Ekonomi
  • 1.1.2003 02:02

TÜSİAD MİT'E TAKILDI!...

TÜSİAD, 1988’de MİT’in ekonomik istihbarat biriminin kurulması için MGK’ya rapor verdi. CIA ve MOSSAD’da da benzer yapılanmanın olduğuna vurgu yapan işadamlarının talebine 4 yıldır cevap veren olmadı. Patronlar, Dışişleri’nde de benzer bir birimin kurulmasını istiyor. Uluslararası krizlerden sanayi kesiminin korunması ve tedbir alınması için 4 sene önce bir rapor hazırlayarak Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) sunan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), devletten cevap alamadı. “Türkiye’de Yeni Bir Ekonomik ve Ticari Diplomasi Stratejisine Doğru” adını taşıyan raporda, ülke ve sektör risklerinin doğru analiz edilebilmesi için etkin ve sağlıklı bir istihbarat şebekesinin kurulması öneriliyordu. ABD Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) ve İsrail Gizli Servisi (MOSSAD)’ın ülke ekonomilerine bu yolla yılda 2 milyar dolara yaklaşan katkı sağladığına dikkat çekilen raporda, MİT bünyesinde ekonomik istihbarat konusunda faaliyet gösteren bir birimin kurulması isteniyordu. Dışişleri Bakanlığı bünyesinde de bir birimin kurulması talep edilen çalışmayla ilgili dört senedir ne MİT, ne de Dışişleri Bakanlığı'ndan cevap geldi. Milli istihbarat uzmanları, MİT bünyesinde hâlâ bu konularda faaliyet gösteren özel birim olmadığını belirterek, istihbaratın 7 ana kolundan birisi olarak görülen ‘ekonomik istihbarat’ çalışmasının öneminin Türkiye'de hâlâ anlaşılamadığını ileri sürdüler. 1998 yılında TÜSİAD tarafından hazırlanan raporda, risklere karşı sağlıklı bir istihbarat şebekesinin büyük önem taşıdığına işaret ediliyor. Çalışmada 1990’lı yıllardan itibaren devletlerin politik güvenliklerini sağlamak için ‘ekonomik güvenlik’ konusuna büyük önem verdikleri vurgulanırken, dünyada halen ‘Ekonomik Soğuk Savaş’ın yaşandığına dikkat çekiliyor. Ekonomik açıdan zayıf ve bağımlı bir devletin güven içinde olmasının mümkün olmadığına dikkat çekilen çalışmada artan rekabet ortamında öncelikli konuma geçmek isteyen ülkelerin son yıllarda bütün güçlerini ekonomik istihbarat faaliyetlerine yönelttikleri vurgusu yapılıyor. Türkiye’nin uluslararası enerji koridorları bulunması nedeniyle birçok çevrenin hedefi haline geldiği anlatılan raporda, batının enerji ikmal güvenliği için büyük önem taşıyan bir coğrafyada bulunan Türkiye’nin yüksek riskler taşıdığı ve bu durumun da kalkınma hamlesini olumsuz etkilediği görüşüne yer verildi. “MİT siyasi istihbarata odaklandı” Güvenilir bilgi ve istihbarata dayanmayan siyasi/ekonomik kararların sonuç vermediği görüşüne yer verilen çalışmada Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT)’nın mevcut yapılanması ve geniş sorumlulukları nedeniyle, ekonomik ve teknolojik istihbarat konusunda varlık gösteremediği açıklanıyor. Soğuk savaşın sona ermesiyle oluşan rahatlık ortamının Türkiye’nin tehdit algılamaları ve kemikleşmiş sorunlar nedeniyle yeterince değerlendirilemediği görüşüne yer verilen raporda, Türk güvenlik birimleri ve istihbarat kuruluşlarının hâlâ güçlerini siyasi istihbarata ayırdığına dikkat çekildi. “MİT kadrolarında ekonomik istihbaratı hak ettiği konuma yükseltecek bir birim oluşturulması düşünülmelidir.” denilen raporda, özel sektörün MİT’le işbirliğine gitmesinin zorunluluğuna işaret ediliyor. Raporda “Özel sektörümüz belli ölçülerde MİT’in bazı siyasi risk değerlendirmelerinden yararlanmalı, bu arada birçok batılı ülkede olduğu gibi, yurtdışındaki faaliyetleri sırasında edindiği ekonomik ve ticari istihbaratı uygun gördüğü şekilde devlet birimleri ile paylaşmalıdır.” deniliyor. Çalışmada MİT’in şu andaki yapısı itibarıyla bu fonksiyonu yerine getirmesinin mümkün olmadığına dikkat çekilirken, Dışişleri ve MİT’in bu konuda ortak bir çalışma yapması halinde olumlu sonuçların kısa zamanda elde edilebileceği anlatılıyor. TÜSİAD Ekonomik ve Mali İşler Komisyonu Başkanı Oktay Varlıer, Türkiye’nin dış politika stratejilerinin ve önceliklerinin belirlenmesinde ticari ilişkilere gereken önemin verilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin ekonomik menfaatlerinin siyasi menfaatlerinden bağımsız olmadığını anlatan Varlıer, bunun için sanayi ve devletin geniş anlamda işbirliğine gitmesi gerektiğine işaret etti. Dört sene önce hazırlanan raporda geniş anlamda bu konunun ele alındığını anlatan Varlıer, buna karşın yapılan önerilerin önemli bir kısmının hayata geçirilmediğini sözlerine ekledi. Raporun hazırlandığı dönemin üzerinden dört yıl geçmesine karşın MİT bünyesinde hâlâ bu konularda faaliyet gösteren özel birim olmadığını doğrulayan MİT Kontr–Terör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür, istihbaratın 7 ana kolundan birisi olarak görülen ‘ekonomik istihbarat’ çalışmasının öneminin hâlâ anlaşılamadığını söyledi. MİT eski mensubu Prof. Dr. Mahir Kaynak yaptığı değerlendirmede konunun öneminin 90’ların başından itibaren tüm gizli servisler tarafından anlaşılmasına karşın Türk istihbarat birimlerinin hâlâ bu konuya eğilmekten uzak olduğunu ifade etti. 1973 yılındaki enerji krizinin Türk ekonomisi ve siyasi yaşamını felç ettiğini anlatan Kaynak, devletin güvenlik birimlerinin sanayinin rekabet gücünü etkileyecek tüm unsurlara dikkat etmesinin zorunlu olduğunu dile getirdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:02

İLGİLİ HABERLER