Medya
  • 4.3.2003 16:01

TÜRKİYE'YE KÜFREDEN KÜRTLERE SERDAR TURGUT'TAN CEVAP!

F....k the Turks! Aşağıda anlatacağım muhteşem olay The Guardian Gazetesi'nin Internet sitesinde haber olarak 1 Mart 2003 tarihinde yer aldı. Efendime söyleyeyim, Saddam'ın oğlu Uday biliyorsunuz bir futbol fanatiği. Geçen hafta tam baba ve oğluna yakışan bir karar almışlar ve bir zamanlama şaheseri yaparak El-Nafid adlı futbol takımını Bağdat'tan alıp Erbil'e Kürt takımıyla maç yaptırtmaya götürmüşler. Ya, yemin ediyorum bu bir film senaryosu olabilecek zenginlikte bir şey. Ve haber yüzde 100 doğru olmasa insan olan biteni bilim kurgu bile sanabilir, o kadar fantastik yani her şey. Birkaç güne kadar karışacağı belli olan bölgeye Bağdat takımının gitmeyi ret etmesi mümkün değil tabii. Çünkü bu Uday bir süre önce maç kaybetmesine kızdığı Irak Milli Takımı'nın bazı oyuncularına işkence yaptırmış, olay FİFA'ya kadar gelmiş ancak FİFA 'yeterli kanıt' bulamadığından işin üzerine gidilmemişti. Bu Irak da ilginç bir ülke. Hayattaki hiçbir olay hakkında Irak'ta delil bulmak mümkün değil. Silah uzmanları 10 yıldır bu ülkede füze arıyorlar onlar da kayıp, işkence görenler de işkenceciler de. Özet olarak takım oyuncularının Uday'ın teklifini ret etmesi gayet tabii ki mümkün değildi. * * * Neyse asıl olaydan sapmayalım. Maç düzenleniyor, Bağdat takımı Erbil'e gidiyor ve tribünler de tıklım tıklım doluyor. Bağdat takımı soyunma odasında sahaya çıkmadan önce sloganlar atıyor '1, 2, 3, 4 Biz Savaş İstemiyoruz' diye bağırıyorlar. Umarım Arapça söylendiğinde daha anlamlı bir slogan oluyordur bu çünkü Türkçe'de kafiye katiyen yok. Ve daha da önemlisi 'Saddam, Saddam Biz Senin İçin Kanımızı Veririz' de diyorlar ve gayet tabii ki Irak televizyonu bunu çekiyor. Sonra sahaya çıkılıyor. * * * Saha da bir başka alem. Tribünleri dolduran Kürtler gayet neşeliler. O kadar neşeliler ki olayı izlemekte olan Guardian muhabiri Luke Harding savaşa bu kadar yakın olan bir yerde insanların bu kadar neşeli olabilmelerini bir türlü anlayamıyor. İngiliz gazeteciyi şaşırtan bir başka olay da Kürt seyircilerin büyük bir bölümünün Manchester United takımı taraftarı olmaları. Tribünlerde bu takıma övgüler dizen pankartlar var. Kürtler hemen her konuda olduğu bu meselede de tam anlaşamıyor anlaşılan, çünkü tribünde yer yer Leeds United takımının bayrağını sallayanlar da görülüyormuş. Seyircilerden bir tanesi ünlü oyuncu David Beckham'ın portresini açınca seyirciler bir süre onun lehine tezahürat yapmışlar. * * * Bu ana kadar işler normal. Yani normal tanımını biraz zorlarsanız olan biten normal olarak yorumlanabilir. Ancak tam maç başlayacakken tuhaf bir şey oluyor. Seyircilerin tümü bir anda 'FUCK THE TURKS' diye bağırmaya başlıyorlar. Uzunca sürüyor bu iş, ses gittikçe de yükseliyor. O kadar ateşli bağırıyorlar ki İngiliz gazeteci bir anda patlayıveren bu his seli karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor ne olduğuna şaşırıyor. Maç ancak 'FUCK THE TURKS' sloganının bir süre sonra kesilmesinden sonra başlayabiliyor. * * * Hiçbir konuda anlaşamayan Kürtler anladığımız kadarıyla Türkleri düzme konusunda tam bir fikir birliği içindeler. Kimin kimi düzeceği konusunda milliyetçi bir tavrım olmamakla birlikte okuyucularından özür dileyerek bu Kürt taraftarlara bir noktayı işaret edeceğim. Ulan ayılar, yıllar önce şu maçın yapıldığı yere çok yakın mesafede şu Bağdat takımını oraya getiren Uday ve babası sizin akrabalarınızı kimyasal silahlarla yok etmedi mi? Türkler'le uğraşacağınıza o anda doğru slogan olarak 'FUCK SADDAM, FUCK UDAY 'diye bağırmanız gerekmiyor mu? Anlıyorum tamam orada şu anda bunu söylemek büzük ister de bari tamamen susun da oturun adam gibi maç seyredin değil mi ama! * * * Ve ulan ayılar, 15 gün sonra o Uday ve babası üzerinize silahları çevirdiğinde, tekrar Türkiye'ye kaçmayacak mısınız? Türkiye olmasaydı yıllar önce çoğunuz hayata veda etmiş olmaz mıydı! Bunları anlamaktan aciz misiniz de maç günü bile ortak bir iradeyle var gücünüzle 'Türkleri düzmekten' bahsedebiliyorsunuz. Gerçek hisleriniz bu öyle mi. Peki ben den de size kocaman bir 'FUCK YOU' o zaman, buyurun bakalım Ve umarım zamanı geldiğinde Türkiye de sınırını kapar da siz de çok sevdiğiniz Saddam ve oğluyla baş başa kalırsınız yine. * * * Anlattığım bütün bu olayda beni asıl ilgilendiren olay yukarıda aktardıklarım değildi. Kürtlerin takımının star futbolcusu ve golcüsü Kürt değilmiş. Bağdat'tan 200 dolara transfer edilen Ahmed adlı bir Arapmış. Maçın tek golünü o atıp takımının kazanmasını sağlamış. Bir hafta önce de Kerkük futbol takımına karşı yapılan maçta da iki gol atarak Erbil'in kazanmasını sağlamış. Yani anlayacağınız Kuzey Irak'ta Kürtler futbol turnuvası düzenlemekle yetinmemişler, Arap futbol starlarını bile transfer etmeye başlamışlar. Keşke geçen hafta tezkerenin oylanmasından önce bu gerçekleri milletvekilleri de bilseydi. Belki sonuç farklı olurdu. Bilmem anlatabiliyor muyum? Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:29

İLGİLİ HABERLER