Revizyonist İslamcılıkta son moda, tesettürü ''moda'' diye yutturmak. ''Revizyonist'' sözcüğünü bilmeyenler, sözlüğe baksınlar. Tesettürün kendi içinde modası, elbette var. Ama aşılmazlık kalıbı, değişebilir sınırlarından çok daha baskın, yani ''otarsik'' bir moda. Tesettürün aşılmazlık kalıbındaki renk, biçim ve motif çeşitlemesini, evrensel anlamda ''moda'' diye sunmak, ''ileride ölçüleri de değişebilir'' gizli vaadiyle sanki fikirsel bir evrim umudunu taşıyor, içinde. Oysa bu revizyonist İslamcılar, uyduruk ''moda'' saptamalarını yaparken, bir soruyu sormayı nedense hep unutuyorlar: Modada uzun etekten mini eteğe, ya da tersine geçilebildiği gibi, bir sezon tesettür modasını izleyen bir kadın, ertesi sezon vazgeçebilir mi?
Girilince çıkılmayan kalıba, kapanınca açılmayan biçkiye, moda denmez.
İslamiyet''te ''minyatür'' neyse, tesettür modası da odur. Resim yasağını dolanarak aşmak için yaratılan minyatür, nasıl resim sanatında ancak özgür yaratıcılığın sağlayabildiği evrensellik ve evrime ulaşamadıysa, ''otarsik'' tesettür modası da, yaratıcılığı sınırlı bir estetik avunmadır. Üstelik, tehlikeli bir avunma.
Türbanın serbest bırakılmasını savunan, yani İslamiyet''in yasaklı kadın estetiğini kabullenerek ''yasağa özgürlük'' istemek paradoksuna düşen politikacılar, çok dikkatli olmalılar. Çünkü tesettüre girmek kolay, çıkmak zor, hatta imkânsız.
''Herkes istediği gibi giyinsin, özgürlük var,'' mavrası koca bir yalan.
Türkiye''de tesettürden çıkmak isteyen kadınlar öldürülüyor. Almanya''da bile, hem de.
Hatun Sürücü, Berlin''de yaşayan Erzincanlı ''mümin'' bir ailenin kızıydı. Âdet görür görmez tesettüre sokuldu, henüz 16 yaşındayken de zorla amcaoğluyla evlendirildi. 23 yaşına geldiğinde, beş yaşında bir oğlu vardı ve özgür bir ülkede, erişkin yurttaş hakkını kullanarak boşanmıştı, sevmediği, anlaşamadığı kocasından. Ne kötü yola düştü, ne de utanılacak bir hareket yaptı. Yalnızca artık yaşayabileceğini, Almanya''da yaşadığını anlayabileceğini sandı. Türbanını çıkardı, meslek eğitimine başladı. Oğlunu çok seviyor, yepyeni bir yaşam kuruyordu kendisine. Bir gün oğlunu elinden tutup, annesini ziyarete gitti. Kendi evine dönerken, sokak ortasında kafasına üç kurşun sıktılar Hatun''un, minicik oğlunun gözleri önünde.
Hatun''un Kaplancı üç ağabeyi tutuklandı. Sorguları halen sürüyor. Ama Alman polisi, genç kadının tesettürünü çıkardığı, ''bir Alman gibi'' yaşadığı için aile kararıyla ''töre cinayeti''ne kurban gittiğine emin, zaten cinayet nedenini resmen böyle açıkladı.
Gazeteler oğluyla çektirdiği bir fotoğrafı bastılar Hatun Sürücü''nün. Minicik bir kadın, güzeller güzeli bir çocuk. Görseniz, ağlarsınız. Hangi birine yanacaksınız? 16 yaşında evlendirilip 23''ünde öldürülen genç kadına mı, annesinin kanlı cesedi yanına devrilen oğulun, kızgın demirle dağlanmış, başlamadan söndürülmüş hayatına, yetimliğine mi? Çocuk şoktan çıkamamış, tedavi altında hâlâ.
Ancak asıl şoka, Almanya girdi: Cinayetin işlendiği Berlin''de, 44 farklı ulustan öğrencinin eğitim aldığı Thomas Mann ortaokulunda, kimi Türk ve Arap öğrencilerin, cinayete sevindikleri, tasvip ettikleri ve Hatun Sürücü gibi kişilerin ''temizlenmesi'' gerektiğini savunduğu ortaya çıktı. Okul müdürü Volker Steffens, ''cin'' çarpmışa döndü, Almanya ayağa kalktı. Müdür Steffens, velilere, öğrencilere ve meslektaşlarına hitaben yazdığı ''Neden şoke olduk'' başlıklı özgürlük ve demokrasi dersi gibi mektupla, bağnaz fikirlere müsamaha gösterilmesinin yaratacağı tehlikelere dikkat çekti. Büyük yankı uyandıran mektup sonrası basına demeç veren Steffens, yönettiği okulda bazı türbanlı kız ve tesettür yanlısı erkek öğrencilerin, Müslüman kökenli türbansız öğrencilere baskı yaptığını, önlem alınmazsa bu çocukların sayısının artacağından ve okullarda huzursuzluk başlayacağından endişe duyduğunu açıkladı.
Burası Almanya. Buyrun size Almanya''daki tesettür ''özgürlüğü''. Buyrun avunun, Türkiye''deki ''moda''sıyla.
Mine.G.Kırıkkanat
Radikal
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:08