Asayiş
  • 22.5.2003 02:11

TÜRK POLİSİ ISIRILAN DOMATESTEN SUÇLUYU YAKALADI

Suçluların yakalanmasında teknolojiyi kullanarak önemli mesafeler kat eden polis, ısırılmış bir domates sayesinde hırsızın izine ulaştı. İstanbul’da bir evde yapılan soygunda büyük miktarda para ve ziynet eşyası çalındı. Hırsız, bone ve eldiven kullandığından iz bırakmadığını zannediyordu. Ev sahibi, polise, hırsızın mutfakta yemek yediğini söyleyince uzman polisler mutfağı incelemeye aldı. Masada ısırılmış bir domatesin olduğunu belirleyen polis, bu tek delili Kriminal Polis Laboratuvarı’na gönderdi. Domatesin üzerindeki biyolojik kalıntıları inceleyen uzmanlar, hırsızın biyolojik kimliğini (DNA) tespit etti. Gözaltına alınan şüphelilerin kan örnekleri ile domatesten elde edilen sonuç karşılaştırıldı. Böylece polis delilden suçluya ulaşmış oldu. Bu örnekte olduğu gibi delilin önemini kavrayan polis, artık olay mahallindeki en küçük bir emareyi bile laboratuvara gönderiyor. Kilimdeki saç teli, mendildeki gözyaşı, sigara izmariti, cam kırığı ve ayakkabı izi yardımıyla suçlular yakalanıyor. Gözle görülemeyen deliller de toplanıyor. Bunlar kimyasal madde veya ışık ile analiz ediliyor. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nda incelemeye alınan biyolojik delillerin sayısı her geçen yıl yüzde yüze yakın bir artış gösteriyor. Asayiş olaylarında bir artışın olmadığına dikkat çeken İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürü Samet Doğan, delil incelemeleri artışını, polisin delilden sanığa ulaşmayı prensip haline getirdiğinin göstergesi olarak değerlendiriyor. Suç ile mücadelede delilden sanığa giden polis on yıl önce parmak izi ve mermi kovanı gibi maddi delillerle suçluya ulaşmaya çalışırken, şimdi teknolojinin son imkanlarını kullanarak akla hayale gelmeyecek nesnelerden delil elde ediyor. İl emniyet müdürlükleri bünyesinde kurulan ‘Olay Yeri İnceleme’ ekiplerinin uzmanlaşması neticesinde birçok olaydan polis elinde onlarca delille laboratuvara gidiyor. Delil sayısı arttı İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürü Doğan, biyoloji laboratuvarına gelen delil sayısındaki artışı yıllara göre değerlendirerek, “2001 yılında bin 500 delil incelendi. 2002 yılında bu sayı iki katına ulaştı ve 3 bin delil incelendi. 2003 yılının ilk 4 ayında bu rakam bin delilin üzerine çıktı.” diyor. İşlenen suça ve yere göre elde edilen deliller de farklı oluyor. Bir cinayette genelde kan ve doku örnekleri incelenirken, tecavüz olaylarında meni gibi sıvılar incelemeye alınıyor. İşlenen suça ve yere göre elde edilen deliller de farklı oluyor. Polis, artık cinayet işlenen masada çay içilmiş bir bardağın, bir damla terin, yataktaki kepeğin önemli bir delil olduğunun bilincinde. Samet Doğan, bu noktada polisin olay yerinde bir suçlu gibi düşünmesi gerektiğini vurguluyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:01

İLGİLİ HABERLER