
WASHINGTON POST: "ABD AK PARTİ'NİN YANINDA YER ALMALIDIR"
WASHINGTON -Terör örgütü PKK hakkında bir kitabı bulunan Aliza Marcus ve Ortadoğu uzmanı Andrew Apostolou'nun imzasıyla yayınlanan yorum yazıda, "Türkiye'nin siyasi krizi kötü bir dönüş yaptı" ifadeleri yer aldı.
Anayasa Mahkemesi'nin, Başsavcı'nın laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmakla suçladığı AK Parti'yi kapatması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a siyasi yasak getirmesinin beklendiği belirtilen yazıda, bunun ABD'nin çok önemli müttefiki olan bir ülkede, siyasi istikrarsızlığa neden olabileceği belirtildi.
ABD hükümetinin, "Türk demokrasisine yönelik bu saldırı" karşısında sessiz kaldığı ifade edilen yazıda, Türkiye'yi İslam dünyasına yönelik "demokratik bir model" olarak destekleyen Washington'ın "bu yasal komediyi" alenen kınamakta tereddüt ettiğine dikkat çekildi.
AK Parti'nin kapatılması durumunda bunun, ekonomik reformlar, Avrupa Birliği süreci ve sivil anayasaya yönelik taahhütlerde bulunması nedeniyle partiye destek veren liberaller için büyük bir gerileme olacağı belirtilen yazıda, "Kapatma ayrıca, ABD'nin; dindar Müslümanları, kendilerini sandıkta ifade edebileceklerine ikna etme çabalarına da zarar verecek" denildi.
AK Parti'ye yönelik "yasal saldırı"nın temelinde, Türk toplumunu İslamlaştırma'nın bulunduğu görüşü dile getirilen yorumda, Erdoğan'ın ise gizlice, İslami bir devletin çerçevesini oluşturmaya çalışmakla suçlandığı belirtildi ve "bu iddiaların, gerçek değil fantezi olduğu" ifade edildi.
AK Parti eleştirmenlerinin, partinin kız öğrencilerin üniversitelere başörtüsüyle girmesinin önündeki yasal engelleri kaldırmaya çalışmasının, laikliği tehliye sokmasının kanıtı olarak gördüğü belirtilen yazıda, "AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılı Kasım ayından bu yana alkol ürünleri üzerindeki vergilere ve alkol tüketiminin yüzde 2.5'e düştüğüne dikkat çekiyorlar. Buna ilaveten toplam iş gücünde kadınların oranının düştüğüne işaret ediyorlar. Türk gazetelerinin ise kadınları gösteren reklamları
yayınlamadan önce etek boyunu uzattıkları söyleniyor. Ayrıca daha fazla sayıda kadının başını örttüğü belirtiliyor" denildi.
Bununla birlikte "görünüşün aldatıcı olabileceği" belirtilen yazıda, "Alkol tüketimi özgürlükler için bir kıstas olsaydı, Rusya, dünyanın en büyük demokrasisi olurdu. Ayrıca Türk gazeteleri kadınların fotoğraflarını da değiştirmiyor" ifadeleri kullanıldı.
Bu arada, kadınların iş gücüne katılımındaki düşüşün gerçek olduğu ancak bunun memuniyetle karşılanması gerektiği belirtildi.
"Bunun sebebi İslamlaştırma değil, eğitimdir. Kızlar artık daha uzun süre eğitim alıyor. Böylece iş gücü içinde yer almaları gecikiyor. Ayrıca bu süreç en az son 20 yıldır işliyor. Buna ilaveten Türkiye'de devam eden şehirleşme kadınların tarlalarda daha az çalışması manasına geliyor. Devlet verilerine göre, Türkiye'de kadınlar arasındaki okur yazarlık oranı 1997'de yüzde 76.9'dan, 2006'da yüzde 80.4'e yükseldi" deniliyor.
"Kadınların başlarını örtmesine gelince, bunun çok geçerli olduğu suçlaması tamamen yanlış. Başlarını örtmediğini söyleyen kadınların oranı 1999'da yüzde 27.3'ten, 2006'da yüzde 36.5'e yükseldi" bilgisinin verildiği yazıda, bir partinin demokratik ehliyetini test etmek için kullanılacak en doğru ölçünün, özgür ve adil seçimler yapmaktaki istekliliği olduğu vurgulandı.
Yazıda, "Başbakan Erdoğan bunu iki kez yaptı ve 2007 yılı Temmuz ayındaki parlamento seçimlerinde rekor oranla, oyların yüzde 47'sini aldı" denildi. AK Parti'nin laik muhaliflerinin, kenardan yargı darbesine alkış tuttuğu ifade edilen yorumda ayrıca, Türkiye'de demokrasi testinden geçemeyenin laiklik olduğu, AK Parti'nin demokratik kurallarla hareket ettiği belirtilerek, "ABD Müslüman ülkelerde demokrasiyi ilerletmek konusunda ciddiyse, Türkiye'de demokratik yollardan seçilmiş hükümetin yanında yer
almalıdır" denildi.