylarında, domates, patlıcan ve kabakta, çiçek üzerine kullanılıyor ve sebze 50-60 günde olgunlaşırken hormon parçalanıyor. Havaların sıcak olduğu bu dönemde ise zaten kullanılmıyor. Sabah-akşam salata yemekle, günlük kullanım miktarları ile insanlar, kesinlikle risk altına girmiyor. Bu ürünlerin kilolarca, kasalarla tüketilmesi halinde, diğer risk faktörlerinin de biraraya gelmesiyle, uzun vadeli riskler oluşabilir.'' İRİ MEYVE İÇİN DOĞAL ASİT (AÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ellialtıoğlu, zaman zaman sebze-meyvelerde iriliği sağlamak için, bitkinin kendi kendine sentezlediği, her üründe doğal olarak bulunan ve doğal olarak elde edilen ''Giberellik Asit (GA3)'' denilen doğal asitin kullanıldığını da belirtti. Ellialtıoğlu, özellikle çilekte, genetik olarak iriliğin elde edilmesi nedeniyle, bu asidin kullanımına gerek kalmadığını söyledi. ISITMA HALİNDE HORMONA GEREK KALMAYACAK Prof. Ellialtıoğlu'nun verdiği bilgiye göre, seralarda ısıtmanın yapılması halinde, hormon kullanımına gerek kalmayacak. Ayrıca düşük ısılarda bambus arıları kullanarak, bitkilerde döllemeyi sağlamak da mümkün. Ancak, ıslah edilmiş bambus arıları sadece ithalat yoluyla sağlanabiliyor. Fiyatı 100 dolar olan bir bambus arı kolonisi, 1.5 dönümde etkili olabiliyor ve ancak 8 hafta yararlı oluyor. Pahalı bir yöntem olması nedeniyle, sadece 10-15 dönüm üzerinde serası olan firmalar tarafından kullanılıyor. Daha ucuz olduğu için, küçük üreticiler hormon olarak nitelendirilen kimyasalları kullanmak durumunda kalıyor. BACAK ŞEKLİNDE HAVUÇ, BİTİŞİK SALATALIK Verilen bilgiye göre, hormon kullanmadan kışın patlıcan üretmek mümkün değil. Kabak ve patlıcanda, hormon olarak doz aşımı nedeniyle şekil bozukluklarına rastlanmıyor. Zaten hormonların çok düşük dozlarda istenen etkiyi sağlayabilmesi, bunların yüksek dozda kullanımını doğal olarak engelliyor. Yüksek dozda kullanım, bitkiyi öldürüyor. Çift bacak şeklinde havuç, bitişik salatalık, yapışık kiraz ve eriklerin de hormonlu olarak nitelendirilmemesi gerekiyor. Havuç büyürken taşa rastlarsa, ikiye bölünüp büyümeye devam ediyor. Salatalık, kiraz ve erik ise tıpkı insanlardaki ikiz, üçüz hamilelik gibi, çiçeklerde bitişik döllenmeden kaynaklanıyor. Ankara Üniversitesi (A.Ü) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ellialtıoğlu, bitkilerdeki ''zirai ilaç kalıntısı'' sorununun, ürünün görüntüsüne etki etmediği için, tüketici açısından çok daha önemli bir sorun olduğunu söyledi. Bitkisel üretimde, hastalık ve zararlılara karşı yoğun bir şekilde kimyasal ilaçlar kullanıldığını belirten Prof. Ellialtıoğlu, yaptığı değerlendirmede, üreticinin hormon kullanımı konusunda ulaştığı bilince, zirai ilaçta henüz tam olarak ulaşamadığına dikkati çekti. Zirai ilaç kullandıktan sonra, hasat için asgari bir bekleme süresi bulunduğunu, üreticinin bu süreye uymaması halinde, sebze-meyvede toleransların üzerinde ilaç kalıntısı sorunu ortaya çıktığını anlatan Prof. Ellialtıoğlu, ''Bu sorunun çözümü, üreticinin inisiyatifine bırakılamaz'' dedi. Prof. Ellialtıoğlu'nun verdiği bilgiye göre, son yıllarda, biyolojik ve yarı biyolojik kimyasal ilaç kullanımına yönelinmesiyle, ilaçların bitki üzerinde parçalanma süresi azaldı. Önceden ortalama 20 gün düzeyinde olan parçalanma süresi, biyolojik ve yarı biyolojik ilaçlarda 7-10 güne düştü. Almanya'dan iade edilen biberlerde, 23 gün bekleme süresi kuralına uyulmadan hasat edilmesi nedeniyle, yüksek dozda ilaç kalıntısı ortaya çıktığı belirlendi. Bu ilaçların sebze-meyvenin görüntüsüne etki etmemesi nedeniyle, tüketicilerin ilaç kalıntısı bulunan bu tür ürünleri seçmesi çok zor. İnsan sağlığı üzerinde uzun vadede çok daha büyük zararlara neden olabilecek ilaç kalıntısı sorununun çözümü için, üreticinin bilinçlendirilmesi yanında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın, denetim merkezleri kurarak, rutin denetim yapması gerekiyor. Bakanlığın, limitlerin üzerinde zirai ilaç kalıntısı tespit ettiği ürünleri imha etme ve üreticiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunma yetkisi bulunuyor. Bu arada Prof. Ellialtıoğlu, hormonlu sebze-meyve tartışmalarını, tamamen spekülasyon amaçlı olarak nitelendirirken, bundan üreticinin zarar gördüğünü, tüketicininin tüketimde tereddüde düştüğünü, ihracatta Türkiye'nin imajının zedelendiğini, sonuçta tüm bunların ticari bir oyun olabileceğine dikkati çekti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:43

İLGİLİ HABERLER