Şikâyet etmeden önce…
Taha Kıvanç
Yenisafak
''Türkiye basınında anti-Semitizm yükseliyor'' iddiasına örnek verilen
gazete hangisi? Aklınıza gelen gazete adlarını unutmanızı tavsiye
ederim. Peki, o yazıları kaleme alanlar kim? Bu soruya cevap teşkil
edeceğini düşündüğünüz isimlerin hiçbiri…
Başbakan Tayyip Erdoğan Amerika'yı ziyaret ettiğinde AAJFT
(Amerika'da Türkiyenin Yahudi Dostları Derneği) adlı kuruluş
kendisine bir mektup ulaştırmış... Türkiye'de Yahudi düşmanlığının
yükseldiğinden şikâyet ediyor mektup. Altında, 2000 ve 2002
yıllarında ''Atatürk'ün kızları'' ödülünü aldıkları belirtilen iki imza
bulunan mektupta bazı gazete adları da verilmiş...
İşin garip tarafı, AAJFT'nin internet sitesinde Tayyip Bey'e iletilen
mektupla şikâyet edilen gazetelerde çıkan tek bir yazı var da, bir
başka gazete iki yazı yüzünden kıyasıya eleştiriliyor. En
başta ''Hangi gazete?'' diye sorduğum yayın organında çıkmış iki yazı…
Tayyip Erdoğan'ın gezisi sırasında Akşam gazetesinin gazetenin
patronu da Washington'da bulunuyordu. Heyet üyesi olan
herkes, ''Başbakan Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde'' düzenlendiği
belirtilen bir toplantıda ona ödül verileceğini öğrendi. Toplantıya
Başbakan Erdoğan katılmadı; bir parti danışmanı bir bakanı neredeyse
zorlayarak götürmeyi başarmasa, resmi heyetten kimse olmayacaktı ödül
töreninde.
Ancak, ABD'nin en güçlü Yahudi örgütlerinden JINSA'nın yöneticileri,
üzerinden daha üç ay geçmemiş ödülden sonra, o patronun gazetesinde
çıkan iki yazının bir başka kardeş kuruluş tarafından şikâyet konusu
yapıldığını öğrenince herhalde çok şaşırmışlardır. Belki içlerinden
bir ikisi, ''Yoksa ödülü geri mi alalım?'' diye de düşünmüş de
olabilir…
JINSA'nın ödül gerekçesini bilmesem de, Akşam gazetesi patronu Mehmet
Emin Karamehmet'in JINSA'ya ve ödülüne ne kadar önem verdiğinden
haberdarım. Ödül getiren ilişkilerinin basın özgürlüğünü zedeleyecek
yanlış bir harekete kadar varmasını hiç istemem doğrusu… Umarım,
yazarlarını İsrail'i eleştiriye zorlayan sinir bozucu şartların o da
farkındadır da, kendisine şikâyette bulunan JINSA'dan
dostlarına, ''Türkiye'deki geniş bir halk kesiminin o sıradaki
hassasiyetlerini yazılarına yansıtmışlar'' cevabını vermiştir.
AAJFT'nin hedef yaptığı Şakir Süter kıdemli bir yazar; Akşam'daki
sütunu zevkle okunuyor. Ara sıra, dönemin siyasileriyle ters düşen
meslektaşlarını `ti'ye aldığı bir küçük pencere açıyor sütunu içine
ve dönemin devletlusu gözüyle yazarlara puan veriyor. `Sıtkı Sinirli'
imzalı o takılmalar da, ayrı bir hava katıyor yazdıklarına…
Ne yalan söyleyeyim, 24 Haziran 2004 tarihli Akşam'da
çıkan ''Museviler'e son avans'' yazısını okuduğumda, Sıtkı Sinirli gibi
huzursuzlandım. Girişinden biraz ağır kaçacağı hissini veren bir
yazıydı: ''Türkiye'de Museviler'in 'yeminli düşmanları'
vardır. 'Yeminli' değilse bile dostları da az değildir. / Museviler'i
sevip beğenir, takdir ederler. / Arap Yarımadası'nda Osmanlı'ya kan
kusturan Arap ihanetlerini bilenler 'İki cami arasında binamaz'
değillerdir. / 'Ne Şam'ın şekeri, ne Arap'ın yüzü' deyip Museviler'i
seçmişlerdir. / Musevi kökenli Türk vatandaşların dostluğundan memnun
çok insan vardır. / Tarihten gelen ortak acı ve sevinçlerimiz de
vardır. / Bugün 'VAR-DI' demenin arefesine gelmiş bulunuyoruz. / Ya
üstüne 'çizik' atacağız bu dostluğun.. / Ya da bıraktığımız yerden
buruk da olsa devam edeceğiz yola..''
Yazının devamında ise, İsrail'in Irak'ta Türkiye çıkarları aleyhine
davrandığı iddialarına değinip, Museviler'den bunun doğru olmadığını
kanıtlamalarını beklediğini anlatıyor Şakir Süter. Bu konuda henüz
tam bir kanaati oluşmadığını da belirterek…
AAJFT'nin itiraz ettiği ve açtığı tartışma sayfasına mesaj
gönderenlerin yerden yere vurduğu yazıların biri bu.
Akşam gazetesinden şikâyet konusu edilen ikinci yazı Semih İdiz
imzasını taşıyor. Semih İdiz ülkemizin önemli dış politika
yazarlarından... Olayları yakından izliyor ve yorumluyor. 7 Temmuz
2004 tarihli ''İsrail'in Türkiye hesapları'' yazısı da, Ha'aretz
gazetesinde çıkmış Amnon Barzilai imzalı bir yorum üzerine.
Barzilai'nin, ''Savunma Bakanlığı'na göre, Türkiye'yi AB üyeliği
rotasına sokmak, Erdoğan'ı güçlendirip, orduyu zayıflatacaktır.
AB'nin Türkiye'nin üyeliğini geciktirmesi ise Türk Silahlı
Kuvvetleri'ni, Erdoğan'ın devrilmesini ve yeni seçimlerin ilan
edilmesini sağlayabilme noktasına kadar güçlendirecektir'' tespitini
tehlikeli buluyor Akşam yazarı.
Şunu da söylüyor: ''Başbakan Erdoğan'ın, sadece 'dinciler' tarafından
değil, Türkiye'nin farklı kesimlerince de desteklenen, İsrail'e dönük
son çıkışlarının, sağcı ve şahin İsrailliler'e çok acı geldiği
anlaşılıyor. O kadar ki, her zaman, 'bölgenin nadir demokrasileriyiz'
diye övünerek Türk-İsrail ilişkilerine farklı bir görüntü vermeye
çalışan bu şahinler artık baklayı ağızlarından çıkarmaktan
çekinmiyorlar.'' Sanıyorum, yazının bu bölümü AAJFT tarafından
beğenilmemiş.
İyi de, AAJFT'nin, kendilerine hiç de ters bakmayan iki yazarın, kısa
süre önce ödül verdikleri bir patronun gazetesinde yazdıkları bu
yazılara kızacak yerde, ''Nerede hata yaptık?'' diye düşünmeleri daha
doğru olmaz mıydı? Her eleştiriyi `anti-Semitik' diye yaftalamak çok
yanlış…
[email protected]
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:35