TÜSİAD'DAN HÜKÜMETE SERT ELEŞTİRİ
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, ''Yapılan her eleştiri, hükümete karşı düzenlenmiş bir komplo olarak görüldü. Laiklik ekseninde cepheleşmelere yol açacağı ayan beyan belli olan konularla Türkiye'nin gündemi dolduruldu'' dedi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nın açılışında konuşan Sabancı, Aralık ayındaki YİK'ten başlayarak tespit ettikleri eksikleri, yanlışları belirgin biçimde dile getirdiklerini, mevcut dengelerin korunabilmesi ve bu dengelere yaslanarak yatırımı, üretimi artıracak, işsizliği, bölgesel gelişme eşitsizliğini azaltacak bir atılım yapılabilme koşullarını her fırsatta tekrarladıklarını söyledi.
Sabancı, AB ile ilişkilerde hükümette gözledikleri isteksizlik görüntüsünü ve ataleti eleştirdiklerini, gerek reformların tamamlanmasında gerekse uygulamalarda yavaş kalındığına dikkat çektiklerini, bir sanayi stratejisinden yoksun olmanın müzakerelerde kendilerini zorlayacağını dile getirdiklerini ve ekonomide rekabet gücünün artması, yabancı sermayenin daha yoğun biçimde doğrudan yatırımlara çekilebilmesi için alınması gereken tedbirleri sıraladıklarını anlattı.
Bütün bunları dile getirirken en çok siyasi istikrarın korunması üzerinde durduklarını vurgulayan Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Önümüze çıkan her fırsatta (AB rotasında daha sağlam duralım, ülke gündemini Türkiye'nin kalkınması ile ilişkisi olmayan konularla işgal etmeyelim, siyasi istikrara zarar verecek tartışmaları tırmandırmayalım) dedik. Yapılan her eleştiri hükümete karşı düzenlenmiş bir komplo olarak görüldü. Laiklik ekseninde cepheleşmelere yol açacağı ayan beyan belli olan konularla Türkiye'nin gündemi dolduruldu. Örneğin; eğitimde çağdaş Türkiye'nin ihtiyacı olan reformların içeriğini tartışmak yerine, dini referanslı konular gündeme taşındı ya da laiklik tanımı üzerine tartışmalar açıldı. Bizden olanlar ve olmayanlar çizgisi, her gün biraz daha derinleştirildi. O kadar ki her partide, her hükümette ortaya çıkabilecek olumsuz görüntüler karşısında çoğunlukla tavırsız kalındı. Yıpranan ve yıpratan isimleri hangi kademede olursa olsun görevden uzaklaştırma yerine, onları her şeye rağmen koruma yoluna gidildi. Türkiye'nin son üç yıldır yükselen itibarı, yavaş yavaş erozyona uğramaya başladı. Bu da ülkemizle ilgili risk algılamasını olumsuz yönde etkiledi.''
Sabancı, bir süredir siyasetin hassas konularının ekonomideki gidişatı olumsuz etkilemesinden endişe duyduklarını ifade ederek, ''Tüm dünyayı etkisi altına alan dalgalanmalar, bizi diğerlerinden daha fazla sarsarken, hiç değilse bu alanda ne kadar güven yitirmiş olduğumuzu somut olarak ortaya sererek dolaylı bir fayda da yarattı'' dedi.