Spor
  • 18.2.2008 00:04

ULUSOY KONUŞSAYDI NE DİYECEKTİ?..

Gündem gereği Genel Kurul'un Divan Başkanı Mehmet Helvacı'nın davetine rağmen, oturduğu yerden kalkarak, konuşma yapmak istemediğini, gerekirse ilerleyen dakikalarda konuşabileceğini söyleyen Haluk Ulusoy'un bu tavrı, kendi çevresindeki insanlardan da eleştiriler aldı. Haluk Ulusoy, acaba konuşsa ne diyecekti? Ulusoy'un neler diyeceğine dair farklı görüşler üretilebilir ancak, Ulusoy'un aslında Genel Kurul'a hitaben bir konuşması hazırlanmıştı.
 
Konuşmasını kendisinin hazırlayıp hazırlamadığını bilemeyiz, ancak Genel Kurul delegelerine, Genel Kurul'un yapıldığı salonun kapısında giriş kartlarıyla birlikte bir dosya verilldi. Dosyanın içerisinde TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU FAALİYET RAPORU 2007-2008 yazılı kitapçığın 6 ve 7. sayfalarında Haluk Ulusoy'un Genel Kurul delegelerine hitaben bir yazısı yeralıyordu.
 

Haluk Ulusoy, Genel Kurul'a hitaben gündem gereği sırası geldiğinde kürsüye çıksaydı faaliyet raporunda yeralan ve altında imzasının bulunduğu o yazıyı mı okurdu bilemeyiz. Ulusoy Genel Kurul'da bir konuşma yapmadı derken aslında yazılı olarak bir konuşması vardı. Faaliyet raporunun yeraldığı kitapçıkta da aslında Genel Kurul delegelerine seslenmişti!  

İŞTE ULUSOY'UN KONUŞMASI
 
Değerli Genel Kurul Delegeleri,
Futbol ailemizin saygın üyeleri;
19 Ocak 2006 tarihinde devraldığımız Türk futboluna hizmet bayrağını, 2 yılı biraz aşan süreçte fersah fersah ötelere taşımanın onur ve gururuyla karşınızdayız.

Bu cümlenin havada kalan bir ifade olmadığını ortaya koyabilmek için, Türk futbolunun sorumluluğunu hangi noktada aldığımızı ve bugün gelinen aşamayı kısaca anlatmak istiyorum.

Öncelikle ülkemizin gurur kaynağı Milli Takımımız, tam 6 yıl aradan sonra büyük bir organizasyonda mücadele etme hakkını kazandı. 2008 Avrupa Şampiyonası finallerine ev sahibi 2 ülkenin direkt katıldığını göz önünde tutarsak, Milli Takımımız elemelerde mücadele eden 49 takım arasında Avrupa’nın en iyi 14 takımından birisi olmayı başardı. Üstelik en ümitsiz anlarda bile inancını hiç yitirmeden, adeta küllerinden doğmayı başararak elde ettiği deplasmandaki bir Norveç zaferiyle bu başarısını taçlandırdı.

Elemeler öncesindeki tabloyu aklımıza getirirsek, Euro 2008 finallerine katılma hakkını elde etmemizin değerini biraz daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum. 2006 Dünya Kupası elemelerinde trajedi yaşanmış, turnuvadan atılma noktasına gelmiş, 6 maçlık ağır bir cesayla karşı karşıya kalmış, morali ve ümidi tükenmiş bir Milli Takım... Göreve geldiğiniz andan itibaren deneyimimiz, uluslararası alandaki saygınlığımız ve gece-gündüz demeden yaptığımız yoğun diplomasi çalışmalarıyla 6 maçlık cezayı 3 maça indirip, Milli Takımımızı karanlığın içinden çıkartıp Euro 2008 finallerine taşımamızın bile başlı başına çok büyük bir başarı olarak değerlendirilmesi gerektğini düşünüyorum. Ümit Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası elemelerinde bulunduğu konumu göz önünde tuttuğumuzda, Türk futbolunun geleceğinin ne kadar aydınlık olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Türk futbolunu sadece A ve Ümit Milli Takım düzeyinde bir üstyapı olarak değerlendirmediğimizin anlaşılması açısından, Genç Milli Takımlarımızdan da söz etmem gerekiyor. 15 yaş altından 20 yaş altına kadar uzanan geniş yelpazede, ehil teknik adamlar tarafından ülkemizin dört bir yanında izlenerek seçilen genç oyuncu ordumuz, futbolumuzun aydınlık geleceğini oluşturuyor.  
 
 
Değerli Genel Kurul üyeleri;
 
Futbolun sadece artık sahada oynanan bir oyun olmaktan çıktığı ve dev bir endüstri haline dönüştüğünü yıllar öncesinden tespit etmiş bir ekibin lideri olarak, futbol ekonomisini geliştirme yolunda attığımız adımlardan da söz etmek istiyorum.

Hepiniz çok yakından biliyorsunuz ki, göreve geldiğim ilk dönemde sponsorları devreye sokarak Türk futboluna gerçek anlamda çağ atlatmıştık. Milli Takımımızın ve kulüplerimizin Avrupa ve Dünya çapında elde ettiği büyük başarıların arkasında da sponsorlar eliyle sağlanan maddi desteğin büyük payı vardı. Bu defa da yine ayni zihniyetle yeni sponsorları devreye sokmak adına büyük bir çaba harcadık ve Federasyonumuzun sponsor yelpazesini genişleterek maddi gücünü de arttırdık. Ülker ve Teknosa’nın ardından Petrol Ofisi’nide sponsorlarımızın arasına kattık. Yeni dönemde attığımız dev adımlardan birisi de Turkcell’le imzaladığımız tesis anlaşması oldu. Bu anlaşma sayesinde, Milli Takımımız Riva’da dünya çapında son derece modern bir tesise kavuşmuş olacak.

Sponsorluk anlaşmaları çerçevesinde, Süper Lig ve TFF 1. Lig’in sisim haklarının satılmasıyla da kulüplerimize ciddi gelirler sağladığımızı vurgulamam gerekiyor. İlk kez yurt dışında düzenlenen ve geçtiğimiz yıl ikincisi yapılan Süper Kupa organizasyonunun da futbolumuza ekonomik anlamda ciddi katkılar sağladığını belirtmeliyim.

Göreve geldiğimiz dönemde 85 milyon YTL olan Federasyon bütçesinin şimdi 145 milyon YTL’ye ulaşması, Avrupa Şampiyonası sonrası elde edeceğimiz gelirlerle bu rakamın 200 milyon YTL’ye yaklaşacak olması, bütçemizin 2 yılda 2.5 katına ulaşmasına tekabül edecek.

Sponsorluk gelirlerimizin 11 milyon YTL’den 23 milyon YTL’ye çıkartılmış olmasını da futbol ekonomimizin güçlendirilmesi adına önemli bir başarı olarak görüyorum.
 
Saygıdeğer delegeler;
Görev süremiz içinde ciddiyetle üzerine eğildiğimiz bir başka konuda futbolun tabana yayılmasıydı. 8.5 milyon engelli vatandaşımıza futbol oynatmayı hedefleyen ilk hamlemizin ardından Milli Eğitim Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu ile çok önemli iki protokol imzaladık. Bir yandan futbolu okullara sokarken bir yandan da kimsesiz çocukalrımızı futbolla buluşturmanın yollarını açtık. Satranç Federasyonu ile imzaladığımız işbirliği protokolüyle bu beyin sporunun kulüplerimizde yaygınlaşması yolunda önemli bir adım daha attık.
Yapılan başarılı çalışmalar sonucu Türkiye, UEFAS Grassroots Charter’ın 21. üyesi oldu.
Burada rahmetle andığımız Gündüz Tekin hocamızın büyük çabalarıyla ilk uygulamasını Van’da gerçekleştirdiğiğimiz Futbol Köyü Projesi’yle ülkenin dört bir köşesinden gelen çocuklarımızı Fair Play ruhuna sahip birer futbol elçisi olarak yetiştirmeye çalıştık. Altyapıya yapılan yatırımları 3 milyon YTL’den 11 milyon YTL’ye yükselttik. Engelliler futbolunada 4 milyon YTL’lik katkı sağladık.

Değerli Genel Kurul üyeleri;

Bu süreçte, uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapma konusunda da önemli hamlelerimiz oldu. 2009 UEFA Kupası finali, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak. Ayrıca UEFA’nın düzenlediği 2008 U17 Avrupa Şampiyonası’na da Antalya’da evsahipliği yapacağız. 2007’nin Kasım ayında da Ampute Dünya Şampiyonası’nı Antalya’da düzenledik ve sadece organizasyona başarıyla evsahipliği yapmakla kalmayıp Dünya üçüncülüğünü elde ederek sportif anlamda da önemli bir başarı kazandık. UEFA Yönetim Kurulu toplantısını da İstanbul’da düzenleyerek ülkemizin uluslararası alandaki saygınlığını arttırdık.

Ayrıca antrenörlük eğitiminde UEFA standartlarını yakalamak azmacıyla UEFA JIRA Konvansiyonu’na üye olduktan sonra B ve A lisans seviyelerini aşarak Pro-Lisans aşamasına ulaştık.
IOC’nin Kadın ve Spor 2008 Ödülü’ne Federasyonumuzu layık görmesi de bayan futboluna verdiğimiz önemin göstergesiydi.

Saygıdeğer delegeler;

Ben ve tüm arkadaşlarım, gecemizi gündüzümüze katarak Türk futbolunu layık olduğu noktalara taşıyabilmenin mücadelesini sonunda kadar verdik. Bu faaliyet raporunda, bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmaların bir özetini bulacaksınız. Bu çalışmaları sizlerle paylaşırken başımız dik, alnımız ak.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Haluk Ulusoy
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:49

İLGİLİ HABERLER