Medya
  • 26.4.2005 00:16

"YAZILI BASINI OKUYANLARIN SAYISI YÜZDE 52'YE DÜŞTÜ, TERCİH İNTERNET MEDYASI"

Ünlü Christian Science Monitor gazetesinde yayınlanan araştırma haberde, ''ABD'de basılı gazete okuyanların sayısı 40 yılda % 81'den % 52'ye düştü. Gençlerin tercihi internet medyası" denildi.


Son Amerikan gazetesi, yüzyılın ortasından önce son okuyucusunu da kaybedecek mi" sorusuna eski bir köşeyazarı ve muhabir olan, Kuzey Carolina Üniversitesi öğretim üyelerinden olan gazetecilik profesörü Philip Meyer'in verdiği yanıt olumlu: "Unutulmamalıdır ki, 1964'de günlük gazete okuyan yetişkinlerinin oranının yüzde 81 olduğu kayıtlara geçerken, bu oran 2004 yılında yüzde 52'ye düştü. Bu gidişat devam ederse, birkaç on yılda gazete okuyan kimse kalmayacak"


Vızıltı yerine, sonuçta fos çıkmanın mutlu olmayan görüntüsü, yayıncılar ve editörlerin yüzyüze geldikleri tek iddialı durum değil. İntihal maskaralığı ve yalan söyleyen gazete muhabirleri, gazeteciliğin kredibilitesini düşürdü. Günümüzdeki sanayi skandalları "gazeteler kendi tiraj sayılarını uyduruyorlar mı" sorularını arttırırken, federal yasalar nüshaların telemarket yoluyla karlı uygulamalarla satışını durdurdu. Ve günümüzde ise, bazı bedava web siteleri gazeteler için hayati önem taşıyan sınıflandırılmış ilanları gazetelerden hortumluyorlar.


Elbette Profesör Meyer gazetelerin vefatını önceden gören ilk insan değil. Öğleden sonra yapılan gazete baskılarının ortadan kalkması ve düzinelerce şehrin tek bir gazetelik kasabalar haline gelmesi gibi, kritkler de sanayinin onyıllar boyunca verdiği çabaya dikkat çekiyor. Halen bin 400 den fazla günlük gazete; tv, radyo ve internet için ulusal ve yerel haber ajandası basmaya devam ediyor. Bu arada gazete reklamcılığı pastası 90'ların ilk üç yılı hariç büyüme gösterdi ve 2004'ün son çeyreğinde de bu artış devam etti.


Cox Gazetecilik zincirinin Başkanı Jay Smith ise, kıyamet tellallığı yapanlara kulak asılmaması görüşünde. "Onlar uzun zamandır ortadalar. Ve bizler onların ölüm ilanlarına mutlulukla yer veriyoruz" diyor Jay Smith.
Fakat buna rağmen, bireysel gazetelerdeki abone sayısındaki yıllık yüzde 5'lik düşüşe bağlı olan yakındaki krize olan farkındalığı kimse reddetmiyor. Bir gazete araştırma firması olan Belden Associates'ten Sammy Papert III'ün açıklamasına göre ise yapılması gereken şu: Gazeteler haberleri 'genç' tüketicilerin istediği biçimde yayınlayacak kadar akıllı olmalılar. Yoksa konu dışı kalacaklardır.


Gerçekten de gazeteler, İspanyolca baskılar ve tek başına verilen haftalık eğlence tabloidleri gibi çabuk okunan bedava baskılar sayesinde daha genç insanlara ulaşmaya çalışıyorlar. Fakat birçok yeni strateji de, eski bir yönteme dayanıyor: Mürekkep baskılı kağıt. Bu da sorun anlamına geliyor.


Washington Post gazetesine ait ikincil bir haftalık yayın olan Washington City Paper isimli baskının yaptığı bir araştırmaya göre, insanların bedava gazeteleri istemedikleri, bunun nedeninin de evlerini çok yer kaplayan gazetelerle doldurmak istemelerinin olduğu sonucu çıkmış.
New York Üniversitesi, iş ve ekonomik rapor programı öğretim üyelerinden Doç. Adam Penenberg, bir internet yayınına yazdığı makalede genç insanların, sayfaların arasında gezinerek ilgilendikleri haberleri aramak yerine, kendilerine başlıklardan oluşan bir listeden seçme olanağı veren internet yayıncılığına alışkın olduklarını söyledi. Gençlerin haber toplama deneyimlerini kişiselleştirdiklerini dile getiren Doç. Penenberg; "Bu tek bir kağıt yayının hiçbir zaman yapamayacağı birşey. Ve eller de baskıdan dolayı kirlenmiyor" şeklinde konuştu.


Buna rağmen şimdilik, birçok gazetenin web sitesi basılı sürümlerinin bir aynası olmaktan biraz daha fazla bir özellik taşıyor ve kullanıcılara ilgilenmedikleri haberleri filitreleme olanağı veriyor. Bazı gazeteler, çevrimiçi sohbet ortamlarına, "blog" olarak nitelendirilen sanal günlüklere ve elle tutulabilir araçların verdiği haberlere yer veriyorlar. Fakat tüm bu uygulamalar para gerektiriyor ve gazetelerin son gerilemelerinin zorunlu toplu iş tatillerinin bittiği bir ortamda, yayıncılar cümbüşe para harcamaya zorlukla hazırlanabildiler.


Prof. Meyer 2004 yılında yayınladığı "Kaybolan Gazete: Bilgi çağında gazeteciliği kurtarmak" isimli eserinde, "Yayınlarına yatırım yapmayı reddetmelerine rağmen, yayıncılar kötü sonlarını garantiliyorlar" satırlarına yer verirken, bir iş teorisine de işaret ediyor: "Sizin yerinizi almak üzere bir teknoloji geldiğinde ve bununla başa çıkmak için aklınıza başka birşey gelmiyorsa tek çıkış yolu, fiyatları arttırmak, kaliteyi düşürmek ve yapabildiğiniz kadar çok parayı şirket üzerinden almaktır. Bu günümüzde gerçekleşiyor. Gazeteler buna onay vermiyor ve bunun farkında olmayabilirler. Ama yaptıkları budur. Bu irrasyonel bir stratejidir fakat son, süreci idare edenlerin kariyer zamanlarında gelmeyecektir".


Eğer Meyer haklıysa ve gazeteler yokolacaksa ne olacak? 90'ların sonunda bir New Republic muhabirinin balon hikayelerini ortaya çıkararak üne kavuşan Doç. Penenberg ise durumdan endişeli değil. Medyadaki insanların gençleri yavan olarak karikatürize ederken, aslında gençlerin "obur" birer okur olduklarını dile getiren Penenberg; "Gençler güçlü haber içeriğini seviyorlar. Gazetelerin hayatta kalmalarının bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Sanayi 'haberler, elle tutulan bir kağıt üzerinde basılı olmalıdır' bağlı kaldı. Aynı hikayeyi ekranda okumanın neresi kötü?" şeklinde konuştu.

HABER: BARIŞ ÇINAR NETGAZETE

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:58

İLGİLİ HABERLER