''TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ KONUSU AVRUPA'YI BÖLDÜ''
LONDRA - İngiltere gazetelerinin hemen hemen tümünde, Irak'ta rehin alınan İngiliz mühendisin Başbakan Tony Blair'e yaptığı dramatik çağrısı manşetlere taşınırken, Türkiye yorumları, BM'deki reform tartışmaları ve Muhafazakar Parti'nin göçmenlik politikasına eleştirileri de haberlerde geniş şekilde yer aldı.
Daily Telegraph, birlikte kaçırıldıkları iki Amerikalı rehinenin öldürülmesinden sonra ailesinin ''Artık öldü kabul ediyoruz'' dediği rehine Kenneth Bigley, Blair'e ''Lütfen yardım edin Sayın Blair. Ölmek istemiyorum. Bunu haketmiyorum'' yakarışını yayınladı. Daily Telegraph, ''Bu görüş ayrılığı, Irak'ta egemenliğin kimde olduğunu gösterdi. Sözde Irak'a egemenliği devredildi ama ülkede Amerikan elçiliğinin sözü geçiyor'' başlıklı haberinde Bigley'nin bu çağrıyı kendisini kaçıran militan grubun ne zaman çektiği belli olmayan video görüntüleri aracılığıyla yaptığını belirtirken, İngiliz Hükümeti'nin de çok umutlu olmadığını yazdı.
Independent ise, Irak hükümetinin militanların serbest bırakılmasını istediği Iraklı bilimkadını Rihab Raşid Taha'nın salıverilmesinden yana olduğunu ancak Amerika'nın buna izin vermediğini aktardı. Gazeteye göre, Bağdat Yönetimi, Amerikalılar'ın Saddam Hüseyin döneminde biyolojik silah programından sorumlu olduğu öne sürülen Taha'yı haksız yere hapiste tuttuğuna inanıyor.
''IRAK'TA ASIL SORUN KOALİSYON GÜÇLERİ''
Times gazetesi, ''Yaşanan drama rağmen, İngiliz Hükümeti'nin rehineyi kaçıran grupla pazarlığa girmemesi gerekiyor'' başlıklı haberinde, ''Gerçek üzücü ama, Irak'taki rehine ve terör krizine karşı tutarlı bir politika geliştirilemedi. Bazı ülkeler ve şirketler, vatandaşlarını ya da çalışanlarını kurtarmak için ödünler verdiler. Bunun sonucu olarak adam kaçırma bir sektör haline geldi. Bu sektör güçlenirse, Irak'ın yeniden yapılandırılması çabaları ağır bir darbe yiyecek ve bunun bedelini Iraklılar ödeyecek. Irak ve İngiliz rehine Bigley için gerçekten trajik günler yaşıyoruz. Ancak, bu, insan yaşamını hiçe sayan acımasız teröristlerle yapılan son pazarlık olmayacak'' ifadelerine yer verdi.
Financial Times ise, ''Irak'ta asıl sorun koalisyon güçleri'' başlıklı haberinde, ''Irak'tan ne kadar erken çekilirlerse o kadar iyi olacak. Çünkü başka bir alternetif yok. Sonuçta Irak'ta güvenliği ve istikrarı sadece Iraklılar sağlayabilir. Dev bir askeri müdahale zaten hiçbir zaman çözüm değildi. Ama Bush bir konuda haklı. Olan oldu ve dağılan parçaları uluslararası toplum toplamak zorunda'' ifadelerini kullandı.
Guardian gazetesi, ''Amerika'da kim kazanırsa kazansın Bush'un en sadık müttefiki Tony Blair her halükarda kaybedecek'' başlıklı yazısında Amerika'daki başkanlık seçimlerinin Irak'ın geleceğine olası etkilerini irdeledi. Guardian, ''Kerry kazanırsa, Blair yalnız kalacak. Bush kazanırsa Blair'in işi gene zor. Çünkü Irak'ta rehin almalar, sivil ölümleri ve şiddet dalgası devam edecek. Ve Blair, Irak'tan çıkış stratejisi olmayan Bush'u desteklemeye devam etmek zorunda kalacak'' şeklinde yazdı.
Times, Birleşmiş Milletler'deki yapısal reform tartışmalarıyla ilgili haberinde Almanya, Japonya Hindistan ve Brezilya'nın Güvenlik Konseyi daimi üyesi olabilmek için çabalarını yoğunlaştırdığını belirtti. Gazete, reform önerileri için kurulan ve saygın emekli diplomatlardan oluşan çalışma grubunun ise 4 ya da 5 yıllık süreler için yarı daimi üyelik müessesinin ihdas edilmesini önerdiklerini kaydetti. Öneriye göre, Güvenlik Konseyi'nde 7 ya da 8 daimi üye olacak. Amerika, Afrika Asya kıtasına verilecek. Avrupa'dan ise bir ya da iki üye olacak. Bunlara ek olarak 2 yıllığına da bir ülke dönüşümlü olarak daimi üyelik alacak. Böylece Güvenlik Konseyi üye sayısı 15'ten 24'e çıkacak.
Independent, iktidara gelmeleri halinde İngiltere'ye alınacak göçmen sayısına tavan getireceklerini, Avustralya'dakine benzer bir puanlama sistemine geçeceklerini ve mültecilere ilişkin uluslararası konvansiyondan çekileceklerini açıklayan Muhafazakar Parti Lideri Micheal Howard'a Birleşmiş Milletler'in sert tepki gösterdiğini yazdı. Gazeteye göre, aşırı sağcı İngiltere Bağımsızlık Partisi de Howard'ı programlarını çalmakla suçladı.
''TÜRKİYE SAVAŞI GİDEREK KIZIŞIYOR''
Times, ''Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusu Avrupa'yı böldü'' başlıklı haberinde, Avrupa Birliği'nin 40 yıllık tarihinindeki en şiddetli tartışmalara hazırlandığına dikkat çekiliyor. Haberde özetle şu ifadeler yer aldı:
''Avrupa kıtasında, hem ülkelerin kendi içlerinde hem de diğer ülkelerle aralarında Türkiye savaşı giderek kızışıyor. Tartışma, halkları liderlerine düşürüyor. Avusturya'da Türkiye yüzünden hükümetin geleceği tehlikede. Tartışmalar, ırk, din, insan hakları, Avrupalı kimliği ve hatta tuhaf bir şekilde zina üzerinde odaklanıyor. Bu tartışma Avrupa Birliği'nin geleceğini hatta bazılarının iddia ettiği gibi jeo-politik dünya düzenini bile etkileyebilir.''
Times'a göre, İngiltere ve Amerika, Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa Birliği'nin bir Hıristiyan kulübü olmadığını kanıtlayacağına inanıyor. Türkiye'nin üyeliğini destekleyenler, Türk ordusunun Avrupa'yı gerçek bir süpergüç haline getireceğini, can çekişen Avrupa ekonomisini canlandıracağını, genç nüfusuyla işgücü piyasasına dinamizm kazandıracağını söylüyorlar. Türkiye'nin dışlanmasının aşırı İslamcıların elini güçlendireceğini belirtti. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar ise, Avrupa Birliği'nin sorunlu bir coğrafyaya sınır komşusu olacağını, toprak büyüklüğü ve yoksulluğuyla Türkler'in Avrupa'nın kasalarını boşaltacağını ve Avrupa Birliği'nde en büyük ülke Almanya kadar söz sahibi olacağını öne sürüyorlar.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:58