
YARGIDAN TARTIŞMALI SU HAVZASI KARARI
Ancak Danıştay, aynı yönetmelik kapsamında su havzalarına yapılan kaçak binalara ilişkin itirazı reddetti. Çevreciler, bu maddenin kabulünü 'imar affı' olarak niteliyor.Danıştay Altıncı Dairesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı odaların açtığı davada yönetmeliğin bazı hükümlerini durdurdu.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 'Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde yürütmesi durdurulan maddelerden biri, uluslararası normlara göre tespit edilen 300 metrelik mutlak koruma alanının 100 metreye indirilmesi.
Bu kararla mutlak koruma alanının 200 metresi 'kısa mesafeli koruma alanı'na dahil ediliyor ve yapılaşma yasağı olan bu bölgede kamulaştırma da 300 yerine 100 metrelik alanla sınırlandırılıyor.
İmar affı niteliğinde karar
Ancak Danıştay'ın reddettiği hükümlerden biri, çevreciler tarafından bir çeşit imar affı olarak değerlendiriliyor.
İmar affı olarak değerlendirilen yönetmeliğin 17'nci maddesi, mutlak koruma alanlarında hiçbir yapı yapılamayacağını öngörürken, diğer yandan da "bu alanda kalan mevcut yapılar dondurulmuştur" ibaresini içeriyor.
Bu maddeye de mutlak koruma alanındaki yapıların kaçak olup olmadığına bakılmaksızın alındığı gerekçesiyle itiraz ediliyor.
Yani su havzaları koruma altına alınmadan inşa edilen ruhsatlı evler kamulaştırmayı bekleyecek ancak kaçak yapılar bu kapsamda bile ele alınmayacak.
Danıştay, Su Kirliliği Yönetmeliği'nin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle yapılan 11 itirazdan 3'ünü kabul ederken, 6 talebi reddetti.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın karara itiraz etmesi durumunda, itirazı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.
Yönetmelik tepki çekmişti
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 31 aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği, içme suyu havzalarını tehdit ettiği gerekçesiyle tepki çekmişti.
Danıştay'ın durdurduğu bazı hükümler şöyle: