Ekonomi
  • 6.2.2003 12:04

TÜRK-İŞ BAŞKANI TOBB VE TÜSİAD'I HEDEF ALDI

SAFURE CANTÜRK ANKARA - Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın 15 Mart'ta yürürlüğe girmesini hiçbir gücün engelleyemeyeceğin belirterek, ''İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın işçiler açısından büyük önem taşıyor'' dedi. İş Güvencesi ve İş Kanunu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Türk-İş Genel Başkanı Kılıç, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneğinin İş Güvencesi Yasasının çıkmaması yönündeki baskılarının yersiz ve anlamsız olduğunu vurgulayarak, ''TOBB VE TÜSİAD ne yaparlarsa yapsınlar 15 martta iş güvencesi yasası yürürlüğe girecek. Bunu ileriye geriye çekmek hiçbir zaman için bir babayiğitin söyleyebileceği bir karar değildir'' dedi. İş Yasası çıkmadan, İş Güvencesi Yasasının yürürlüğe girmesi durumunda işsizliğin artmayacağının altını çizen Kılıç, işsizliğin Avrupa ülkelerinde, Amerikada tüm dünyada durağanlıktan dolayı devamlı suretle tırmanış gösterdiğini belirtti. Kılıç, işsizliğin sosyal bir hadise olduğunu belirterek, ''İspanya'da İş Yasasında bazı düzenlemeler yapılarak istihdamın artacağı düşünüldü ancak işsizlik oranı yüzde 20 arttı. Aslında mevzu kronikleşmiş işsizlik sorunu, mevcut çalışan işçiyi korumakla ilişkisi yok. Türkiye'de bazı çevreler konuyu saptırıyor, kamuoyunda gereksiz psikolojik baskı unsuru oluşturulmaya çalışılıyor. İş Güvencesi Yasası ile işverenin işçiyi keyfi işten çıkarması önlenmeye çalışılacak, yatırımla bunun ilişkisi yok'' diye konuştu. Türk-İş Genel Başkanı Kılıç, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un 'İş yeri güvencesi olmadan iş güvencesi olmaz' açıklamasıyla ilgili olarak da kendilerinin zaten çalışan işçi için iş güvencesi istediklerini hatırlatarak, ''Biz zaten işletme varsa işçi var diyoruz. İşletmenin varlığını kabul ediyoruz ama işletmede çalışacak işçinin güvenliğinden de hem devlet hem hükümet ortak sorumludur'' şeklinde konuştu. Kılıç, iktidarların kendi sorumluluklarından arınmamaları gerektiğini ve Bakan Ali Coşkun'un 'İşsizliğe de istihdam yaratmak zorundayız ve bununla birlikte mevcut çalışan insanları da güvenli çalıştırmak zorundayız' demesi gerektiğini dile getirdi. ''İŞ GÜVENCESİ YASASI 15 MART'TA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK'' Bakan Ali Coşkun'un açıklamalarını boş laf olarak değerlendiren Kılıç, ''Müteşebbüsün önünü açmak istiyorlarsa bunun için çok değişik faktörler var. Mevcut işçinin üstüne binerek dışardaki işsizliği koz olarak kullanmaya kimsenin hakkının olmadığını düşünüyorum'' dedi. Kılıç, işsizliğin sosyal bir vakka olduğunu ancak bunun tedbirini de hükümetlerin alması gerektiğin vurgulayarak, işyerinde çalışanların verimli çalışabilmesi için iş güvenliğinin kaçınılmaz olduğunu düşündüklerini ve Bakan Ali Coşkun'un söylediklerine katılmadıklarını ifade etti. 15 Mart'ta yürürlüğe girecek olan İş Güvencesi Yasa Tasarısında kendilerini rahatsız eden konuların da olduğunu belirten Türk-İŞ Genel Başkanı Kılıç, özellikle 10 işçi çalıştırılması şartına itiraz etmelerine rağmen, uzun yıllar bu konuda yasal düzenleme olmamasından ve bunun bir geçiş süreci olmasından dolayı bu maddeye evet dediklerini kaydetti. Kılıç, İş Güvencesi yasasında ileriki zamanlarda ödünç işçilik konusunda değişiklikler olması gerektiğini söyledi. Kılıç, İş Güvencesi yasasının 1475 sayılı İş Kanunu, 2821 Sayılı Sendikalar Yasası ve 2822 Sayılı Grev ve Lokavt hakkı yasalarıyla ele alınarak zamanla sağlıklı bir noktaya getirilmesi ve çıkacak aksaklıkların düzeltilmesi gerektiğine inandığını söyledi. Kılıç, 15 Mart'ta yürürlüğe girecek olan İş Güvencesi Yasasını basa basa yürürlüğe sokacaklarını vurgulayarak, ''Bunun kurtuluşu yok, bu iş güvencesi yasası uygulamaya geçecek işçiler de bayram edecek'' diye konuştu. İş Kanunu ile ilgili açıklamalarda da bulunan Türk-İş Genel Başkanı, İş Kanunu'nun Bilim Kurulu marifetiyle oluşturulduğunu ancak işçiyi koruyan bir felsefeye sahip olmadığını dile getirdi. İş Kanunu'nun İşletme ve İşyeri kavramına ağırlık veren bir yasal düzenleme olduğunun altını çizen Kılıç, çıkartılmak istenen yasada kazanılmış hakları geriye götüren bir taslak olduğunu, özellikle kıdem tazminatı, ödünç işçilik ve iş yeri devri gibi kavramların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Ancak yasa'da iş güvencesinin dışında kalmak şartıyla işçiye yönelik iyi şeylerinde olduğunu özellikle Hak Grevinin işçiler açısından kazanç olduğunu belirtti. Kılıç, çıkartılmak istenen bu yasada İşçi Konfederasyonları arasında 30'a yakın itilafa düşülen madde olduğunu hatırlatarak, ''Ancak Bilim Kurulu tarafından gelen taslağın aynen geçmesini biz içimize sindiremiyoruz. Görüşmelerde, uygulamada çıkabilecek problemlerin ortadan kaldırılması ve çıkabilecek boşlukların doldurulmasını sağlayan yasal düzenlemelerin yapılmasından yanayız. Şu haliyle bilim kurulundan yasanın aynen geçmesi durumunda biz buna sıcak bakmayacağız'' şeklinde konuştu. Kılıç, İş Kanununda kıdem tazminatının 15 güne düşürülmesi ya da fona bağlanması konusunda endişelerinin olduğunu dile getirerek, özellikle kıdem tazminatının 15 güne düşürülmesi konusunda kesinlikle evet demelerinin mümkün olmadığını kaydetti. Türkiye İşveren Sendikası Genel Başkanı Refik Baydur'un Kıdem Tazminatını 15 güne indirilmesi konusundaki ısrarının yersiz olduğunu vurgulayan Kılıç şöyle konuştu: ''Baydur, istediği kadar 15 güne düşüreceğiz desin de dursun neye göre kıdem tazminatını düşüreceksin. Bir kere kıdem tazminatında katsayı gerçeği var. Memurlara işçilere uygulanan tavanı durduruyorsunuz tabanı 15 gün ile sınırlıyorsunuz. Buna evet dememiz mümkün değil. Kılıç, yapılan toplantılarda İş Kanunu'nun sınırlarını belirlerken taraflar arasında itilafa düşürülen 7-8 maddenin olduğunu özellikle kendilerinin devir sözleşmeleri, ödünç işçilik, kıdem tazminatında 15 güne indirilmesi ve kurulacak fonun da sağlıklı bir fon olmadığı konusunda itirazları ve endişeleri olduğunu belirtti. Kılıç, Bakan Başesgiolu'nun 15 Mart'ta kadar İş Kanunu ve İş Güvencesi yasasını birlikte yürürlüğe girmesi konusunda ısrar etmesinin haklı olduğunu ancak, İş Kanunu'nun 15 Mart'a yetişmesinin çok zor olduğunu kaydetti. Kılıç, ''Bakanın burda anlatmak istediği 3 İşçi Konfederasyonu ve İşveren Konfederasyonun uzlaştığı bir taslağı daha rahatlıkla parlementodan geçireceği yönündedir. Tabiki uzlaşma olmadığı takdirde kendi kararlarını parlementoya götüreceklerini söylemesi doğaldır. Uzlaşma olmaması durumunda bilim kurulunun katı kuralları ile gelmiş bir taslak olacaktır'' şeklinde konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:17

İLGİLİ HABERLER