Medya
  • 18.7.2004 18:04

YAHUDİLER HANGİ KÖŞE YAZARLARINI BAŞBAKAN'A ŞİKAYET ETTİLER?

Şikâyet etmeden önce… Taha Kıvanç Yenisafak ''Türkiye basınında anti-Semitizm yükseliyor'' iddiasına örnek verilen gazete hangisi? Aklınıza gelen gazete adlarını unutmanızı tavsiye ederim. Peki, o yazıları kaleme alanlar kim? Bu soruya cevap teşkil edeceğini düşündüğünüz isimlerin hiçbiri… Başbakan Tayyip Erdoğan Amerika'yı ziyaret ettiğinde AAJFT (Amerika'da Türkiyenin Yahudi Dostları Derneği) adlı kuruluş kendisine bir mektup ulaştırmış... Türkiye'de Yahudi düşmanlığının yükseldiğinden şikâyet ediyor mektup. Altında, 2000 ve 2002 yıllarında ''Atatürk'ün kızları'' ödülünü aldıkları belirtilen iki imza bulunan mektupta bazı gazete adları da verilmiş... İşin garip tarafı, AAJFT'nin internet sitesinde Tayyip Bey'e iletilen mektupla şikâyet edilen gazetelerde çıkan tek bir yazı var da, bir başka gazete iki yazı yüzünden kıyasıya eleştiriliyor. En başta ''Hangi gazete?'' diye sorduğum yayın organında çıkmış iki yazı… Tayyip Erdoğan'ın gezisi sırasında Akşam gazetesinin gazetenin patronu da Washington'da bulunuyordu. Heyet üyesi olan herkes, ''Başbakan Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde'' düzenlendiği belirtilen bir toplantıda ona ödül verileceğini öğrendi. Toplantıya Başbakan Erdoğan katılmadı; bir parti danışmanı bir bakanı neredeyse zorlayarak götürmeyi başarmasa, resmi heyetten kimse olmayacaktı ödül töreninde. Ancak, ABD'nin en güçlü Yahudi örgütlerinden JINSA'nın yöneticileri, üzerinden daha üç ay geçmemiş ödülden sonra, o patronun gazetesinde çıkan iki yazının bir başka kardeş kuruluş tarafından şikâyet konusu yapıldığını öğrenince herhalde çok şaşırmışlardır. Belki içlerinden bir ikisi, ''Yoksa ödülü geri mi alalım?'' diye de düşünmüş de olabilir… JINSA'nın ödül gerekçesini bilmesem de, Akşam gazetesi patronu Mehmet Emin Karamehmet'in JINSA'ya ve ödülüne ne kadar önem verdiğinden haberdarım. Ödül getiren ilişkilerinin basın özgürlüğünü zedeleyecek yanlış bir harekete kadar varmasını hiç istemem doğrusu… Umarım, yazarlarını İsrail'i eleştiriye zorlayan sinir bozucu şartların o da farkındadır da, kendisine şikâyette bulunan JINSA'dan dostlarına, ''Türkiye'deki geniş bir halk kesiminin o sıradaki hassasiyetlerini yazılarına yansıtmışlar'' cevabını vermiştir. AAJFT'nin hedef yaptığı Şakir Süter kıdemli bir yazar; Akşam'daki sütunu zevkle okunuyor. Ara sıra, dönemin siyasileriyle ters düşen meslektaşlarını `ti'ye aldığı bir küçük pencere açıyor sütunu içine ve dönemin devletlusu gözüyle yazarlara puan veriyor. `Sıtkı Sinirli' imzalı o takılmalar da, ayrı bir hava katıyor yazdıklarına… Ne yalan söyleyeyim, 24 Haziran 2004 tarihli Akşam'da çıkan ''Museviler'e son avans'' yazısını okuduğumda, Sıtkı Sinirli gibi huzursuzlandım. Girişinden biraz ağır kaçacağı hissini veren bir yazıydı: ''Türkiye'de Museviler'in 'yeminli düşmanları' vardır. 'Yeminli' değilse bile dostları da az değildir. / Museviler'i sevip beğenir, takdir ederler. / Arap Yarımadası'nda Osmanlı'ya kan kusturan Arap ihanetlerini bilenler 'İki cami arasında binamaz' değillerdir. / 'Ne Şam'ın şekeri, ne Arap'ın yüzü' deyip Museviler'i seçmişlerdir. / Musevi kökenli Türk vatandaşların dostluğundan memnun çok insan vardır. / Tarihten gelen ortak acı ve sevinçlerimiz de vardır. / Bugün 'VAR-DI' demenin arefesine gelmiş bulunuyoruz. / Ya üstüne 'çizik' atacağız bu dostluğun.. / Ya da bıraktığımız yerden buruk da olsa devam edeceğiz yola..'' Yazının devamında ise, İsrail'in Irak'ta Türkiye çıkarları aleyhine davrandığı iddialarına değinip, Museviler'den bunun doğru olmadığını kanıtlamalarını beklediğini anlatıyor Şakir Süter. Bu konuda henüz tam bir kanaati oluşmadığını da belirterek… AAJFT'nin itiraz ettiği ve açtığı tartışma sayfasına mesaj gönderenlerin yerden yere vurduğu yazıların biri bu. Akşam gazetesinden şikâyet konusu edilen ikinci yazı Semih İdiz imzasını taşıyor. Semih İdiz ülkemizin önemli dış politika yazarlarından... Olayları yakından izliyor ve yorumluyor. 7 Temmuz 2004 tarihli ''İsrail'in Türkiye hesapları'' yazısı da, Ha'aretz gazetesinde çıkmış Amnon Barzilai imzalı bir yorum üzerine. Barzilai'nin, ''Savunma Bakanlığı'na göre, Türkiye'yi AB üyeliği rotasına sokmak, Erdoğan'ı güçlendirip, orduyu zayıflatacaktır. AB'nin Türkiye'nin üyeliğini geciktirmesi ise Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, Erdoğan'ın devrilmesini ve yeni seçimlerin ilan edilmesini sağlayabilme noktasına kadar güçlendirecektir'' tespitini tehlikeli buluyor Akşam yazarı. Şunu da söylüyor: ''Başbakan Erdoğan'ın, sadece 'dinciler' tarafından değil, Türkiye'nin farklı kesimlerince de desteklenen, İsrail'e dönük son çıkışlarının, sağcı ve şahin İsrailliler'e çok acı geldiği anlaşılıyor. O kadar ki, her zaman, 'bölgenin nadir demokrasileriyiz' diye övünerek Türk-İsrail ilişkilerine farklı bir görüntü vermeye çalışan bu şahinler artık baklayı ağızlarından çıkarmaktan çekinmiyorlar.'' Sanıyorum, yazının bu bölümü AAJFT tarafından beğenilmemiş. İyi de, AAJFT'nin, kendilerine hiç de ters bakmayan iki yazarın, kısa süre önce ödül verdikleri bir patronun gazetesinde yazdıkları bu yazılara kızacak yerde, ''Nerede hata yaptık?'' diye düşünmeleri daha doğru olmaz mıydı? Her eleştiriyi `anti-Semitik' diye yaftalamak çok yanlış… [email protected] Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:35

İLGİLİ HABERLER