TÜRKİYE'NİN MADEN KAYNAKLARI BİR KITANIN KAYNAKLARI KADAR ÇEŞİTLİLİK GÖSTERİYOR
GÖKMEN ŞAHİN
TRABZON - Türkiye'nin maden kaynaklarının bir kıtada bulunabilecek maden kaynakları kadar çeşitlilik gösterdiği belirtildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Maden Mühendisliği Bölümü Maden İşletme Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ayhan Kesimal, yaptığı açıklamada, yetersiz olan maden aramalarına karşın; bor, mermer, toryum, trona, zeolit, pomza ve selestit gibi madenlerde Türkiye'nin dünyanın sayılı büyük rezervlerine sahip olduğunu söyledi. Ülkemizde madenciliğin GSMH'daki payının 1940'lı yıllarda yüzde 44 düzeyinde olduğunu ancak 1950'den sonra giderek bu oranın düştüğünü belirten Doç. Dr. Kesimal, ''Planlı ekonomi dönemine geçişten sonra bu azalma gittikçe artarak 2000 yılında yüzde 1,2 düzeyine inmiştir. Türkiye'deki sanayi, ham ve ara maddesi genellikle dışarıdan sağlandığından, çok az katma değer sağlamakta ve ülkenin büyük boyutlu ihtiyaçları karşısında yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden madenlerimizin en iyi şekilde değerlendirilmesi ile sanayinin ham ve ara madde ihtiyacı karşılanacak ve entegre tesisler ile uç ürünlerin üretimi sağlanacaktır. Böylelikle kırsal kesimde yapılacak yatırımlar sonucu iç göç önlenebilecek ve gelişmişlik düzeyi arttırılacaktır'' dedi.
Doç. Dr. Kesimal, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin altın ve gümüş gibi kıymetli metaller, baz metaller ve endüstriyel mineraller bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahip olduğunu ifade ederek, ''Gerek MTA ve gerekse yabancı sermayeli şirketler tarafından son 10 yılda yoğun bir arama programı başlatılmış ve bu faaliyetler sonucunda Doğu Karadeniz Bölgesi'nde epitermal altın oluşukları içeren sahalar belirlenmiştir. Bu sahalardan önemlileri; Ordu'da Akoluk ve Sayaca, Artvin'de Cerrattepe, Gümüşhane'de Mastra, Kaletaş ve Olucak cevherleşmeleridir. Gerek Mastra ve gerekse Cerrattepe'nin ekonomik bir altın rezervine sahip olduğu, yapılan detaylı fizibilite çalışmalarıyla belirlenmiştir. Gümüş rezervlerinin ise Artvin, Rize, Gümüşhane, Giresun ve Ordu yörelerinde yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir'' diye konuştu.
Bakır madeni bakımından Türkiye'nin toplam rezervinin yüzde 60'ının Doğu Karadeniz Bölgesi civarında olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kesimal şunları söyledi:
''Karadeniz Bölgesi kurşun, çinko ve demir gibi maden yatakları açısından da önemli bir paya sahiptir. Gümüşhane yöresi, jeolojisi itibarı ile mermer olabilecek kayaçlar bakımından oldukça zengindir. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Artvin, Gümüşhane, İkizdere ve Harşit granit yatakları ekonomik olarak feldspat ve kuvars içermektedir. Bu oluşumların, kimyasal ve minerolojik analizler sonucunda cam ve seramik sanayiinde hammadde olarak kullanılabileceği görülmüştür. Bununla birlikte, bölgemiz çok sayıda taşocağı sahalarına sahip olup, buralar, üretilen kırma taş ürünleri sanayii için kullanılan büyük bir malzemeyi teşkil etmektedir. Kırma taş sektörü ulaştığı yatırım düzeyi, yıllık bilançosu, üretim boyutu ve istihdam olanağı yönünden giderek önemli bir madencilik kolu haline gelmiştir. Değerli endüstriyel mineral potansiyeli açısından çok önemli bir konum sahip Doğu Karadeniz Bölgesi'nde maden kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda bir master planı hazırlanarak, ülke ekonomisine kazandırılması sağlanmalıdır.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:44