UMUR TALU, RTÜK YASASI'NA SESSİZ KALANLARA FENA BİNDİRDİ !
KAYNAK : Haber Vitrini
Star yazarı Umur Talu, RTÜK Yasasına sessiz kalan "etkili-yetkili çevrelere" verdi veriştirdi.
İşte Umur Talu'nun zehir zemberek yazısı:
Oysa soru çok basit!
Siyasetin ana sahası parlamento ise... Ve siyasi mücadelenin temel hedefi yasaları, dolayısıyla hukuku düzenlemekle, hukuk dışılığı denetlemek ise... Bir kanun hazırlanıp çıkarılmaya çalışılırken temel soru şudur:
Kime, kimlere yarayacak?
Kime, kimlere zarar verecek?
* * *
Şimdi Başbakan Ecevit'in ya da hükümette onun adına Hüsamettin Özkan'ın ya da partide onun adına Rahşan Ecevit'in... DSP Grup başkanvekillerinin... Başbakan Yardımcısı Bahçeli'nin ve MHP Grup başkanvekillerinin...
Başbakan Yardımcısı Yılmaz'ın ve ANAP Grup başkanvekillerinin...
Basın-yayın işlerinin bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun...
Ve aslında tüm iktidar milletvekillerinin...
Açıklama yapması...
Hatta, başta manşetlere tav olan Çiller DYP'si, istisnalar dışında gıkı çıkmayan muhalefet partilerinin...
Hatta, Meclis'te olmayan CHP ve lideri Baykal'ın...
Açıklanması için bastırması gerekmiyor mu?
Bu RTÜK değişikliği, Cumhurbaşkanı'nın bir önceki 'demokrasi, hukuk, hak, halk, ahlak' hassasiyetli uyarıları tek bir maddede dahi dikkate alınmadan kim için 'geçirilmek' isteniyor?
Kime yarayacak? Kim istiyor?
Kimler istemiyor? Kimlere zarar verecek?
* * *
Bu kadar basit işte.
Onların 'aydınlandığı' gibi, biz de aydınlanmak istiyoruz işte.
Birkaç madde dışında, bu topluma hiçbir yararı olmayan...
Buna karşılık, getirdiği düzenlemelerle, bir ya da bir, iki kişiye koltuk çıkarken, bu ülkede gazeteciliğin, iletişimin, bilginin, insanların temel haklarının içine edecek bir yasa, 'şahsi' bir kıyaktır.
Ayıptır ve çoğunluk ile çoğulculuğa ihanettir.
Madem utanmadan geçiriyorsunuz, niye dürüstçe söyleyemiyorsunuz ki, 'bu çok güçlü bir istektir, karşı koyamazdık' diye.
'Aydınlık' için hayatınızı karartmayı göze aldık diye!
* * *
Bu ülkenin çok milliyetçileri, pek bir ulusalcıları, sivil ya da üniformalı, Türkiye'nin hedef bellediği Avrupa Birliği'nden bir hukuk zorlaması geldiğinde müthiş infiale kapılıyorlar da, bir 'medya patronajı'nın bastırmasıyla bir kanun kakalandığında gık çıkarmıyorlar.
'Bir kısım medya' azabilsin diye, gazeteciliğin, özgür iletişimin, çoğulcu düşüncenin köküne kibrit suyu ekildiğinde gık çıkmıyor.
Bir kısım medyaya ihale rüşveti karşılığında, o medyada çalışanlar da dahil, basının, gazeteciliğin, iletişimin cendereye alınmasına, ezilmesine, horlanmasına karşı çıt çıkmıyor.
* * *
'Basından sorumlu' sayılan bakan Karakoyunlu'ya soruyorum:
Hazırladığınız basın kanunu bile çöpe giderken, medya baskısı altında bu RTÜK faciası geçirilirken, kitaplarınızın hálá büyük bir medya grubunca yayınlanıyor olması ahlaki midir?
Çalışma Bakanı Okuyan'a soruyorum:
İş güvencesi yasası kapsamına gazetecilerin girmemesi için medya baskısına, şantajına maruz kalırken, bir de bu RTÜK faciasına onay vermeniz ahlaki midir?
Başbakan'a soruyorum:
Gazeteciliği, özgür iletişimi katletmek ve tekelciliğe onay vermek için...
Bu kadar 'dürüst' olmanız...
Ve partinizdeki bir çokları gibi, hálá 'gazeteci' kimliği taşımanız şart mıydı?
* * *
Meclis ve milletvekilleri bu utanca ortak olup olmamayı düşünmek için bir hafta sonuna sahipler.
Allah akıl, fikir ve vicdan versin!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:28