YALÇINBAYIR: ''BEYAZ ADAM, BEYAZ BAYRAĞINI ÇEKTİ BARIŞ DEDİ, IRAK HERŞEYİYLE TESLİM OLDU, SİZ TESLİM OLANA KARŞI NEYİN SAVAŞINI YAPACAKSINIZ''
BÜLENT AYDEMİR
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, muhtemel bir Irak operasyonu öncesinde, Irak'ın herşeyiyle teslim olduğunu belirterek, ''Siz teslim olana karşı neyin savaşını yapacaksınız?'' diye konuştu. Yalçınbayır, aralarında ABD, İngiltere, Yugoslavya, İsveç gibi ülkelerin de bulunduğu dünyanın değişik ülkelerinden gelen ve kendilerini 'Barış İçin 100'ler Meclisi' olarak tanımlayan, barış girişimcilerini kabul etti. Duygulu anların yaşandığı görüşmede barış girişimcileri, ''Türkiye Savaşın Kuzey Cephesi Değil, Ankara Barışın Başkenti Olmalıdır'' yönündeki görüşlerini Yalçınbayır'a iletti. Heyette bulunan ABD'li temsilci, ''Tarih kitaplarında, Türkiye Irak savaşında ABD'nin yanında yer almadı ve direndi'' yazıldığını görmek istiyorum'' dedi. Barış girişimcileri, Türkiye'nin ABD'nin baskılarına boyun eğmemesi gerektiğini ve ABD'nin isteklerinin kapalı kapılar ardında değil, kamuoyunun önünde tartışılması gerektiğini ifade etti. Barış girişimcileri görüşmede Yalçınbayır'a üzerinde 'Savaşa Hayır' yazılı bir rozet verirken, Heyet Sözcüsü Prof. Dr. Ayşe Erzan, konuşması sırasında gözyaşlarını tutamadı.
''ABD NEYİN SAVAŞINI VERİYOR''
Barış girişimcilerinin sözlerinden etkilenerek duygulanan Yalçınbayır, ABD'ye yönelik sert bir açıklama yaptı. Türk kültüründe her işe selamla başlandığını belirten Yalçınbayır, ''Bizde bir deyiş vardır, 'Barışı, Selamı Aranızda Yayınız' diye. Bu barış bizim özümüzdür. 11 Eylül'de kardeşini kaybeden arkadaşımız, Bosna'da, Kosova'da savaşı bütün şiddetiyle gören Saviç, hepimiz savaşın ne denli kötü olduğunu biliyoruz. Savaş insanların etrafında birleşebileceği bir hadise değildir'' diye konuştu. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşmiş Milletler'in kurulması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortaya konulmasının barış çabalarının ürünü olduğunu kaydeden Yalçınbayır, şöyle konuştu: ''Önemli olan her zaman barıştan sözetmek yerine belki en zor zamanda barıştan söz etmektir. İnsanlık ve insanlar rutin dışı hallerde sınav verirler, diğerlerinde hep insanların beklediği davranışları sergilerler. Şimdi dünya ve Türkiye rutin dışı bir hal öncesinde. Burada hepimizin ortak çıkarı barıştır. İnsanların öncelikle kendi ilkeleriyle barışması gerekir. Siz hem demokrasi, insan hakları diyeceksiniz, hem de karşınızda teslim olmuş, teslim bayrağını çekmiş, modern teslimiyet içinde olan bir Irak'a karşı savaşı ilan edeceksiniz. Beyaz adam, beyaz bayrağını çekti, barış dedi. Irak şu anda barış diyor. Irak herşeyiyle teslim oldu. Bu çağdaş bir teslimiyettir. Güçler girdi, Irak'ın her tarafını arıyor, tarıyor. Bu çağdaş savaşın bir başka şekli, ama yine teslim olmanın da bir başka şekli. Siz bu şekilde teslim olana karşı neyin savaşını yapacaksınız? O zaman sizin bu savaştaki çıkarınız nedir, siz neyi amaçlıyorsunuz? Teslim olmuş bir Irak var ve siz gücünüzle herşeyi elde etmeye kalkıyorsunuz''.
''IRAKLI ÇOCUKLARIN DA ABD'Lİ ÇOCUKLAR GİBİ YAŞAMA HAKKI VAR''
Barışı yoketmaya çalışmanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi imzalanmış tüm metinleri ortadan kaldıracağını belirten Yalçınbayır sözlerini şöyle sürdürdü: ''Barışı yoketmek kimin hakkı? Temel hak ve özgürlükleri yoketmeye kalkmak insanlık dışı bir iş, ya barışı yoketmeye kalkmak? 1991'de Irak'ı yaşadık. Irak'ta yaşadıklarımızdan sonra Irak'taki çocukların binde 75'inin kanser olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama bunlar dünyadan niye saklanıyor. Onlar da çocuk. Onların da ABD'deki çocuklar gibi yaşama hakları var. ABD'liler kendilerinden bir asker öldüğünde nasıl isyan ediyorsa, bizlerin de, diğerlerinin de isyan etme hakkı var. ABD bunun en şiddetli örneğini 11 Eylül'de yaşadı. O zamanki insani değerlerini unuttu mu acaba? Umarım ki insanoğlu buna fırsat vermez. Türkiye Yurtta Sulh, Cihanda Sulh prensibine samimiyetle bağlı bir ülkedir. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı'na girmedi. Girmemekle Yunanistan'a, çevresine de büyük hizmetler yaptı. Tekrar bir sınavın eşiğindeyiz. Biz barışın nedeninin olmadığını düşünüyoruz. 1991'de bizim kaybettiğimizin o veya bu olduğunu ifade etmenin de bir ayıp olduğunu düşünüyoruz. Barışın hiçbir karşılığı yok. Hükümetimizin her bir üyesi bu anlayış içinde ve bu anlayış içindedir ki barışçı çabalarını fevkalade yoğunlaştırdı ama yine hükümet gerekli tedbirleri de alacaktır. Senaryolar nelerse bunlar da bilinecektir. Bu çalışmalar da yapılacaktır. Ama bu çalışmaların, bu senaryoların bizim tarafımızdan siyasi irade konulacağı zaman savaştan yana olmayacağını, olmamasıyla ilgili elimizden gelen tüm gayreti sarfedeceğimizi bilmenizi isterim. Umarım ki bunu Türkiye elde eder, dünya elde eder. Önümüzdeki iki hafta çok önemli. Bunları düşünüp karar verirken biz insan olduğumuzu, çocuklarımız olduğunu, oradakilerin de çocuk olduğunu, insan olduğunu, bırakın müslüman olduğunu, insan olduğunu unutmayacağız''.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:13