Ekonomi
  • 13.2.2008 17:47

TÜSİAD'DAN 'KÜRESEL DALGA' UYARISI

DUYGU BEKTAŞ
ANKARA  - TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Rekabet Uzmanları Derneği'nce 'Rekabet Uzmanlığı Mesleği'nin 10. yılı dolayısıyla Bilkent Otelde düzenlenen programa katıldı. Yalçındağ burada yaptığı konuşmada, Amerika'da piyasalarda yaşanan dalgalanmayı değerlendirdi. G7 maliye bakanlarının bankalarda oluşan kayıpların sanılandan çok daha yüksek olduğu uyarıları yaptığını belirten Yalçındağ, AB ve BRIC ülkelerinin Amerikan ekonomisinden bağımsız hareket edip küresel büyümeyi devam ettireceği tezinin inandırıcılığının
kalmadığını söyledi. "Risklerin ve daha önemlisi risk algılamasının arttığı, artacağı bir dönemdeyiz" diyen Yalçındağ, risk algısının arttığı dönemlerin, finansal piyasaların çok daha seçici ve çok daha titiz davrandığı dönemler olduğunu kaydetti. Ekonomik kırılganlıkların ertelenen reformların bedelinin yüksek olduğu dönemler olduğunu vurgulayan Yalçındağ, "Böyle dönemlerde, istikrarlı siyasete ve ekonomiye sahip, verimliliği ve rekabeti destekleyen uygulamalarını tamamlamış ve risk yönetimi
yapabilen ekonomilerin diğerlerine göre daha az zararla çıkacağı muhakkaktır. Rekabet Kurulunun disiplinli çalışmaları bu bağlamda da çok önemlidir ve elzemdir" dedi. Türkiye'nin çağdaş bir toplum ve ekonomi olmanın gereklerini yerine getirmek durumunda olduğunu belirten Yalçındağ, bunun başarmanın hem 2008 yılında oluşan belirsizlik döneminden en az zararla çıkılması hem de daha uzun vadeli küresel rekabette geri kalmamak için şart olduğunu söyledi. Çağdaş bir ekonomi olmanın önceliğinin istikrarı ve
ardından verimliliği sağlamaktan geçtiğini kaydeden Yalçındağ, "İstikrar büyük ölçüde siyasi iradenin sorumluluğundadır. Verimliliği sağlamanın ise çok unsuru olmakla birlikte, esas itici güç serbest rekabetin tesis edilmesidir. Bu bağlamda kamunun rekabeti engelleyen tüm uygulamaları kaldırması ve piyasa oyuncularının rekabeti zedeleyecek davranışlarına engel olması gerektir. Makroekonomik hedeflerin ötesinde, etkin ve adil bir yarış ortamı toplumun her kesimi için gereklidir. Fiyatların düşmesi, çeşidin
ve kalitenin artması tüketicilerin menfaatine iken, ekonomik fırsat eşitliği ve girişim özgürlüğü bütün girişimciler için önemlidir" diye konuştu. Piyasa ekonomisinin mevcudiyetinin rekabetçi bir piyasanın kendiliğinden ortaya çıkması için yeterli olmadığını savunan Yalçındağ, tam rekabetçi bir piyasa için iyi işleyen ve iyi düzenlenen rekabet hukukunun ve yaptırımlarını iyi sağlayabilmek olduğunu kaydetti. Yalçındağ, 1997 yılında başlayan Rekabet Kurumunun gözetim ve denetim görevini başarılı bir şekilde
yerine getirdiğini dile getiren Yalçındağ, düzenlediği etkinliklerle de rekabet kültürünün yaygınlaştırılması için önemli adımlar atıldığını söyledi. Etkin bir rekabet hukuku ve politikası için herkesin üzerine düşen görevler bulunduğunu belirten Yalçındağ şunları kaydetti:
"Türkiye gibi, devletin ekonomide hakimiyetinin uzun yıllar devam etmiş olduğu ülkelerde öncelikli görev kamu kurum ve kuruluşlarına düşmektedir. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarının piyasalarda etkisi olacak düzenlemeler ve uygulamalar oluştururken rekabet politikasını mutlaka dikkate almaları gerekmektedir. Devlet tarafından sektörel düzenlemelerin yapıldığı alanlarda rekabet hukuku ile sektörel mevzuat ve teşvikler arasında uyuma özen göstermelidir. Rekabete aykırı hükümler içeren mevcut sektörel
uygulamaların rekabet mevzuatına uyum sağlanmalı, bu alanlarda, genel ekonomik yarar sağlamanın dışında bu mevzuata uyum da esas alınmalıdır. Rekabet politikasının iyi işlemesi, ancak bu kültürün tüm kesimlerde benimsenmesi ile mümkün olabilir. Kuralsızlık, tekelcilik, merkeziyetçilik, ayrıcalık, ayrımcılık, engellemecilik ve rüşvet adil bir iş ortamı sağlamaz".

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:52

İLGİLİ HABERLER