UMUR TALU, AVRUPAYI AYAĞA KALDIRAN COP OLAYINA FARKLI BİR AÇIDAN BAKTI
UMUR TALU'NUN SABAH'TAKİ YAZISI...
İmaj demokrasisi
Dün, çok sayıda gazete manşeti, İstanbul'da "İzinsizKadınlarGünügösterisi"ndeki "aşırıpolisşiddetinincoplarıvegazları" idi. Elbette, "kötüyekarşı" iyi bir şey. Dün, çok sayıda köşe yazısının konusu da oydu. Elbette, "kötüyekarşı" iyi bir şey. Açıkçası, bilerek, isteyerek ve istemeyerek, küçük bir not dışında, gıkım bile çıkmadı. Öylece seyrettim; "nöbetçieczaneler"den birini kapatmış oldum. Lakin, "kötübirolay"ın bunca yankı bulmuş olmasına sevinirken, bir şey beni yanıltmadı. "Yankınınşiddeti"nin bir günlük rötarı.
Dün... "Polisdayağıvebibergazı"... Sabah, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Yeni Şafak, Cumhuriyet, Radikal, Akşam... çok sayıda gazetenin manşetiydi. "Dünkü" gazeteler, yani salı nüshaları, "pazartesigündemi"ni manşet yapmışlar, birçok köşe yazısı onunla dolmuştu. Oysa, manşete çekilen dayak olayı pazar gününe aitti. Pazar gündüz saatlerinde olmuştu, o günün gündemiydi. "Pazardayağı" kimi pazartesi gazetelerinde şöyle yer bulmuştu: Sabah: İlk sayfa, katlama altı, çift sütun: "8Mart'abibergazlıkutlama". Hürriyet: İlk sayfa, "E-mailletacizatılmanedeni" manşetinin altında, fotoğrafla birlikte 5 sütun: "İzinsizgösteriyebibergazı". Spotlarda, olaysız gösteriler sıralı. Beyazıt için "izinsiz" ve bibergazı" vurguları var. Milliyet: Manşet "Herikipolistenbirikarakolluk" haberi olmasına rağmen, o olay ilk sayfada yok. 17'nci sayfada resimaltı haber: "KadınlarGünühazırlığı!" Vatan: İlk sayfa manşeti, tesadüf, polis söyleşisi: "Vurdeyinceöldürdük". Ama olayla ilgili değil; polisin yeni Ceza Kanunu'na tepkisi. Beyazıt dayağı ancak 16'ncı sayfada resimaltı haber: "8Mart'apoliscopu!" Yeni Şafak: İlk sayfada yok. 4'üncü sayfada, 6 sütuna başlıkla: "Şenbaşladı,hüzünlübitti!" Cumhuriyet: "Kadınsözdeözgür" manşetinin altında 8 sütuna yayılan iki fotoğraf ve "Kadıneyleminesertmüdahale" başlıklı resimaltı haber. Radikal: Vakıflar'la ilgili bir manşetin altında, 4 sütuna, "Kadınlara8Martdayağı" başlıklı resimaltı haber. Örnekleri uzatmayayım. Bir açıdan, elbette haber gününde de verilmiş.
Olaydan iki gün sonraya, yani düne gelince.. İki gün önceki olay, bir gün sonraki tepkilerle bu kez manşetlere tüm şiddetiyle oturmuş. "Olacakişdeğil...Sabotajgibi...Hesabısorulacak...Dayağasavunma...Troykacopatakıldı...Troykayakıştıramadı...'Polisdövmemeliydi'diyemediler" şeklinde başlıklarla. İki günün "şiddetfarkı" dayağın şiddetiyle ilgili değil. Dayağın şiddeti tazeyken, Türkiye'de, İstanbul'da, Beyazıt'ta vuku bulan şiddetli olayın "haber,yazıveyerlitepkişiddeti" daha zayıf. Dayaktan bir gün sonra, Ankara'da bulunan ve Avrupa'daki Avrupa Birliği temsilcileri Türkiye'yi "şiddetle" kınayınca, Batı TV'leri verince, "haber,yazıvetepkişiddeti" daha yüksek. Farkı yaratan; dayağın kendisi, polisin şiddeti, gazeteci tavrı olmaktan ziyade... "Avrupakarşısındautancımız"!
Demokrasi, hak ve özgürlüklerin, poliste, hükümette, medyada "içselleşmediği"nin, sadece "dışsal" faça meselesi olduğunun acı kanıtı. Bir zamanlar kendisi mazlumken şimdi işçiyi, medyayı, partilisini azarlama yetkisine, protestoyu, eleştiriyi cezalandırma arzusuna sahip başbakandan, kendisi hafif maaş, ağır mesai altında ezilirken önüne çıkanı ezmeye teşne polise, hayatın ekonomik, sosyal, siyasi şiddetlerini görmezden gelebilen medyaya kadar. "İçtenbirdemokratikkültür" yerine, "imajdemokrasisi" meselesi. Yoksa, Avrupa polisi de dayak atıyor; ABD ordusu da işkence yapıyor!