Gündem
  • 8.11.2006 14:47

"TÜRKİYE'DE AZINLIK OLARAK TANIMLANABİLECEK BAŞKA TOPLUMLAR DA BULUNUYOR''

Türkiye İlerleme Raporunu yayımlayan AB Komisyonu, Türkiye'deki azınlıklar konusuyla ilgili olarak, Türk yetkililere göre 1923 tarihli Lozan Anlaşması uyarınca Türkiye'deki azınlıkların Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar oldukları, ancak ilgili uluslararası ve Avrupa standartlarına göre Türkiye'de azınlık olarak tanımlanabilecek başka toplumların da bulunduğu görüşü savunuldu.


     İlerleme Raporunda, azınlık haklarıyla ilgili şu ifadelere yer verildi:


     ''Türkiye'nin azınlık haklarına yaklaşımı değişmedi. Türk yetkililere göre 1923 tarihli Lozan Anlaşması uyarınca Türkiye'deki azınlıklar Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar olmak üzere gayrimüslimlerden oluşuyor. Fakat ilgili uluslararası ve Avrupa standartlarına göre Türkiye'de azınlık olarak tanımlanabilecek başka toplumlar da bulunuyor.''


     İnsan hakları ve azınlıkların korunması kapsamında Türkiye aleyhinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) açılan davalara yer verilirken, son bir yılda insan haklarıyla ilgili bazı uluslararası sözleşmelerin kabul edildiğine dikkat çekildi ve özellikle insan hakları kurumsal alt yapısının geliştirilmesi istendi.


     Raporda, işkence ve kötü muameleyle ilgili davaların azalmaya devam ettiği kaydedildi ve adli tıp muayenesinin kalite ve gizlilik açısından güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.
     AB Komisyonu İlerleme Raporunda, yerel dil ve lehçelerde yayın konusunda bazı ilerlemelerin sağlandığı da ifade edildi.


     İfade özgürlüğü kapsamında TCK 301'inci maddenin engel oluşturduğundan bahsedilen raporda, gazeteci Hrant Dink'e verilen cezanın Yargıtayca onaylandığına dikkat çekildi. Raporda, 301'inci maddenin AB standartlarının yakalanması açısından değiştirilmesine ihtiyaç duyulduğu ve yeni yürürlüğe giren terörle mücadele yasasının ifade özgürlüğü açısından endişe yarattığı belirtildi.


     Dini özgürlükler başlığı altında Heybeliada Ruhban Okulunın hala kapalı tutulmasından, dini azınlık vakıflarının mal edinme haklarıyla din adamı yetiştirmelerinin kısıtlandığından bahsedilen raporda, misyonerlik faaliyetlerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan vaazlarda ve yayınlarda "düşmanca yaklaşıldığı" iddia edildi.


     İlerleme Raporunda Alevilere de yer verilirken, cemevlerinin açılmasında sorunlarla karşılaşıldığı ve ibadet yeri olarak görülmeyen cemevlerinin kamu fonlarından yararlanamadığı belirtildi.


     Okullardaki zorunlu dini eğitimin Alevi çocuklarını bilgilendirici unsurları içermediği kaydedoilen raporda, önümüzdeki yıldan itibaren bu boşluğu doldurmak için hazırlıklar yapıldığı dile getirildi.


     Raporda aile içi şiddet, namus cinayetleri, kız çocuklarının okula gönderilmemesi, siyasette kadınların yeterince temsil edilmemesi gibi kadın-erkek eşitliğini ilgilendiren konulara da değinilirken, genel olarak Türkiye'de kadın haklarıyla ilgili bilinçlenmenin arttığına dikkat çekildi.


     İlerleme Raporunda, sendikal haklarla ilgili Türkiye'nin son bir yılda hiçbir ilerleme kaydetmediği savunuldu.


     Raporda, kültürel haklar kapsamında Türkiye'nin iki yerel kanalla bir radyoya Kürtçe yayın izni verdiği anımsatıldı, ancak zaman kısıtlaması uygulaması eleştirildi. Raporda, Türkiye'de ana dili Türkçe olmayan çocukların okullarda ana dillerini öğrenemedikleri kaydedildi.


     AB Komisyonu İlerleme Raporunda ''Doğu ve Güneydoğu'daki durum'' başlığı altında terörizmden zarar görenlere tazminat ödendiği hatırlatılarak, ''AB terör örgütü listesinde bulunan PKK'nın Kasım 2005 ve Haziran 2006 tarihleri arasında 774 saldırıda bulunduğu ve bunların sonucunda 44 asker, 5 polis ve 13 sivilin hayatını kaybettiği'' ifade edildi.


     Şemdinli olaylarına da değinilen raporda, iddiaları araştırmak üzere oluşturulan TBMM komisyonunun raporunu henüz yayımlamadığı belirtildi.


     AB Komisyonu raporunda, fasıllar itibariyle yapılan değerlendirmede ise Türkiye'nin limanlarını Rum kesimi gemilerine açmamasına, malların serbest dolaşımı, ulaşım politikası, gümrük birliği ve dış ilişkiler fasıllarında değiniliyor.


     Raporda, tartışmalara neden olduğu için terör örgütü başı Öcalan'ın isminin önüne ''Bay'' anlamına gelen ''Mr.'' kısaltması konmadı.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 01:23

İLGİLİ HABERLER