KAYNAK : Haber Vitrini
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan ve beraberindeki heyet, Brüksel temaslarını tamamladı.
Heyette, Özilhan ile birlikte, Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Şadi Gücüm, AB Komitesi Başkanı Cem Duna, Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Meltem Kurtsan, Dış İlişkiler Komisyonu üyeleri Selim Demiren ve Cüneyd Zapsu, Kuzey Kıbrıs Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Özdil Nami, Genel Sekreter Dr. Haluk Tükel, AB Temsilcisi Dr. Bahadır Kaleağası, ABD Temsilcisi Abdullah Akyüz ve Başkan Danışmanı Prof. Soli Özel yer aldı.
''Avrupa Politikaları Çalışmaları Merkezi'' (CEPS) tarafından düzenlenen "Seçimler sonrası Türkiye-AB ilişkileri" konulu konferansa, özellikle AB bürokratları, basın ve diplomatik çevrelerden yoğun ilgi olduğu görüldü.
Özilhan, bu konferansta yaptığı konuşmada, Kopenhag'da Türkiye ile müzakerelerin başlatılması kararının alınmasının önemini belirttikten sonra, geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin AB bünyesinde yeri olmadığını ileri süren Valery Giscard d'Estaing'e, ''Türkiye yıllardır AB'ye uyum sağlamaya çalışırken, Avrupalı gibi akılcı düşünmeyi artık özümsemiş bir ülkedir. Avrupa'da siyasi sorumluluk sahibi insanların da bunu yapmaları gerekir. Akılcı düşünemeyen kişilerin toplumu yanlış bilgilendirmeleri ya kötü niyettir, ya cahilliktir'' sözleriyle yanıt verdi.
Türkiye'nin Avrupa sınırlarına dahil olup olmadığına ilişkin sorulara yanıt veren TÜSİAD heyeti, ''Bu tartışmalara artık son verilmesi gerektiğini, Türkiye'nin NATO üyesi olarak güvenlik sınırları içinde, Gümrük Birliği ile ekonomik sınırlar içinde yer aldığını, siyasi açıdan ve jeostratejik açıdan da bu sınırlara dahil olduğunu'' anlattı.
VERHEUGEN İLE GÖRÜŞME
TÜSİAD heyeti, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen ile dün yaptığı görüşme hakkında bilgi verirken şunları belirtti:
''Verheugen yapıcı bir yaklaşım sergiledi. Giscard d'Estaing'in açıklamalarına katılmadıklarını söyledi. Türkiye'nin üyeliği tartışılırken, AB Komisyonu'nun Helsinki stratejisini de tartışmaya çalışanlar olduğunu, buna karşı çıktıklarını, söz konusu stratejinin doğruluğunun kanıtlandığını anlattı. Türkiye'nin tam üyelik müzakerlerinin başlangıcının bir zamanlama meselesi olduğunu belirtti. Reformların oturması ve eksiklerin tamamlanması gereği üzerinde durdu.'' Heyet, temaslarında, ''Kopenhag'da Türkiye'nin önünün açılmasını'' isteyerek, bunun AB'nin de yararına olduğunu, Avrupa özel sektörünün de bu görüşü savunduğunu hatırlattı ve ''Kopenhag'daki tarihi fırsatın kaçırılmaması'' üzerinde durdu.
TÜSİAD heyeti, Brüksel'den ayrılırken temaslarını şöyle değerlendirdi:
''AKP, AB taraftarı söylemini Avrupa kamuoyuna daha iyi anlatmalı. Arkasına CHP'yi, Meclis dışındaki diğer partileri, sivil toplumu almalı. Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine uyma kararlılığını vurgulayıp, uygulamada da bunu göstermeli. Bu, AB'yi iyice sıkıştıracak bir unsur olur. Türkiye'nin imaj sorunu önemlidir. AB kamuoyu, seçimlerden sonra, basının etkisiyle Türkiye'ye endişeli bakıyor ve bu durum siyasetçileri de etkiliyor. Türkiye'nin ekonomik performans sergileyen bir ülke konumuna gelmeye şiddetle ihtiyacı var çünkü siyaset ve ekonomi birlikte gidiyor.'' Heyet katılımcıları, Kopenhag zirvesi konusunda, ''olasılıkların değişik gri tonlar arasında dolaştığını'' söylediler.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:39