Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 6 Ekim'de Türkiye'nin müzakerelere başlaması konusunda yapacağı tavsiyenin ''Evet ama...'' şeklinde yapılacağı kesinleşti. Milliyet'in dün yayımladığı olası tavsiyeye ilişkin olarak Komisyon'un Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen, diğer komiserlerin son dakikada gündeme getirebilecekleri ''olmadık öneriler''in önünü kesmeye çalışıyor. Gerek Verheugen'in gerekse AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin bir başka amacını ise Türkiye'yle ilgili kararın oylamaya gerek kalmadan mutabakatla alınması oluşturuyor.
Komisyon kaynakları, gelinen aşamada Türkiye'ye yönelik tavsiyenin özünün değişmesinin çok zor olduğunu ancak birtakım küçük değişiklikler olabileceğine dikkat çekerek, ''Müzakerelerin başlanması net bir şekilde tavsiye edilecek. Bunda en ufak bir şüphe yok. Şu aşamada asıl yoğunlaşılan noktayı müzakere sürecindeki uygulama oluşturuyor. Küçük değişiklikler ancak bu konuda gündeme gelebilir'' yorumunda bulunuyorlar. Verheugen'in de tavsiyenin ''özünün'' bozulmaması için çaba harcadığı ve diğer komiserlerden gelebilecek ancak metne konulması imkânsız olan isteklerin önünü kesmeye çalıştığı belirtiliyor.
Oylama istemiyorlar
Prodi ve Verheugen'in 6 Ekim'deki komisyon toplantısına ilişkin bir başka önceliğini ise Türkiye kararının oylamaya sunmaya gerek kalmaksızın konsensüsle alınmasının sağlanması oluşturuyor. Oylama istenmemesinin ardında ise ''olumsuz karar çıkabileceği'' endişesinden çok ''Komisyon'un güçlü bir karara imza atması ve bu kararın arkasında tüm üyeleriyle durduğu izlenimi vermesini sağlama'' çabası yatıyor. Türkiye kararının ''Prodi Komisyonu''nun son önemli kararı olacak ve AB'nin geleceğini etkileme potansiyeline sahip olması da bu çabayı haklı kılan bir niteliğe sahip.
Muhalifler belli
Türkiye'ye ilişkin tavsiye kararının oylamaya sunulması halinde dahil 30 üyeden sadece 6 - 7'sinin aleyhte oy vermesi bekleniyor. ''Geleneksel Türkiye karşıtı'' pozisyonunu koruyan Komisyon üyeleri Hollandalı Frits Bolkestein, Avusturyalı Franz Fischler, İspanyol Loyola de Palacio olarak belirginleşirken, olumlu bir karara soğuk bakanlar ise Fransız Pascal Lamy ve Jacques Barrot, Lüksemburglu Viviane Reding olarak sıralanıyor. ''Derin çekince'' ifade eden isim ise Macar Peter Balazs.
miliyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:02