Ekonomi
  • 6.9.2008 02:28

TÜSİAD'DAN ERGENEKON UYARISI!..

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, hükümetin yerel seçimlere gereğinden fazla önem verdiğini belirterek “AK Parti, kapatma davasını en optimum sonuçla aştı ve yeni fırsat pencereleri yakaladı. Bunu kullanmıyor önceliği ekonomiye değil, yerel seçimlere veriyor. Kamu maliyesine dikkat edilmeli” dedi.
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, yaz tatilinin ardından ekonomi medyası ile buluştu. Gündemde olan ekonomik sorunlara yönelik görüşlerini açıklayan Yalçındağ, gelecek döneme ilişkin de değerlendirmeler yaptı. “Bugün Türkiye’nin kritik eşikten, hem oluşan konjonktürden etkilenmeden geçebilmesi ve hem de yüksek büyüme hızını yakalaması için ekonominin dayanıklılığının artması lazım” diyen Yalçındağ, hükümetin yerel seçimlere gereğinden fazla önem atfettiğine dikkati çekti ve şöyle konuştu:
“AK Parti, kapatılma davasını en optimum sonuçla aştı ve yepyeni fırsat pencereleri yakaladı. Bence bunu yeterince kullanmıyor. Önceliği, ekonomiye değil, yerel seçimlere veriyor. Kendisi zaten iktidar partisi. Yerel seçimlere gereğinden fazla önem verildiğinin en önemli göstergesi belediyelere katrilyonlarca kaynak ayrılması. Oysa, her seçim bir risktir; belediyelere aktarılan kaynakların nereden geldiğini bilmiyoruz. Ancak, kamu maliyesine dikkat! Mali disiplin bozulursa yüksek cari açığın finansmanında da zorluklarla karşılaşabiliriz.”
CARİ AÇIĞA ÇÖZÜM: SANAYİ STRATEJİSİ
Sohbet toplantısında cari açık için çözüm önerilerini de anlatan Yalçındağ, “Kamu maliyesi çok önemli, buna sahip çıkılmalı. Ancak, cari açığın çözümü yeni bir sanayi stratejisinden geçmekte” derken, bunun nasıl yapılacağı konusunda şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bunu yaparken, ekonominin dayanıklılığını artıracak konuları da unutmamalıyız. Cari açığın finansmanından çok, sanayi stratejisinin yaratılması önemli. Türkiye büyümek istiyor. Bunu nasıl yaparız diye baktığımızda inovasyon, eğitim, katma değerli ürün üretmek gibi motivasyon artırıcı unsurlar var. Finansta da endişeli bir eğilim görüyoruz. Portföy çıkışı var. Yüksek faize rağmen bir likidite sıkışıklığı sürerken, uzun süreli cari açıkla sıkıntıya girilebilir. Farkında olmalıyız ki, dünya ekonomileri de büyük olasılıkla cari açık finansmanında sıkıntı yaşayabilirler. Bence, sanayi stratejisinin nasıl olacağını belirleyip, ticaret açığımızı nasıl azaltabiliriz, ona konsantre olmalıyız.
GARDIMIZI ALMALIYIZ
Yalçındağ, herhangi bir kriz olasılığında şu anda zaten yüksek olan faizlerin daha da yükselip yükselmeyeceği sorusuna, “Aşırı şikayet konusu edilen yüksek faiz aslında bir sonuçtur” dedi. Yalçındağ, ilk çeyrekteki büyümenin yüzde 6 civarındaki rakamla şaşırttığını belirtirken, “İkinci çeyrekte sinyaller bu kadar olumlu değil. Yıl sonundaki büyüme, yüzde 3 ila 5 arasında, 4.5 gibi bir oranda olur ki, iyi değil” dedi.
IMF ile bir anlaşma imzalanmamasının “eksi puan” olduğunu da hatırlatan Yalçındağ, şöyle konuştu: “Stand by veya ihtiyati stand by veya çıpa olarak mali kurallar getirilirse, ulusal programın uygulanması halinde de Türkiye, zaman kaybetmez ve önünü daha iyi görür. Dalgalara karşı gardımızı almalıyız. Enerjide özelleştirmeler uzun süre ertelendi, özel sektörün devreye girmemesi, ithalatta enerji açısından negatif puan oluyor. Nükleer enerjide karar çok gecikti. Alternatif enerjilere, çevre dostu yatırımlara önem verilmeli. Özel sektörde de bir heves var bu alanda.”
ZAMAN KAYBETTiK PROGRAMA DÖRT ELLE SARILMALIYIZ
Yalçındağ, Türkiye’nin zaman kaybettiğini de belirtirken, bunun bedelini de ‘yüksek faiz’le ödediğini ve AB sürecinin iyi işlemediğini düşünüyor. Yalçındağ, kaybedilen zamanın telafisi için de şu önerilerde bulundu:
“Türkiye, zaman kaybetti. 2007’yi yüzde yüz kaybettik. 2008’e geldik. Eskiden ders çıkarmalıyız. Şimdi önümüze bakmalıyız. Ulusal programdaki maddeleri ki, 130 madde var, aynen uygulamalıyız. Dört elle sarılmalıyız. Gelecekle ilgili güven buna dayalı. Programı, Resmi Gazete’de yayınlamalı, hemen harekete geçmeliyiz.”
ERGENEKON CiDDi DAVA TELEVOLE’YE ÇEViRMEMELiYiZ
Yalçındağ, Ergenekon davasıyla ilgili görüşlerini de açıkladı. “Ergenekon, çok ciddi bir dava. Sonuçları ne olur bilemiyoruz ama Ergenekon’u bir tele-vole kültürüyle ele almamalı, Televole’ye çevirmemeliyiz” diyen Yalçındağ, AK Parti iktidarının daha uzlaştırıcı, birleştirici tavırla Türkiye’nin yoluna devam etmesini sağlayabileceğini söyledi ve siyasi iklim konusunda da şöyle konuştu:
“Partinin kapatılmamasıyla önemli bir rahatlama oldu. Ancak, rehavet de var. Siyasi partiler ve seçim yasasının değişmesi bizim için çok önemli. Belki, Anayasa değişikliği bekleyebilir ama bu yasalar Anayasa değişmeden de yeniden yapılabilir, bu mümkün. Anayasa değişikliği yapılması doğru olur, fırsat penceresi var, biz önerimizi her zaman masanın üzerinde tutuyoruz. Tartışmak istenirse varız. Bir enstrüman lazım. TÜSİAD, Anayasa değişikliğinin idrakinde ama ulusal program çok daha önemli.”
BAŞKANLIĞA DEVAM ETMEK İÇİN HENÜZ KARAR VERMEDİM
Yalçındağ’a, Ocak 2009’da TÜSİAD Genel Kurulu olacağı hatırlatılarak, görevine devam edip etmeyeceği, devam etmezse koltuğunu Ferit Şahenk’e bırakma olasılığı da soruldu. Yalçındağ, “Konuşmak için henüz erken, bir karar vermedim” cevabını verdi. Birkaç ay önce burkulma ve kırılma sonucu bacağından yaralanan Yalçındağ, rahatsızlığı geçtiği için koltuk değneklerini de bıraktığını söyledi.
CUMHURBAŞKANININ GEZENiNi SEViYORUZ
Gezen cumhurbaşkanı, aktif cumhurbaşkanını seviyoruz. Gül’ün, Erivan’a gitme kararını desteklememizin arkasında da bu var. Rusya meselesini daha geniş kapsamlı düşünüyorum. Kafkasya politikasında, ilişkilerin daha iyi geliştirilmesinde Gül’ün Erivan’a gitmesinin de açılımda faydası olabilir. Türkiye için bu konu çok zor. Enerji açığı olan ülkeler arasındayız ve bunu mutlu bir avantaja çevirebiliriz. Diplomaside aynen ip cambazı gibi oynamak gerekiyor, çok zor bir lokasyondur Kafkasya. Rusya krizinde Bakan Kürşad Tüzmen’in hükümetle fikir ayrılığı olabilir ama Rusya konusunda muazzam bir koordinasyon gerekiyor.
OBAMA’YI BEĞENiYORUM SEÇiM SONRASI ABD’DEYiZ
ABD seçimlerini ilgiyle izlediklerini ifade eden Yalçındağ, “Evimizde seçimleri arkası yarın gibi izliyorum” dedi ve şunları anlattı: “Demokrat Obama’yı beğeniyorum. Yardımcısı da daha önce Türkiye’ye gelmiş, bizi çok iyi tanıyor. Clinton’un TBMM’deki konuşmasını o yazmış. Seçimlerden sonra kasım ayında TÜSİAD heyeti olarak ABD’ye gideceğiz. Hem Türk - Amerikan ilişkileriyle ilgili bir rapor sunacağız, hem de görüşmeler yapacağız. İlişkilerin uzlaşmacı ve yapıcı olması için girişimlerde bulunacağız.”
REHN’LE BULUŞACAĞIZ RUSYA’DA OFiS AÇACAĞIZ
TÜSİAD’ın sürecin başından bu yana AB için özel bir başmüzakereci görevlendirilmesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Yalçındağ, “Heyet ve ekip aynı kalabilir ama süreci iyi takip etmek için ayrı bir müzakereci gerekiyor” dedi.
8 Eylül’de Brüksel’de AB Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’le görüşeceklerini söyleyen Yalçındağ, GB’ye rağmen serbest ticaret anlaşmalarına dahil edilmediğimiz için bundan olumsuz etkilendiğimizi de kaydetti. TÜSİAD’ın tanıtımlarını sürdürdüğünü, hükümetin de yerel tanıtıma kaynak ayırması gerektiğini belirten Yalçındağ, “Rusya’da bir büro açacağız. Brüksel temsilcisi Bahadır Kaleağası Rusya’yı da gündeme aldı. Ancak, burada kurumsal bir muhatap bulmak zor. Çin de bile daha kolay” dedi. (BUGÜN)

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 06:30

İLGİLİ HABERLER