İstanbul'da 15-20 Kasım 2003 tarihlerinde gerçekleştirilen bombalı saldırılara ilişkin yürütülen operasyonlar kapsamında tutuklanan terör örgütü El Kaide bağlantılı sanıkların İstanbul DGM'deki ilk duruşması görüldü. Duruşmanın başından itibaren sürekli yüzünü elleriyle kapatan sanık Baki Yiğit, kendisine söz verilince, basın mensuplarının görüntü almayı sürdürdüğünü göstererek, ''Ben reklam piyasasında çalışıyorum. Burada fotoğraf çekmek yasak. Sadece çizim yapılabileceğini biliyorum'' dedi. Sanık Yiğit, ''Ben kendim ne yaptığımı, ne yapmadığımı biliyorum. Bu yüzden avukat tutmadım. Buradaki mevzuatı bilemediğimden bazı yapmamam gerekenleri yapabilirim. Benim bu olayla hiçbir alakam yok'' diye konuştu.
Ancak Baki Yiğit, polise verdiği ifadede Afganistan'da kampa katıldığına kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı. İşte 'o ifade':
Bin Ladin'le görüştüm
''Daha iyi bir yaşam amacıyla Sudan'a gitmeyi planladım. Ama mümkün olmayınca Afganistan'a gittim. Burada kampa katıldım. 11 Eylül 2001 yılı saldırıları öncesinde El Kaide lideri Usame Bin Ladin ile görüştüm. Bana örgütün yapısı ve amaçlarıyla ilgili bilgi verdi. Sohbet ettik. Afganistan'da Gürcan Baç ile tanıştım. Örgütün birçok üst düzey yöneticisiyle tanışmış. Burada yaklaşık 6 ay kadar olmak üzere toplam 13 ay kalmış. Onunla sık sık görüşmeye başladık. Kabil'de yaşarken, birgün Hakan Çalışan isimli bir kişi evimize geldi. TÜSİAD'a yönelik eylem planından bahsetti. Bu konuyu Hüseyin kod adlı Habib Aktaş ve Adnan Ersöz'le konuştuk.
Şehit çok diye vazgeçtik
TÜSİAD toplantısı 10-15 kişiyle basılacak, bütün üyelerinden fidye istenecekti. Tahminen 1 milyar dolar para alınarak, uçak da istenecek ve Afganistan'a dönülecekti. Herhangi bir olumsuzluk durumunda, arkadaşlar şehit olacak, fakat bütün TÜSİAD üyelerini öldüreceklerdi. Eylem fikri olumlu karşılanınca, maddi kaynak için konuyu Ebu Hafs El Mısri ile konuştuk. Ayrıca birçok Yahudi patron olduğunu, bunların rehin alınarak uçakla Afganistan'a getirilebileceğini veya hepsinin öldürülebileceğini anlattık. Ebu Hafs El Mısri, fidye istemeye hoş bakmadıklarını, TÜSİAD üyelerinin öldürülmesi için 10-15 şehidin çok olduğunu söyledi. Böylece plandan vazgeçildi. Sonra amacıma uygun hareket olmadığı için Temmuz ayında Türkiye'ye geldim. Ancak burada gerçekleşen bombalı eyleme katılmadım. Televizyonda izledim. Eylemi gerçekleştirenlerin hepsini tanıyorum. Yapacaklarını biliyordum ama bu kadar büyük olacağını tahmin etmiyordum. Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istiyorum.''
DGM yetkisizlik kararı verdi; dava ertelendi
İstanbul'da 15 ve 20 Kasım'da düzenlenen terörist saldırılara ilişkin 50'si tutuklu 69 sanığın bugün DGM'de görülen davaları, bu mahkemelerin kaldırılması nedeniyle belirsiz bir tarihe ertelendi. Dava, DGM'lerin yerine kurulması beklenen mahkemelerde görülecek. İstanbul 2 No'lu DGM'de görülen ilk duruşmada, sanık avukatları, yeni yasal düzenlemeler nedeniyle DGM'lerin bu davada yetkisiz olduğunu söylediler. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Mustafa Erol da Anayasa'da yapılan değişiklikle DGM'lerin kaldırıldığını ve 2845 sayılı ''DGM'lerin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun''un da yürürlükten kaldırılacağını belirtti. Ancak, DGM'ler kaldırıldıktan sonra hazırlık ve dava dosyaları ile Yargıtay incelemesindeki dosyalar ve DGM arşivinin hangi mahkemelere verileceğine ilişkin yasal düzenlemenin henüz yapılmadığını söyleyen Savcı Erol, bu yasal düzenlemelerin beklenip sonucuna göre hareket edilmesini istedi.
Müebbet isteniyor
Mahkeme, yasal düzenlemeler gereği yeni ihtisas mahkemeleri kurulana kadar davanın ertelenmesine karar verdi. Öte yandan DGM, sanıkların tahliye taleplerini de reddetti. 4'ü saldırgan, 64 kişinin öldüğü, 750 kişinin de yaralandığı saldırılarla ilgili olarak 50'si tutuklu 69 sanık, hakim karşısına çıkacak. İddianamede 5 sanık hakkında, müebbet hapis cezası isteniyor. Diğer 65 sanık hakkında da 4.5 yıldan 22.5 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.
VATAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:18