Gündem
  • 18.4.2004 16:44

TUSAM'A GÖRE ANNAN PLANI'NA ''EVET''İN 95 ZARARI...

HAKAN AKKAYA ANKARA - Gündemin en önemli konusu olan 'referandum'a ilişkin kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin çalışmaları sürüyor. Ancak 24 Nisan'da Ada'da yapılması beklenen referandumdan 'evet' ya da 'hayır' sonucunun çıkması ile elde edilecek kazanımlar ya da kayıpların neler olacağına yönelik tartışmalar sürüyor. Türkiye'de faaliyet gösteren düşünce kuruluşlarından TUSAM'ın hazırladığı raporda, referanduma sunulacak olan 5. Annan Planı'nın içeriğinde, Türk tarafının aleyhine olan 95 unsur maddeler halinde ele alındı. ''Annan Planı'na 'evet'in 95 Zararı'' adı altındaki rapor şöyle: '' 1. Annan Planı, Kıbrıs Türk kesimine göç edecek Rumlar'ın, Türk nüfusuna oranının yüzde 18'den fazla olamayacağını düzenlemektedir. Ancak, bunun yanıltıcı bir düzenleme olduğu açıktır. 2. Bu sınırlamaya getirilen iki istisna dikkat çekici ve tehlikeli boyuttadır. Karpaz bölgesindeki Dip Karpaz, Yeni Erenköy, Sipahi ve Adaçay köylerine eski Rum sakinleri hiçbir sınırlamaya ve kısıtlamaya tabi olmaksızın geri dönebileceklerdir. 1974'ten sonra güneye göçmüş ve bugün yaşı 65'i geçmiş olan Rumlar, 5 yıllık sınırlama ile bağlı olmaksızın, kuzey kesimindeki eski topraklarına geçebilecektir. Böylece, 65 yaşını geçmiş bulunanlar ve onlara refakat edecek aile üyeleri, Türklerin aralarına yerleşecektir. 3. Türk yönetiminin aksi yöndeki talebine rağmen 65 yaşın üstündekiler ve eskiden Karpaz köylerinde yaşamış olanların dönüşleri, 6 yıllık yerleşim sınırlamasına uymaları halinde, yüzde 18'lik orana tabi tutulmamıştır. 4. Yukarıda sayılan, yüzde18'lik sınırlamanın dışında tutulan geriye dönüşler bir tarafa, yüzde 18'lik oran AB hukukuna karşı koruma altına alınmadığı için, AB'ye girişten hemen sonra Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda açılacak davalar yoluyla, bu sınırlama kolayca delinebilecek, yüzde 18'lik orana tabi Rumlar da Türk tarafına kolayca yerleşebilecektir. 5. Bunun ötesinde, dava yoluna hiç gidilmese bile, 19 senenin sonunda halkın yüzde 28'i Rum olacak ve bu nüfusun seçme ve seçilme hakkı bulunacaktır. 6. Annan Planı'nda boşaltılmasına karar verilen köylerde halen 58.000 Kıbrıs Türkü yaşamaktadır ve Ada Türklerinin 48.900'ü kendisine yeni bir yaşam kurmak zorunda kalacaktır. 7. Annan Planı'na göre Rumlar, 1974'te bıraktıkları mülklerinin en çok 1/3'ünü geri alabilmektedir. Kalan 2/3'lük bölüm üzerindeki mülkiyet ihtilafı ise takas yada tazminat yolu ile çözüme kavuşturulmaktadır. Takas ve tazminatın, 10 milyar dolarlık bir bütçe gerektirdiği ifade edilmektedir. Plana göre bu maliyet ABD, AB ve uluslararası finans kuruluşlarınca karşılanacaktır. Yani ortada oluşturulmuş bir fon bulunmamakta sadece muhtemel ''finansörler''den bahsedilmektedir. 8. Bu finansörlerin 10 milyar dolarlık bütçeyi neyin karşılığında sağlayacağı bilinmemektedir. Kıbrıs'ta açılacak üslerin mi, Ada halkının uzun vadeli borçlandırılmasının mı söz konusu olduğu bilinmemektedir. 9. 10 yeni üye ülkeye dahi gereken mali desteği vermeyen, mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen AB'nin Kıbrıs'ı birleştirmenin maliyetini üstlenme konusunda samimi ve içten olmasını beklemek mümkün değildir. 10. Mülklerinin 2/3'ü için bono almayı kabul eden Rumlar, bu bonolar karşılığında KKTC'nin dilediği yerinden mülk almaya hak kazanmaktadırlar. Yani, Plan'da Rumların eski mülklerinin sadece 1/3'ünü alacağının düzenlendiğini söyleyenler ya büyük bir yanılgı ya da bilinçli bir saptırma içindedirler. 11. Rumlar gelince, yıllardır yaşadıkları evlerini boşaltacak olanların durumunun ne olacağı belirsizlik arz etmektedir. Plan'a göre, yer değiştirmek zorunda kalacak Türkler için Ağustos 2004'e kadar konut tesis edilecektir. Yer değiştirmek zorunda kalacak 48.900 Türk için 3-4 ay içinde kimin, nerede, nasıl ve hangi parayla bu konutları inşa edeceği belli değildir. Bu kadar kısa bir sürede bütçenin sağlanması, projenin oluşturulması, konutların planlamasının yapılması ve kurulması mümkün görülmemektedir. 12. Plan'da 50, 75 ve 100 metrekarelik evlerden bahsedilmektedir. Acaba Türkler için düşünülen prefabrik evler midir? Bu kadar kısa sürede gerçek evlerin yapılması mümkün müdür? 13. Mevcut düzende çiftçilik yapan, narenciye yetiştiren yani tarımla uğraşanların, terk etmek zorunda kalacakları evlerin yerine kendilerine tahsis edilen konutlara geçtikleri varsayılsa bile, bu insanların geçimlerini nasıl sağlayacakları konusu Plan'da düzenlenmemiştir. 14. Türkler'in, yıllarca emek verdikleri bahçelerini, tarlalarını, arsalarını ellerinden alıp Rumlara veren Annan Planı, bunların karşılığının ne olduğunu düzenlememekte, bu insanlar için yeni geçim kaynağı tahsis etmemektedir. 15. Rumlar'ın geri aldıkları ve Türklere kiralayacakları mülkleri değerlendirme biçimi nasıl olacaktır? Rumlar, evleri, şu anda içinde oturan Türklere kiralarlarsa içinde oturmakta olanlar açısından bir sorun kalmayacakmış gibi görünmektedir. Ancak, iki kesim arasındaki refah düzeyi dikkate alındığında, istenen kira bedeli gelir düzeyinin çok üstünde olursa ne olacaktır? Diğer taraftan, Rumlar, evlerini Türk veya yabancı fark etmeksizin başkalarına kiralamak isterlerse ne olacaktır? 30 yıldır içinde oturup kendini o evin sahibi gibi gören Türkler'in nereye gidecekleri, evlerini ne zaman boşaltacakları ve o anda çıkacak kaosun nasıl çözüleceği, başka bir deyişle en insani konular, ne yazık ki Plan'da muamma olarak bırakılmıştır. 16. Plan, mülkiyet açısından, oturulan malın satın alınması üzerine kurulmuştur, malların değerlerinin hesaplanması kuralına göre, Türkler'in güneyde terk ettikleri mallar ne kadar değerli olursa olsun kuzeyde edindikleri malları almaları mümkün olmayacaktır. Evinin güneyde eşdeğeri olmayanlar ise zaten oturdukları evleri satın almak dışında çareleri olmadığı için açıkta kalacaklardır. 17. Terk edilmek zorunda bırakılan mülkler haricinde, en geç tır. Yani ortada oluşturulmu2019'dan itibaren, ama istisna hükümleri güvence altına alınmadığı için belki çok daha kısa bir süre sonra, her Rum ve AB vatandaşı kuzeyden ev satın almaya başlayabilecektir''. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:02

İLGİLİ HABERLER