
TÜRK: "KÜRT'LERİ KAYBEDERSİNİZ''
YUSUF ZİYA ERARSLAN
ANKARA - Demokratik Toplum Partisi (DTP) Grup Başkanı Ahmet Türk, bölücü terör örgütü PKK'nın şehir ve siyasi uzantılarına yönelik operasyonlara tepki göstererek, "Bu operasyonlar siyasi operasyonlardır. DTP'nin bölgede oyunu ikiye katlayarak birinci parti çıkması ve 99 belediye kazanmasının hazmedilememesidir" dedi. PKK'nın 1 Haziran'a kadar uzattığını açıkladığı eylemsizlik kararının umut verici ve sevindirici bir gelişme olduğunu da savunan Türk, "Çatışmalı ortamda ısrar ederseniz, duygusal
kopuşa yol açar ve bunun sonucu olarak Kürtleri kaybedebilirsiniz" diye konuştu.
Türk, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son operasyonlarla 300 civarında parti üyesinin gözaltına alındığını, 100'ün üstünde kişinin tutuklandığını hatırlatarak, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, hiçbir akıl-izan ölçüsüyle açıklanamayan bu operasyon furyasının 4 nedeni olduğunu ileri sürdü. Türk, şöyle devam etti:
"Birinci neden; Demokratik Toplum Partisi'nin yerel seçimlerde bölgede oyunu ikiye katlayarak birinci parti çıkması ve 99 belediye kazanmasının hazmedilememesidir. Konu Kürt sorunu olunca, AK Parti ile siyaseti vesayet altında tutan kesimler, sorunun demokratik ve barışçı bir yoldan çözülmemesi ve çözümsüzlüğü esas alan 80 yıllık politikanın sürdürülmesi için daha önceden vardıkları uzlaşıyı, bu şekilde devam ettiriyorlar. İkinci neden; PKK'nın seçimden sonra yaptığı açıklamadır. PKK, 'Kürt halkı
seçimlerde DTP'yi destekledi. Biz, bu desteği önemsiyoruz. Barışçı çözümün önünü açmak için silahları 1 Haziran'a kadar susturacağız' dedi. Olumlu bir gelişme olması halinde sürenin uzatılacağı mesajını da verdi. Daha üzerinden değil günler, saatler bile geçmeden savaş tamtamlarını çalmaya başlayanların neden endişelendiklerini görmek için dahi olmaya gerek yok. Çünkü biliyorlar ki Kürt sorunu demokrasiyle çözülürse Türkiye demokratikleşecek, AB üyeliği hızlanacak ve kendileri güç kaybedecekler. Bunu
istemeyenler sorunun barışçı yoldan çözülmemesi için devreye girdiler. Üçüncü neden ise; Türkiye'ye barışın egemen olması ihtimalidir. Kürtler, Türkiye, İran, Suriye ve Irak olmak üzere Ortadoğu'da dört parçada yaşıyorlar. Dört parçanın Kürt siyasetçileri, bu coğrafyada barış sürecini başlatma ve Kürtlerin demokrasi taleplerinin ne olduğu konusunda ortak bir karara varma konusunda arayış içindeler. Türkiye kurumsal statükosu bundan rahatsız oldu. Bütün bu barışçı gelişmelerin önünü kesmek için DTP'nin
üstüne gidiliyor ve saldırı dalgası bu nedenle sürdürülüyor. Dördüncü neden ise; DTP'nin Türkiye'deki demokrasi güçleriyle birlikte yürüttüğü ortak mücadele, birlik ve dayanışma girişimini engellemektir. Bildiğiniz gibi bu proje Çatı Partisi Girişimi olarak tanımlanmaktadır. Oldukça önemsediğimiz bu projenin hedefi, Türkiye siyaseti için olmazsa olmaz kabilinde gördüğümüz sol, sosyalist ve sosyal demokrat kesimlerin biraraya gelmesiyle Türkiye halkına yeni bir siyasi alternatifin sunulmasıdır."
Ahmet Türk, 22 Temmuz 2007'den 29 Mart 2009'a kadar DTP'nin genel ve yerel seçimlerde elde ettiği sonuçların Türkiye demokrasisinin-birliği ve bütünlüğünün gelişmesi için, çağdaş bir uygarlık ölçüsüne ulaşması için çok değerli fırsatlar yarattığını savundu. DTP'nin parlamentoda grubu bulunan bu ülkenin dördüncü büyük partisi olduğunu kaydeden Türk, "Bu ülkenin en temel sorununu çözmek için olağanüstü bir fedakarlık örneği sergiliyor, barış ve demokrasi için siyaset yapıyor. Bir siyasi parti, böyle bir
hizmeti devletin kendisine sunduğu bir bütçeyle, yani hazine yardımıyla yapabilir. İki büyük seçim geçirmemize rağmen şimdiye kadar tek bir kuruş yardım almış değiliz. Cumhuriyet tarihinden bu yana grubu bulunup da hazine yardımı alamayan tek parti DTP'dir. Bırakalım yardımı, devletin envayi-çeşit engelleme ve baskılarını göğüsleyerek bugüne çıkmış bir partiyiz" diye konuştu.
Hükümetin Anayasa değişikliği yapmaya hazırlandığını ve sözde ülkeyi bir ayıptan kurtarmak için "Türkiye milletvekilliği" adı altında adil bir siyasi temsil modeli oluşturacağını ileri sürdüğünü belirten Türk, seçim barajının kaldırılmamasını eleştirdi. Yaşanan bunca saldırı ve provokasyona rağmen PKK'nın 1 Haziran'a kadar uzattığını açıkladığı eylemsizlik kararının devam ettiğini söyleyen Türk, şunları kaydetti:
"Bu umut verici ve sevindirici bir gelişmedir. Bu, aynı zamanda DTP'nin seçimlerdeki yükselişiyle oluşan ve asla heba edilmemesi gereken önemli bir fırsattır. 1993'te, 1995'te, 1998'de ve yine 1999-2004 arası süreçlerde Türkiye, silahların sustuğu ortamların doğurduğu bu çok değerli fırsatları heba etti. Devlet ve dönemin iktidarları, çözümü değil şiddeti derinleştirdi. Birbiri ardına operasyonlar yapıldı, her türlü askeri yöntem denendi. Yetmedi, ABD'nin ve diğer uluslararası güçlerin de desteği alındı
ancak Kürt sorunu savaş politikalarıyla çözülemedi. Halkın talepleri bastırılamadı. Bugün itibariyle artık bu tür seçeneklerin hepsi tüketilmiştir. Geriye denenmemiş tek bir seçenek kalmıştır. O da, sivil, demokratik ve barışçıl yöntemdir. Diyalog kanallarının açılmasıdır. Demokratik siyaset bugün Kürt sorununun çözümü için yegane araç durumundadır. Sözde kabullerle, sınırlı adımlarla bu sorunu ötelemenin, çözmenin mümkün olmadığı çok açık ortadadır. Bir kez daha uyarıyoruz. Seçim sonrası başlattığınız
operasyonlar ve baskılar ile halkın iradesini teslim alacağınızı ve bu şekilde çatışmalı ortamı sürdüreceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çatışmalı ortamda ısrar ederseniz, duygusal kopuşa yol açar ve bunun sonucu olarak Kürtleri kaybedebilirsiniz. Eğer bu ülkeyi acı ve gözyaşından, savaş ve çatışma ortamından kurtarmak gibi bir irade ve politikanız varsa o halde gelin tarihi bir diyalog sürecini başlatalım. Biz her zamankinden daha fedakar, daha yapıcı bir tutumla ve Türkiye'nin geleceği adına
duyduğumuz büyük sorumlulukla her şeye rağmen barış ve diyalogda ısrarcıyız."
Türk, 1 Mayıs'ta DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile Taksim'de olacaklarını da sözlerine ekledi.