Gündem
  • 25.5.2013 11:50

''Türkiye bölünmesin diye bu süreç yapılıyor"

Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Akdoğan: "Burada bir pazarlık, bir al-ver süreci şeklinde işleyen durum yok. Türkiye bölünmesin diye bu süreç yapılıyor"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı, AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, çözüm sürecinde bir pazarlığın söz konusu olmadığını belirterek, “Burada bir pazarlık, bir al-ver süreci şeklinde işleyen durum yok. Türkiye bölünmesin diye bu süreç yapılıyor” dedi


Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD-Hollanda) düzenlediği geleneksel "Amsterdam Tartışmaları"na, Akil İnsanlar Heyeti Akdeniz Bölgesi Grubu üyesi Hüseyin Yayman’la katılan Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral ve Deventer Başkonsolosu Yunus Belet’in de izleyiciler arasında yer aldığı programda terörün şimdiye kadar Türkiye’ye çok kan, zaman ve enerji kaybettirdiğini vurgulayan Akdoğan, artık bu sorundan kurtulma vaktinin geldiğini söyledi.

10 bin doların üzerinde milli gelire ulaşan, bütün bölgede örnek gösterilen ve bölgesel aktör haline gelen Türkiye’nin böyle bir sorunla uğraşmaması gerektiğine dikkati çeken Akdoğan, “Bugünün Türkiyesine yakışan bir sorun değil. Bu sorundan kurtulan Türkiye'nin atacağı daha büyük adımlar vardır. Bu yüzden bu süreç Türkiye’nin bütünlüğünü garanti altına alan bir süreç. Bu bir pazarlık üzerine yürümüyor. Yani ben birisiyle oturacağım bir masada sana şunu vereceğim, bunu vereceğim. Böyle bir şey olabilir mi? Gizli kapaklı, oldu bittiyle bir adım atılabilir mi? Kimse halkın kabul etmeyeceği bir söz verebilir mi? Bir adım atabilir mi?” diye konuştu.

Başlatılan süreçle Türkiye’nin 2023 hedefleri önündeki engellerin de kaldırılacağını kaydeden Akdoğan, onlarca yıldır devam eden terör sorununun 40 bin insanın hayatına mal olduğunu ve 350 milyar dolarlık maddi kayba yol açtığını dile getirdi. 

“Büyük Türkiye idealine ulaşma açısından bir takım mesafeler almamız gerekiyor” diyen Akdoğan, şöyle konuştu:

"Bu sorun Türkiye’nin bölgesel etkinliğini zayıflatıyor, bölgesel gücünü  zayıflatıyor. Bu sorun Türkiye’nin 2023 hedeflerini engelliyor. Bu sorun bizim birlik ve bütünlüğümüzü, toplumsal barışımızı tehdit ediyor. Yani bu iç içe geçmiş sorunlar kümesi onlarca yıldır bize büyük kayıplar verdi. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü güçlendirmek, bölgesel rolünü oynamasını sağlamak, 2023 hedeflerine ve büyük Türkiye idealine ulaşmak için artık bizim bu meseleleri geride bırakmamız gerekiyor."

Oslo süreciyle bugünkü süreç arasında usul, yöntem ve muhteva açısından bir takım farklılıklar olduğunu da vurgulayan Akdoğan, Oslo sürecine kıyasla şimdi parametreler ve şartların daha pozitif olduğunu ifade etti. Toplumsal desteğin yüksek olduğunu, BDP’nin daha sürecin içinde yer aldığının altını çizen Akdoğan, vesayetçi odakların da zayıflatıldığını anlattı.

Süreçe zarar vermek isteyen bir takım çevrelerin farklı örgütler üzerinden Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya, Türkiye’nin canına yakmaya çalışabileceğini kaydeden Akdoğan, "Halklar bir birine düşman falan değil. Süreç elbette hepimizi dönüştürmek zorunda. Hepimizin değişmesi gerekiyor. Genel bir helalleşme gerekiyor. Helalleşme derken geçmişe sünger çekelim, sineye çekelim anlamında demiyoruz. Şehitler üzerinden, örgüt üzerinden bir helalleşmeden bahsetmiyorum ama bu sorunun ürettiği bir sosyal travma var. Bu sosyal boyutta elbette bir helalleşme gerekiyor" dedi.

-Destek yüksek-

Adına her ne denilirse denilsin Türkiye’nin önünde terörden kaynaklanan bir sorunun bulunduğunu belirten Hüseyin Yayman ise  çözüm sürecine desteğin yüksek olduğunu anlattı. 

90 yıllık cumhuriyetin son 30 yılının çatışmalarla geçtiğini ifade eden Yayman, kanayan yara olarak adlandırdığı terör sorunun Türkiye’ye büyük bedeller ödettiğini, acıların Ağrı Dağı ve Van Gölü kadar büyüdüğünü söyledi.

Süreçle birlikte Anadolu'da birçok şehri ziyaret ettiklerini, insanların kaygı ve endişe taşımalarına rağmen çözüm sürecine destek verdiklerinin altını çizen Yayman, yaşanan sorunu demokrasi eksikliğinin bir sonucu olarak gördüğünü dile getirdi.

Demokrasinin gelişmesiyle birlikte bu sorunların kendiliğinden çözüleceğini vurgulayan Yayman, "Tek bir sorunumuz var, o da demokrasinin eksikliği. Bizim kendimize şu soruyu sormamız lazım: Ne oldu bize? Nerede yanlış yaptık? Anneler ölen evlatlarının mezarları karşısında aynı duayı ediyor. Anneliğin idelojisi olmaz. Anadolu'da büyük bir çadırın parçalarıyız. Yıllarca terörden dolayı düşman olduk. Halbuki kederde birlikte ağladık, sevinçte birlikte güldük. Başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz lazım" diye konuştu.

Çözüm süreciyle birlikte ilk kez toplumun görüşlerinin sorulduğunu ileri süren Yayman, süreç konusunda çok iyimser olduğunu söyledi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:02

İLGİLİ HABERLER