"TÜRKİYE'NİN STANDART FİLTRESİ TIKANDI, GÜMRÜK DENETİMLERİ ÇÖKERTİLDİ"
EDA HANANKARA (İHA) - Aygün, ATO'da düzenlediği basın toplantısında, bu konuyu anlatmak için Çanakkale Savaşları'nın yıldönümünü bilerek tercih ettiklerini, o gün topla tüfekle işgal altında bulunan Türkiye'nin bugün materyallerle işgal altında olduğunu söyledi. Türkiye'nin 1995 yılında AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığını hatırlatarak, AB tarafından 2003 yılından itibaren AB'den gelen ve CE işaretine sahip ürünlerin hiçbir denetime tabi tutulmadan Türkiye'ye gireceğinin açıklandığını belirtti. Aygün, "Halbuki geçmişte bir mal ithal edinmek istendiğinde TSE tarafından belirlenen standartlara uygun olup olmadığına bakılıyordu. Nitekim 2003 yılından beri CE işaretine sahip ve AB'den gelen birçok ürün, denetime tabi olmadan ülkemize girmeye başladı" diye konuştu.
Bu süreçte Türkiye gümrüklerine CE işareti olmayan ürünlerin sokulmadığını ve çok sıkı bir denetimin uygulandığını belirten Aygün, şunları söyledi:
"Ancak AB, bu sıkı denetimden rahatsız oldu. Yayınladığı bir direktif AB'den gelsin veya gelmesin, CE işareti olsun veya olmasın malların Türkiye'ye serbestçe girmesini istedi. İthal mallara uygulanan standart zorunluluğunu, 836 kalemden 210 kaleme indirdi. Özetle, Türkiye'nin standart filtresi tıkandı, gümrük denetimleri çökertildi. Bu kararla hem sanayicimiz zor durumda kaldı, hem de sağlımız tehlikeye girdi. En önemlisi ithal ürünlerde bundan sonra kurşun gibi son derece zehirli maddeler bile denetlenemeyecek."
Uygulamaya göre, serbestçe giren ürünlerin sağlık ve güvenlikle ilgili bir sorun çıkarması durumunda ilgili bakanlıkların denetim elemanlarının devreye gireceğini söyleyen Aygün, "Bakanlıklar malı piyasadan toplayacak veya girişini yasaklayacak. Ancak yetkili kuruluşlar, piyasa gözetimi ve denetimi yapamıyorlar. Bu iş için ilgili bakanlıklarımızın ne tecrübesi, ne elemanı, ne teşkilatı ne de laboratuarı var. Yani sinekleri öldüreceksiniz ama bataklık duracak" açıklamasında bulundu.
Yasanın 1 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatan Aygün, bunun sıkıntısının henüz başlamadığını ifade etti. Türkiye'de akredite laboratuar kurulmadığı ve ilgili bakanlıkların bu konuda hiçbir düzenlemede bulunmadığı için ithal malların sağlık, çevre gibi bir takım şartlara uygunluğunun denetlenmediğini belirten Aygün, "Çin'de üretilen standart dışı bir mal eğer CE işareti taşıyorsa doğrudan ülkemize gelebiliyor. Bu malın CE belgesinin sahte olup olmadığı dahi bilenemiyor.Türkiye'de bugün, kalitesiz ürünlerin girişi önünde bütün barajlar yıkılmıştır. Türkiye sağlıksız ürün ve kalitesizlik açısından ticari bir saldırı ile karşı karşıyadır" dedi.
AB'nin istediği doğrultuda stardart zorunluluğu kaldırılan mallar arasında oyuncuklar, seramik karolar, hela taşları, duş tekneleri, tencereler, küvetler, lavabolar, kilitler, musluklar, otomobiller, jantlar, güneş gözlükleri, boyalar yer kaplamaları, bisikletler, lastiklerin bulunduğunu belirten Aygün, standart dışı Türkiye'ye giren ithal malların Türkiye ithalatı içerisindeki yerinin milyar dolar olduğunu, yeni uygulamayla bu rakamın daha da yükseleceğini söyledi. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın aldığı bu kararla, Türkiye'nin kendi ayağına kurşun sıktığını belirten Aygün, "Maalesef kendi insanına, sağlığı bozacak, kanser yapıcı ürünlerin Türkiye'yi istilasına göz yumuyor" değerlendirmesini yaptı.
Aygün özellikle standart dışı ürünlerin Çin'den geldiğini belirterek, bu ürünlerdeki sahte CE belgelerine de dikkati çekti.
Aygün açıklamasının ardından, toplantı masasına konulan standart dışı ithal ürünlerin zararlarını tek tek anlattı. Aygün, standart dışı bırakılan ürünler arasında yer alan oyuncukların özellikle kanserojen ve radyasyon yaydığı için çocukların sağlığını tehdit ettiğini söyledi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:47