Türkiye'de satışa sunulan yaklaşık 50 çeşit yerli ve yabancı peynir, üretiminden tüketimine kadar farklılıklar gösterirken, beklenen damak tadına ulaşılabilmesi için peynirlerin önerilen şekilde tüketilmesi gerekiyor.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nihat Akın, hayvancılık yönünden belli bir konumda olan ülkemizde Diyarbakır'ın örgü peynirinden, Edirne peynirine, Zonguldak'ın Wiyana Wanda peynirinden, Yozgat'ın çömlek peynirine kadar onlarca çeşit peynir üretildiğini söyledi.
Akın, özellikle büyük marketlerin süt ürünleri reyonlarında yerli peynirler kadar İtalya'nın Mozarellasından, Fransa'nın Rokforu'na kadar kilogram fiyatları 80 milyon liraya çıkan yabancı peynirlerin de dikkat çektiğini anlattı.
Yaklaşık 50 farklı çeşitte satışa sunulan yerli ve yabancı bu süt mamullerinin üretimleri kadar tüketimlerinin de damak tadına ve üretildiği yere göre farklılık gösterdiğini belirten Akın, ''Örneğin, Zonguldak Çaycuma'da üretilen Wiyana Wanda adlı peynir, kaşar peynirine benzer bir üretim özelliği taşıyor. Bu peyniri kaşardan ayıran en önemli özellik üzerinin cevizle kaplı olması'' dedi.
Yozgat, Nevşehir, Çankırı ve Kırşehir merkezli çömlek peynirinin ise aroma açısından oldukça ağır damak tadına hitap eden tulum peyniri ile aynı yöntemle yapıldığını ifade eden Akın, bu peynirin pişirilmiş çömlek kullanılarak üretildiği için ''Çömlek Peyniri'' ismini aldığını bildirdi.
Van'ın ünlü otlu peynirinin de tulum peyniri özelliği taşıdığını vurgulayan Akın, içinde ot kullanılması ve toprağa gömülerek olgunlaştırılması nedeniyle farklı bir damak tadı oluşturduğunu ve diğer peynirlerden bu özelliği ile ayrıldığını aktardı.
Doç. Dr. Akın, yabancı ürünlerden İngiltere'nin ünlü peyniri Cheddar'ın, genellikle silindir biçiminde içine gıda boyası katılarak inek sütünden yapılan bir peynir türü olduğunu dile getirerek, eskilere dayanan bir hikayeye göre bir çobanın unutkanlığı nedeniyle ortaya çıktığı belirtilen Fransa'nın ''Rokfor peyniri''nin de küfü nedeniyle diğer peynirlere göre farklılık gösterdiğini söyledi.
NASIL TÜKETMELİ?
Nihat Akın, üretimleri kadar tüketimleriyle de birbirinden ayrılan peynirlerden beklenen tadın alınabilmesi için önerildiği şekilde tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Ülkemizde en fazla tercih edilen beyaz peynir, erime özelliği olmadığı için sadece kahvaltılarda tüketilmelidir. Böreklerde ise daha az tuzlu tulum ya da kaşar peynirinin kullanılması, hem böreğe hem de eridiği için peynire farklı bir damak tadı kazandırıyor. Kaşarın da tost gibi erime sıcaklığına ulaşacak derecede ısıtılarak tüketilmesi durumunda kendine özgü tadı veriyor.''
Kıbrıs'ın oldukça elastiki bir özelliğe sahip Hellim peynirinin ise doğrudan yenildiğinde beklenen tadı vermediğini belirten Akın, ''Ağızda kolayca dağılmayan bu peynir, Kıbrıs ve Yunanistan'da kahvaltılarda genellikle kızartılarak tüketiliyor. Haşlanarak üretildiği için ısıtma sırasında dağılmayan peynirin kızartması, isteğe bağlı olarak yumurtalı olarak da tercih edilebiliyor'' diye konuştu.
İngiltere'nin ünlü peyniri Cheddar'ın ise et yemekleri, çorba ve salatalarda kullanıldığında kendine özgü tadı verirken, İtalya'nın Parmesan peynirinin de genellikle rendelenip makarna sosu olarak tercih edildiğini vurgulayan Akın, çiğ sütten yapıldığı için daha yararlı olduğuna inanılan Parmesan peynirinin, İtalya'da bebeklerin mamalarına katılarak da kullanıldığını anlattı.
Akın, İtalya'nın Mozarella peynirinin Cheddar ve Parmesan gibi et yemekleri ve makarnada sos olarak tercih edildiğini belirterek, ancak, bu peynirin genellikle pizza yapımında tercih edildiğini söyledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:52