
YARSAV'DAN BAŞBAKAN'A TEPKİ
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Genel Sekreteri Muhammed Önder Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Siyaset yapacaksanız cüppenizi çıkarın' sözlerine tepki göstererek, "Cübbelerimiz çıkarmamızı isteyenler bilmelidir ki laik, demokratik, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde YARSAV cübbesine daha sıkı sarılacaktır" dedi.
EDA HAN/ANKARA
Daha önce YARSAV Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan'ın düzenleyeceğinin duyurulduğu basın toplantısını Tarhan'ın rahatsızlığı nedeniyle Genel Sekreter Tekin yaptı. YARSAV Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen basın toplantısında basın açıklamasını okuyan Tekin, uzun zamandır yargı erkine karşı planlı, kapsamlı ve dozu artan oranda yıpratma, kuşatma ve egemen olma çabalarının sürdürüldüğünü savundu.
Tekin, "Son olarak yasadışı cemaat yapılanmalarının üzerine giden ve yasal soruşturma yürüten Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı, yürüttüğü soruşturma sırasında yürütme organı temsilcisi bakanlar ve bakanlık görevlileri tarafından engellenmeye, bakanlık müfettişleri yoluyla yıldırılmaya çalışılmış, bununla da yetinilmemiş, daha önce yargıç ve savcıların yasadışı dinlemeleri ile hazırlık hareketleri sürdürülen bu süreç giderek tırmandırılan bir hukuksuzluk ile açığa çıkmış, süreç bu hukuksuz girişimde bulunan ve onların arkasındaki odaklar bakımından tam bir suçüstü haliyle hiç değilse şimdilik tamamlanmıştır"
diye konuştu.
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun soruşturmayı yürüten savcıların özel yetkilerini elinden almasına ve tüm işlemlerin hükümsüz olmasına rağmen hala cezaevinde bulunduğunu belirten Tekin, "Süreçte yargıç güvencesi onarılamaz biçimde zedelenmiştir. Onaylayıcı olmayan yargının nasıl cezalandırıldığının provası yapılmış, Yüksek Kurulun yetki gaspına dur ihtarı ise adeta duymazlıktan gelinerek, tümden yetkisiz kişilerce alınan bir karar ile dosya apar topar İstanbul'a gönderilmiştir" şeklinde konuştu.
Hükümet üyelerinin 'Yargı yargıya bırakılmaz' yönündeki açıklamalarına atıfta bulunan Tekin şunları söyledi:
"Yargıyı yargıya bırakılmayacak kadar önemlidir diyenlerin birden bire YARSAV'ın 'Yargı yargıya bırakılmalıdır'ı taklit etmeye ve yargının emrini yerine getirmeye çalışıyoruz demeye başlamaları yoksa alelacele verilmiş matbu kararlarla TİB'te yapılan dinlemelerin mahkeme marifetiyle saptanmasının engelleme girişiminde olduğu gibi sadece kendilerinin güvenecekleri bir yargı yaratmanın verdiği rahatlıktan mı kaynaklanmaktadır? Terörle Koordinasyon Kurul'unda HSYK'nın doğal üyesi olan müsteşarın da yer alması ve istihbari görev üstlenmesi yargıç ve savcıların dinlenmekle yetinmeyip, fişlenmesinin bir altyapısını oluşturma girişimi midir?"
Tekin gizli tanık sisteminin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek toplumun gündemine alınması gerektiğini söyledi. Erzincan Başsavcısının tutuklanmasıyla masumiyet karinesinin ve adil yargılama hakkının her zamankinden ağır bir şekilde ihlal edildiğini savunan Tekin, "Yok hükmünde kabul ettiğimiz tutuklama, teknik tabiriyle bir tedbir değil, açıkça ceza, hatta daha ile bir söyleyişle tutsaklık niteliğine bürünmüştür" dedi.
Tekin, "Bir hukuksuzluk duvarı ile karşı karşıya kaldık. Hatta suçüstü yaptık. Duvara bir tekme attığımızda arkasından bildik sesler yükseldi: 'Siz yargıçlar siyaset yapacaksanız cüppenizi çıkarın' Peki neden yargıyla ilgili konuda davayı sahiplendiniz? Neden taraf oldunuz? Siz neden bu suçu üstlendiniz dedik, tevilli ikrarlarla karşılaştık. Kimi bakanlar 'Evet Başsavcıyı aradık ama baskı için aramadık' dedi. Kimisi 'Evet yargıçları dinledik ama az dinledik' dedi. Kimileri fişledik, pardon deşifre ettik' dedi.
Kimileri' Evet sabahın 05.00'inde açıklama yaptık ama adil yargılamayı etkilemek için değil YARSAV'A cevap verebilmek telaşıyla' dedi. Bir Sayın siyasetçi de 'Bize karşı olanların kanını tahlil ettirmek gerekir' şeklinde nasıl bir diktatoryal özlem içerisinde bulunduklarını açıktan ifşa etmekten kaçınmadı. Yargıya açıkça müdahale eden siyasilerle yürütme erkinde yer alan üst düzey bürokratlar özenle kamuoyunun dikkatinden kaçırılırken anayasal yetkisi kullanan Yüksek Kurul'un suçlanması maksatlıdır" diye konuştu.
Bir ülkenin demokrasisini geliştirme yolunda geçmişiyle hesaplaşmasına bir diyecekleri olmadığını belirten Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak bu yüzleşme ve hesaplaşmanın samimiyet testinden sınıfta kalmış odaklar eliyle özellikle yargı üzerinden yapılması yahut yapılıyor görünmesi vahim derecede hatalıdır. Hiç kimse yargı mensupları üzerinden ve ne yazık ki bir kısım yargı mensupları da kullanılmak suretiyle yürütülen linç kampanyalarını ve bu hesaplaşmanın bir göstergesi olarak göstermeye kalkmasın. Bu ülkede her kurum ve kuruluşun ama en başta siyaset kurumunu kendisiyle yüzleşmesi ve hesabını vermesi gerekir.
Hemen ekleyelim hiç kimse bize siyaset kurumunun hesaplaşmasının sadece sandıkta yapılacağı gibi çağdışı bir anlayışla dayatmaya kalkmasın, Bu gün millet iradesi diye ortaya çıkanlar, bağımsız yargıyı yok etme girişimi ile demokrasiye verdiği telafisi imkansız zararı her seçim döneminde sandığa giderek hesabını verebileceklerini mi sanıyorlar?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Siyaset yapacaksanız cüppenizi çıkarın' sözlerine de tepki gösteren Tekin, "Cübbelerimizi çıkarmamızı isteyenler bilmelidir ki laik, demokratik hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde YARSAV cübbesine daha sıkı sarılacaktır" dedi.