
VAKİT'TEN ABDULLAH GÜL'E ZOR SORU!..
Serdar Arseven/VAKİT
Doğru mu Sayın Gül?..
Vatansever olduğu için “Yassıada işkencesinden geçirilen” Demokrat Partili Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin ismini Bakanlığın işlek salonlarından birine veren Sayın Hüseyin Çelik’i tebrikle başlayalım…
İşte bu…
“Vefalı adam”ın farkı.
***
İşin bu yönü önemli…
Bir de…
“Yiğitlik” kavramıyla özdeşleşmiş bir ismin yâd edilişi!”.
Evet…
O’nu, ‘ölümsüzleştiren’, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda oturmuş olması değildi.
Yassıada mahkemelerindeki direnişiydi!..
Türlü işkence ki…
İçine atıldığı çuvalın ağzını bağlayan ve duvardan duvara çarpan dört askerin yaptığı en hafifi.
O, “yiğit adam.”
Yassıada’nın “brifingli yargıçlarına, savcılarına” şöyle seslenmişti:
“Başsavcı, başımızla oynuyor…
Olsun!..
Onun peşinde değiliz!..
Ama şeref ve namusumuzla oynamanıza asla müsaade etmeyeceğiz!..”
Tevfik İleri, bu tavrının bedelini “Yassıada işkenceleriyle” ödedi.
Bu işkenceler, O’nun ölüm sebebiydi.
Ve…
Hem Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün hem de Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in tekrar tekrar işaret ettikleri gibi…
İnşallah, cümle günahlarının kefareti!..
***
Tevfik İleri’nin, eşi, evlatları, dâvâ arkadaşları…
Dün bir aradaydı…
Yarım gün boyunca, “Darbecilere teslim olanın silinip gideceği, direnenin, azamet gösterenin ise tıpkı Tevfik İleri gibi ölümsüzleşeceği” anlatıldı…
Biz, “bir mazlumu” anmak için gitmiştik oraya…
Programın sonlarına kadar, gündemimize sadık kaldık…
Sona doğru…
Kulislerden bir “iddia” ulaştı…
Getirdiği bilgilerin teki bile yanlış çıkmayan kaynağımız “şaşırtıcı iddia”yı gündemimize taşıdı…
Sayın Gül’ün “Yiğitliğin, mertliğin ve yeri geldiğinde volkan gibi kükremenin” önemine dikkat çektiği konuşmasını zevkle izledikten sonra…
“İlgilenelim” dedik “şu meseleyle.”
Şu mesele:
Rıza Türmen’i bilirsiniz…
Türkiye’nin AİHM’e gönderdiği ünlü hâkim…
Bugüne kadar, hangi konularda hangi kararlara imza attığını da takip etmişsinizdir mutlaka…
Mesela, Refah Partisi’ni kapatmanın “hukuka uygun olduğuna” dair kararını…
Hatırlarsınız…
Sayın Gül’ün de üst düzey mensupları arasında yer aldığı o partiyi kapatmanın hukuka uygun olduğuna karar veren AİHM hakimlerinin sayısı 4 idi…
Olmadığına hükmedenler ise 3’te kalmıştı…
Sonuç, Rıza Türmen’in oyuyla belirlenmişti.
Türmen’in oyuyla, Refah Partisi kaybetmiş…
Daha doğrusu…
Demokrasi kaybetmişti…
Kazanan ise 28 Şubat olmuştu!..
İşte o meşhur hâkim Rıza Türmen…
Leyla Şahin kararında da önemli bir roldeydi…
Tıp Fakültesi 5. sınıfa devam ederken eğitim hakkı gasp edilen Leyla Şahin’in AİHM başvurusunun reddedilmesi yönünde oy kullanan Rıza Türmen, yaptığı kulisle de, kararın bu şekilde çıkmasında önemli rol oynamıştı.
***
Buralarda, Rıza Türmen açısından bir problem yok aslında.
O inancının gereğini yerine getiriyor…
“Statükoya” sıkı sıkıya bağlı olan bir hukukçu…
Dünyaya, mesela Cumhurbaşkanı Sezer’in ya da ne bileyim Cumhuriyet’teki İlhan Selçuk’la aynı pencereden bakıyor…
Türmen, 28 Şubat darbesinin ardından işbaşına getirilen 55. Mesut Yılmaz hükümetinin ilk kez ve yine aynı yapının ürünü olan Ecevit hükümetinin ikinci kez aday gösterdiği bir hâkim…
Dünyası bu…
Onu anlamak mümkün de…
Eğer…
“İddia” doğru ise…
Dışişleri, aday olarak Avrupa Konseyi’ne Rıza Türmen’i gönderecekse…
İzahı kolay olmaz, elbette…
AK Parti değişimden yanaysa…
Statükoyu reddediyor, Türkiye’yi yeni ufuklara taşımak istiyorsa…
Rıza Türmen mi olmalıdır tercihi…
“Evet” demek kolay olmaz herhalde.
**
Gündemime düştü ya bir kere…
Dünkü etkinlik sırasında, “Kulislerden yansıyan iddianın ne derece doğru olduğunu” sordum, Sayın Gül’e…
Ortam hayli kalabalıktı…
Sorumuzu cevaplama imkânı olmadı…
“Bunu sonra konuşalım” diyebildi, sadece…
Sayın Gül’ün oradan ayrılmasından sonra, mücadelesini her zaman takdir ettiğim Hasan Celal Güzel ağabeyin yanına gittim…
“Hayrola” dedi:
“Neyin peşindesin yine?..”
Kısaca anlattım…
Canı sıkıldı…
“Umarım, böyle bir şeyi yapmazlar” diye girdi söze…
Şöyle devam etti:
“ Sayın Türmen, kararlarıyla siyasi ve ideolojik peşin hükümlere sahip olduğunu göstermiş bir hukukçudur. Böyle bir hukukçunun yeniden atanması, mevcut siyasi iktidarın da aleyhine olur. Hem canım, biraz da genç hukukçular bu görevleri üstlensin. Sayın Türmen iki dönem görev yapmış. Üçüncü dönem de yeni bir isim bizi temsil etsin.”
***
Gün boyunca, Sayın Gül’ü siyaseten desteklemiş isimlerle konuştum…
Bütün dostları aynı dilekteydi:
“Umarız, doğru değildir kulisin söylediği!..”
Umarız.