ÜNLÜ BALERİN FAŞİST PARTİYE ÜYE OLUNCA..!

İngiltere’de, göçmen karşıtı politikaları savunan aşırı sağcı İngiliz Milliyetçi Partisi (BNP) üyesi baş dansçı Simone Clarke’ı protesto etmek isteyen yaklaşık 50 kişi, balerinin sahne aldığı tiyatronun önünde gösteri düzenledi.
      Coliseum önündeki gösteride, İngiliz Ulusal Balesinin sahneye koyduğu klasik "Giselle" eseriyle performans sergileyecek olan Simone Clarke, sloganlarla protesto edildi.
      Baş dansçı Simone Clarke’la ilgili geçen ay bir gazetede yer alan haberde, dansçının "göçmen düşmanı ve ırkçı" BNP üyesi olduğu belirtilmişti.
      "Faşizme Karşı Birlik" örgütü, 36 yaşındaki Clarke’ın, "aşırı sağ politikaların güçlenmesine" destek verdiği gerekçesiyle hem partiden hem Ulusal Baleden ayrılmasını talep etti.
      Grubun üyelerinden Donna Guthrie, "Sanatta, faşist düşünceye yer yoktur" derken, balerine, bir an önce partiden istifa etmesi ve Ulusal Baleden ayrılması çağrısı yaptı. Göstericiler, "Faşist BNP’yi durdurun", "Irkçılığa karşı dans" gibi pankartlar taşıyarak uzun süre slogan attılar.
      Mail on Sunday gazetesine konuyla ilgili açıklama yapan Clarke, "BNP balerini olarak tanınacağım. Bu bana hayatım boyunca yapışacak. Böyle olsun istemezdim ama hiçbir şeyi reddetmiyorum. Üye olarak kalacağım" diye konuşmuştu.
      Clarke, "Göç konusuna bakışım nedeniyle, bir ırkçı ve faşist olarak damgalandım. Ama, bu çok sayıda insanın da kaygılandığı bir mesele değil midir" demişti.
      Gösteri sırasında, tiyatronun dışında bulunan BNP üyesi Richard Barnbrook da, Clarke’a tepki gösterilmesinin bir anlamı olmadığını, dansçının, yasal bir siyasi partiye destek verdiğini söyledi.
      Baş dansçının politik görüşü, medyada ve Ulusal Bale’de de tartışma başlattı.
      İngiltere Ulusal Balesi, çalışanlarından birinin kişisel görüşünün, bütün bir kuruma mal edilemeyeceğini belirtirken, aynı zamanda insanların yasal olarak protesto etme haklarını da desteklediklerini açıkladı.
      Kurumun ana destekçilerinden birisinin, bu haber nedeniyle "rahatsızlığını" dile getirdiği, bale severlerin de bu konuda ikiye ayrıldığı, bir kısmının, balerini sert biçimde eleştirirken, diğerlerinin "düşünce ve ifade özgürlüğünü" savunduğu belirtiliyor.