Türkiye, FETÖ liderinin tutuklanmasını istedi
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Amerika’dan mahkeme kararını verene kadar Fethullah Gülen’in görüldüğü yerde tutuklanmasını istediğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplanan Bakanlar Kurulu sonrasında açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, FETÖ lideri Fethullah Gülen’in Amerikan yargısı tarafından karar verilene kadar bulunduğu yerde tutuklanmasını talep ettiklerini söyledi.
“EYLÜL AYINDA GÖNDERİLEN DOSYA İLGİLİ KİŞİNİN TUTUKLANMASI İLE İLGİLİ BİR TALEPTİR"
Bakanlar Kurulu toplantısında İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sunum yaptıklarını kaydeden Kurtulmuş, “Bu sunumlar çerçevesinde bu 4 bakanlığımızı ilgilendiren, Türkiye’nin gündemini de ağırlıklı olarak işgal eden konular üzerinde çok detaylı konuşmalar, çok detaylı görüşmeler yapıldı. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığımız FETÖ, PKK ve DAEŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede gelinen noktayı bütün teferruatıyla Bakanlar Kurulu’nda takdim etmiş oldu. Bu çerçevede bundan sonraki süreçte personel, teknoloji ve istihbarat bakımından gerekli düzenlemelerin neler olacağı konusundaki görüşlerini paylaştı ve atılacak adımlar üzerinde de Bakanlar Kurulumuzda karşılıklı görüş teatisinde bulunuldu, kararlar alındı. Adalet Bakanlığımız çeşitli konularla ilgili gelişmeleri Bakanlar Kurulu’na taşımıştır. Bunlardan birisi cezaevlerindeki son durumun gözden geçirilmesi, darbecilerin mahkeme süreçleri ile ilgili yargılama süreçleri ile ilgili gelişmelerin paylaşılması ve özellikle de FETÖ lideri Feto’nun Türkiye’ye iade edilmesi ile ilgili olarak bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar. 15 Temmuz öncesinde 4 dosya Amerika Birleşik Devletleri makamlarına Feto’nun iadesi ile ilgili sunulmuştu. 15 Temmuz’dan sonra da Feto’nun tutuklama talebi ile ilgili olarak hazırlanan dosya Amerikan makamlarına 10 Eylül 2016 tarihinde takdim edildi. Amerikan makamları, e-mail ortamında bu belgelerin alındığını, bu dosyanın alındığını 23 Eylül 2016 tarihinde Türkiye’ye bildirdi. Bizim FETÖ konusundaki tavrımız açıktır, bir kere daha tekrar etmek istiyorum. Türkiye 15 Temmuz’da büyük bir darbe teşebbüsü ile karşıya kalmıştır. Bu toprakların gördüğü en büyük ihanet ile karşı karşıya kalmıştır. Bu örgütünün başındaki kişi Amerika’da Pensilvanya eyaletinde 15 yıldır mukim olan Feto’dur. Bu kişinin Türkiye’ye iade edilmesi ile ilgili olarak Amerikan makamlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için ilgili görüşmeler yapılıyor, bu konudaki talepler gerçekleştiriliyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri ile her alanda stratejik ortak olan bir ülke olarak ve özellikle Suçluların İadesi Anlaşması’nı yapmış olan bir ülke olarak bu karar Amerikan yargısı tarafından verilene kadar adı geçen kişinin Türkiye’ye iade edilmek üzere tutuklanmasını, bulunduğu yerde tutuklanmasını talep ediyoruz. Bu çerçevede son Eylül ayının 10’unda gönderilen dosya, ilgili kişinin tutuklanması ile ilgi bir taleptir ve bu da bizim Amerika Birleşik Devletleri ile Suçluların İadesi Anlaşması’nın 10. maddesinden kaynaklanan bir hakkımızdır. Bu başvurunun da en kısa zamanda karşılanacağını, başvuru ile ilgili olarak adımların atılacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.
“PYD’NİN MUSUL VE RAKKA OPERASYONLARDA ESASUNSURLARDAN BİRİSİ OLARAK GÖRÜLMESİ TÜRKİYE TARAFINDAN KABUL EDİLEBİLİR BİR HUSUS DEĞİL"
Üçüncü sunumun Dışişleri Bakanlığı ile ilgili olduğunu vurgulayan Numan Kurtulmuş, “Fırat Kalkanı Operasyonu, Türkiye’nin Suriye’nin bütünlüğünün korunması, Türkiye topraklarının DAEŞ başta olmak üzere PYD ve benzeri terör örgütlerinin saldırılarından korunması ve Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridorunun oluşmasını önlemek için yaptığı, milli birlik ve menfaatlerimizi korumak üzere yaptığı, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak yaptığı bir operasyondur. Burada ÖSO’nun unsurlarına Türkiye destek vermektedir. Bu çerçevede operasyon bizim açımızdan başarılı bir şekilde devam etmektedir. Operasyonunun ilk günü söylediğimiz kırmızı çizgilerimizin tamamı devam etmektedir. Dolayısıyla Fırat Kalkanı ile ilgili sürdürmüş olduğumuz bu mücadele özellikle DAEŞ ile ilgili bir mücadeledir ve kararlılıkla sürdürülecektir. Bu bölgenin DAEŞ’ten temizlenmesi, bu bölgenin güvenli bölge haline gelmesi ve Cerablus halkının olduğu gibi diğer şehirlerin halklarının da kendi memleketlerinde güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir. Ayrıca Suriye’de ve Irak’taki DAEŞ’e karşı sürdürülen operasyonlarda Musul ve Rakka ile ilgili muhtemel operasyonlar konusundaki pozisyonumuz da net ve açıktır. Türkiye DAEŞ’in Suriye ve Irak’taki siyasi istikrarsızlıkların ve dağınıklığın bir sonucu olduğunu, sebebi olmadığını başından beri ifade ediyor. Bunun için bu bölgenin bütünüyle terör örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası koalisyonla işbirliği halinde her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ancak bununla birlikte Türkiye’nin başından itibaren söylediği bir başka husus daha var, Suriye Suriye halkınındır. Bütün Suriye halkları kendi şehirlerinin esas sahipleridir, terör örgütlerinden temizleme bahanesiyle bir başka terör örgütüne bu şehirlerin peşkeş çekilmesini doğru olmadığını Türkiye defaatle dile getirmektedir. Yani Musul ve Rakka operasyonları yapılacaksa bu operasyonlarda mutlaka yerel unsurların o şehrin unsurlarından oluşan mukavemet birimlerinin sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye bu çerçevede Rakka ve Musul operasyonları ve diğer operasyonların yürütülmesini düşünür ve bu çerçevede de oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez. PYD’nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan birisi olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değildir. Türkiye’nin bu operasyonların içerisinde yer almasının temel şartlarından birisi PYD ve YPG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Bu da ilgili muhataplarımıza bildirilmiştir” şeklinde konuştu.
Güncellenme Tarihi : 3.10.2016 21:23