Gündem
  • 6.12.2012 09:08

TÜSİAD Başkanı'ndan flaş açıklamalar

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''Bu dönemde tüm gelişmeler ışığında, ABD, Türkiye'ye rağmen bir şeylerin olamayacağını biliyor. Türkiye'nin ABD'nin limitlerini görmesi önemli ama ABD de Türkiye'nin önceliklerini dinlemek ve değerlendirmek zorunda'' dedi.
          TÜSİAD yönetim kurulu olarak geçen Pazar gecesinden bu yana Washington'da olduklarını belirten Boyner, Pazartesi günü Dünya Bankası'nın yeni başkanıyla birlikte oluşturulan danışma kuruluna, TÜSİAD başkanı olarak ve özel sektörden tek temsilci olarak katıldığını söyledi.
     Boyner, ''Yeni başkanla birlikte Dünya Bankası yeniden yapılanma içine girmiş durumda. Tam anlamıyla kalkınmayı finanse eden bir banka olmaktan çok, sosyal projelere ve kalkınmaya direkt olarak bilgi bazlı, üretkenlik bazlı çözümler üretmek için kendini yeniden yapılandırmaya çalışıyor. O açıdan da 15 kişilik danışma kurulu oluşturmuş. Orada bizleri dinlediler, çok ilginç bir toplantıydı'' dedi.
     Boyner, bu toplantıda Türkiye'nin özel sektör olarak temsil edilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti.
    
     -''Türkiye'ye rağmen bir şeylerin olamayacağını ABD biliyor''-
    
     Salı gününden itibaren hükümet görevlileri ile sivil toplum ve kanaat önderleriyle bir araya geldiklerini ifade eden Boyner, özellikle de ABD Kongresi üzerinde yoğunlaşmanın kendileri için önemli olduğunu kaydetti. Boyner, ABD'nin seçimlerden sonra yeni bir döneme girdiğini, ABD Başkanı Barack Obama'nın Kongre'de, Türkiye ile ilgili konularda desteğe ihtiyacı olduğunu belirterek, ''O açıdan biz de Kongre üyelerini daha yakından tanımak ve hatta birebir ilişki kurmak üzerinde durduk'' dedi. Boyner, bu kapsamda, Kongre'deki Dış İlişkiler Komisyonu üyeleriyle bir araya geldiklerini belirtti.
     ABD başkanlık seçimlerinden sonra Türk-Amerikan ilişkilerinin yönüne dair izlenimler almanın kendileri için önemli olduğunu dile getiren Boyner, şunları kaydetti:
     ''TÜSİAD olarak Türkiye'nin batı dünyasına sivil sesiyiz, o nedenle Washington'ın yeni dönemde nasıl bir çizgi izleyeceğini öğrenmek istedik. ABD'nin önceliğinin ekonomik konularda olduğu görünüyor, örneğin mali uçurum ABD'nin gündeminde. Asya'ya yönelim de Obama'nın gündeminde. Ama şunun altını çizmeye çalıştık: Özellikle Arap Baharı'ndan sonra bizim bölgemizde yaşanan sorunlar karşısında, ABD'nin çok da kolay Ortadoğu'yu tamamen bir kenara iterek tüm dış politika gayretlerini Asya'ya yöneltmesi ne kadar gerçekçi olabilecek bilmiyorum ama şunu da gördük, bölgedeki ortam Amerika için hala öncelik konusu.
     Türkiye'nin de stratejik ortaktan model ortak konumuna çıkması Türkiye'nin önemini burada ortaya koyuyor. Bu dönemde tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye'ye rağmen bir şeylerin olamayacağını ABD biliyor. Türkiye'nin ABD'nin limitlerini görmesi önemli ama ABD de Türkiye'nin önceliklerini dinlemek ve değerlendirmek zorunda''.
    
     -''Türkiye'nin İran konusunda arabuluculuk görevi çok önemli''-
    
     Boyner, dış politikada genel olarak Suriye ve İran konularının gündemde olduğunu belirterek, ABD'nin, Suriye ve İran meselelerinde Türkiye ile sürekli koordinasyon içinde olmak istediğini gördüklerini ve yetkililerin, kendilerine, bu konularda Türk hükümetiyle koordinasyon sürdürdükleri ve çok yakın çalıştıklarını belirttiklerini kaydetti. Boyner, ''Bu sorunlara çözüm üretirken Türkiye'nin çözümün bir parçası olması gerektiği konusunda sanırım karşılıklı anlayışı burada görme imkanı bulduk'' dedi.
     Bir soru üzerine, ''Türkiye'nin İran ile enerji alışverişi nedeniyle yaptığı ödemeleri ile ABD'de bu konudaki yaptırımlarla ilgili yeni düzenlemelerin yapılacağına dair konuların gündeme geldiğini'' belirten Boyner, ''Biz de TÜSİAD olarak Türkiye'nin, gerçekten İran ile ilişkisi açısından farklı konumda görülmesi gerektiğinin altını çizdik. Neticede, enerji konusunda tek bir ülkeye bağlı hale gelemeyiz. Bu hassasiyeti bir ölçüde görüyorlar diye düşünüyorum'' dedi.
     Boyner, başka bir soru üzerine, Kongre ile temaslarında Türkiye'nin İran'dan gelen enerjiye ihtiyacı olduğunu dile getirdiklerini belirtti.
     Obama yönetiminin İran ile sorunları öncelikle diplomasiyle çözmeye çalıştığını hatırlatan Boyner, ''Türkiye'nin burada üzerine aldığı arabuluculuk görevinin de bir anlamda çok önemli olduğu, önümüzdeki dönemde daha da önemli olacağı ortada. Ama dengeleri çok hassas bir şekilde gözetmek lazım'' dedi.
     TÜSİAD Başkanı Boyner, ''Türkiye'nin İran konusunda belirttiğiniz arabuluculuk fikri Washington'da da paylaşılıyor mu-' sorusu üzerine, ''Evet, genel olarak İran ve Suriye gündeme geliyor, bu iki sorunun da ABD açısından nasıl çözüleceği biraz Türkiye'nin burada vereceği desteğe de bağlı. Türkiye'nin konumu ve Türkiye'nin burada çözüme aracı olması önemli'' dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''(Suriye meselesinde) Türkiye kamuoyu hassasiyetlerini gözetmek zorunda. Uluslararası boyutta kendimizi çok da öne atmamalıyız. Uluslararası anlaşmalara uygun ve Türkiye'nin de çıkarlarını göz önüne koyacak şekilde hareket etmek uzun vadede daha yapıcı olacaktır'' dedi.
     Boyner, ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarının ardından TÜSİAD'ın Washington Temsilciliği'nde basın toplantısı düzenledi.
     Boyner, Suriye hakkında bir soru üzerine, ''ABD'de, Suriye'ye doğrudan müdahale gündemde varmış gibi hissetmedik ama çözüm konusunda Türkiye ile birlikte çalışmak istedikleri çok ortada'' dedi.
     Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara dair soru üzerine Boyner, ''(Suriye sorunu) çözülmedikçe, Türkiye bu konudan direkt olarak en fazla etkilenen ülke konumunda. O açıdan çözümü empoze etmesinde ve çözümü ABD ile birlikte üretmesinde açıkçası yarar var gibi görünüyor'' diye konuştu.
     Boyner, ''Siz Türkiye'nin Suriye politikasını nasıl görüyorsunuz-'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:
     ''Dış politika açıkçası ülkelerin kendi çıkarlarını veya güvenliklerini azami ölçüde olumlamak üzerine yapılması gereken bir şey, ama tabi ki Arap Baharı ile birlikte bölgemizde demokratikleşme ile uzun vadede daha olumlu, daha istikrarlı bir ortama kavuşacağımızı hepimiz düşündük. Zannediyorum Arap Baharı'nın başlangıcındaki beklentimiz ve pozisyonumuzla, şimdi bölgenin geldiği konum arasında bir fark var. Dış politika da biraz bunu yönetmeyi gerektiriyor. Açıkçası, Türkiye burada kamuoyu hassasiyetlerini gözetmek zorunda. Uluslararası boyutta kendimizi çok da öne atmamalıyız, burada uluslararası anlaşmalara uygun ve Türkiye'nin de çıkarlarını göz önüne koyacak şekilde hareket etmek uzun vadede daha yapıcı olacaktır''.
    
     -''İsrail gündeme getirilmedi''-
    
     Boyner, bir soru üzerine, Türkiye-İsrail ilişkilerinin Kongre temaslarında gündeme pek gelmediğini belirterek, ''Sadece olumlama adına, Türkiye ile İsrail ilişkileri normalleşirse, bu Türkiye'nin bölgedeki konumu ve bölgedeki karar vericilerden biri olarak öne çıkması açısından Türkiye'nin işini kolaylaştıracağı konusunda bir temenni şeklinde gündeme geldi. Direkt olarak İsrail ile arayı düzeltin gibi bir yaklaşımla karşılaşmadık. Sanırım burada Türkiye'nin hassasiyetleri göz önüne alınıyor. Genelde hem Kongre hem yönetimden duyduğumuz, aradaki ilişkilerin normalleşmesinin en fazla Türkiye'nin işine yarayacağı şeklinde bir telkin'' dedi.
    
     -''1990'ların atmosferine dönmenin Türkiye'ye yararı olmaz''-
    
     Başka bir soru üzerine, Türkiye'nin iç politikası veya Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi konulara dair sorularla pek karşılaşmadıklarını kaydeden Boyner, milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik soruya, ''Biz bu sorunun çözümünde 1990'lı yılların atmosferine dönmenin Türkiye açısından yararlı olmayacağını düşünüyoruz. Ama bu açıkçası hukuki bir konu. Kürt sorununun çözümü biraz yeni bir yaklaşım ve biraz cesaret gerektiriyor, bence 1990'lı yılların bazı alışkanlıklarından veya 1990'lı yılları hatırlatacak bir takım şeylerden kaçınmak Türkiye için daha olumlu olur'' yanıtını verdi.
     Diğer taraftan ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik gelişmelerin de programlarında yer aldığını belirten Boyner, ikili ticaret dengesinin Türkiye aleyhine devam ettiğini ifade ederek, bu konularda yapılabileceklerin gündeme geldiğini söyledi. Boyner, ''ABD'nin Türkiye ile ekonomik ilişkileri geliştirme adına da ciddi bir gayreti var. Burada görüştüğümüz neredeyse her temsilciyle bu konu öncelikli olarak gündeme geldi'' dedi.
     Boyner, görüşmelerinde ABD ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması veya serbest ticaret bölgeleri konularının da gündeme geldiğini, bunun yanında Washington temasları kapsamında, TÜSİAD-Brookings Enstitüsü'nün işbirliğiyle Brookings Enstitüsü'nde oluşturulan ''TÜSİAD Türk Amerikan Forumu''nun da tanıtımını yaptıklarını kaydetti.
     

AA    

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 10:41

İLGİLİ HABERLER