Ekonomi
  • 9.10.2009 14:49

'TÜRKİYE'DEKİ 5 RİSK'

AK Parti Hükümeti’nde daha önce görülmemiş bir siyasi ve ekonomik istikrarı yakaladığını ancak halen yatırımcılar için volatilitesi yüksek bir yatırım yeri olduğunu kaydetti.

Saygın haber ajansı Reuters, ilginç bir analiz yazısı yayınlayarak, Türkiye'de takip edilmesi gereken beş "riskli" konu olduğu yorumunu yaptı. "AB adayı Türkiye Ak Parti yönetiminde siyasi ve ekonomik istikrara kavuşsa da hala bazı riskler devam ediyor" ifadesini kullanan Reuters, bu riskli konuları şöyle sıraladı:

İŞTE TÜRKİYE'NİN 5 RİSKİ

1) 2010'DA ERKEN SEÇİMLER

Krizden etkilenen ekonomi nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın erken seçime gidebileceği konuşuluyor. Yatırımcılar için asıl soru, Erdoğan'ın bu seçimlerde koalisyon ortağına ihtiyaç kalmadan reformcu programına devam edebilecek oranda destek alıp alamayacağı. Türkiye'de koalisyonlar iç çatışmalarla hatırlanıyor. Erdoğan erken seçimden bahsetmiyor. Uzmanlara göre, erken seçim tarihi krizden çıkış hızına bağlı. Gelirlerdeki düşüş, Ankara üzerinde mali disiplini sağlaması ve harcamaları azaltması yönündeki baskıyı artırıyor. Bunlar da oy kaybına mal olabilecek bir durum. Muhalefet partilerinin Kürtlere daha geniş haklar tanınmasına yönelik girişimler ve yeni anayasa tartışmalarına karşı husumeti, hükümetin reform yolunu açmak için erken seçime gitmesine neden olabilir.

2) İKTİDARLA MEDYA KAVGASI

Ülkenin en büyük medya grubu olan Doğan Yayıncılık'a kesilen 3.3 milyar dolarlık ceza, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve yatırım atmosferi açısından kaygıları artırdı. Büyüklüğüyle İstanbul'daki iş dünyasının elitlerini şoke eden, AB'den de eleştiri alan bu ceza, rüşvet suçlamaları dahil AK Parti'ye karşı yayın yapan Doğan'a "Ankara'nın son saldırısı" olarak değerlendiriliyor. İktidar cezanın siyasi amaçlı olduğunu reddediyor. Kavga, Türkiye'nin muğlak vergi yasalarında şeffaflık ve iş dünyası üzerindeki siyasi etkiler tartışmalarını da beraberinde getirdi. Yabancı yatırımcılar, cezanın anlamını hafifseyerek bunu "Erdoğan ile medya imparatorluğunu iş çıkarları için kullanmakla suçlanan Aydın Doğan arasındaki kan davası" olarak değerlendirdi. Ancak uzmanlar, "bu durumun daha geniş uygulamların bir işareti olması" ihtimalinin oldukça kaygı verici olduğunu belirtiyor. AK Parti 2002'den beri yabancı yatırımcılara adil davranmakta dikkat etti. Ancak bu ceza iş dünyasının iklimine yeni bir ışık tutabilir.

3) ERMENİSTAN

Yüzyıllık düşmanlığı bitirecek bir anlaşma, Türkiye'nin Batı'daki güvenilirliğini artıracak, Güney Kafkasya'daki etkisini perçinleyecek, Batı'ya petrol ve doğalgaz sevkiyatında kilit transit koridor olmasını sağlayacaktır. Porotokl imzalanıp meclise gitse dahi sert bir milliyetçi muhalefetle karşılaşacak. Uzmanlara göre Türkiye, Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için Karabağ'da çözümün sağlanmasını bekleyecek.

4) AB YOLU

AB katılım süreci, istikrarsızlığa alışkın bir ülke olan Türkiye'de siyasi ve finansal reformlar için çapa işlevi görüyor. Yatırımcılar ve mali piyasalar Türkiye'nin AB'ye katılım şansının azaldığına dair tüm işaretlere karşı oldukça hassas. Ekonomik kriz ve 2004'te katılan 12 devletin getirdiği mali yük nedeniyle AB içinde genişlemey yönelik iştah çok az. Fransa, Türkiye'nin üyeliğine karşı, Almanya'nın ise kaygıları var.

5) ORDU

Hükümet ile laik ordu arasındaki gerilim, ülkedeki istikrarı zayıflatıyor. Anayasa Mahkemesi gelecek aylarda sivil mahkemelere askeri personeli yargılama yetkisi veren bir yasa hakkında karar verecek. Bu yasa birçok çevre tarafından "sivil devrim" olarak nitelendiriliyor. AK Parti ile ordu arasındaki gerilim, emekli ve aktif durumdaki askerlerin de gözaltına alındığı karanlık bir çete hakkındaki soruşturmadan da kaynaklanıyor. Uzun vadede AK Parti'nin eli daha güçlü. Çünkü AB reformları ordunun etkisini azaltıyor. Ancak darbe ihtimali çok düşük. AK Parti'nin halk desteği çok güçlü. Her zaman en saygın kurum olan ordu ise darbe söylentileri nedeniyle yara aldı. Ancak tüm tartışmalar piyasaları olumsuz etkileyebilir.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 14:41

İLGİLİ HABERLER