YENİ ŞAFAK YAZARI, ÖZÜR DİLEYENE KADAR TERCÜMAN'IN PEŞİNİ BIRAKMAYACAK
KRONİK MEDYA/ YENİ ŞAFAK
Ne 'özür'ü; Tercüman okurları belgenin sahte olduğunu bile öğrenemediler…
Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde manşetten yayımlanan ''Pentagon Belgesi''ni hatırlıyorsunuzdur… Kronik Medya'da haberi uzun uzun ele almış, herkesin haftalardır elinde dolaşan habere Türk basınında sadece Tercüman'ın teveccüh göstermesinin ''habercilik aşkı''yla ilgisinin olmadığını anlatmıştık… (Kısa hatırlatma: Belgeye göre, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partiden aday olmak isteyen kişilerden milyon dolarlarla ifade edilen rüşvetler almıştı ve paralar Baykal'ın kızının hesabına yatırılmıştı.)
Kronik Medya'da sözünü ettiğimiz yazı sadece Tercüman'ın haberinden yola çıkarak kaleme alınmıştı… Gazetenin yazarlarından Nazlı Ilıcak'ın, ''Pentagon Belgesi'' haberini gayet doğru noktalardan eleştiren Emin Çölaşan'a gönderdiği mektubu ve ondan sonraki gelişmeleri ele almak da bugüne kısmetmiş…
Nazlı Ilıcak, ''Ya Baykal gider ye Nazlı Ilıcak'' başlıklı yazısı nedeniyle Çölaşan'a gönderdiği cevapta temel olarak iki nokta üzerinde duruyordu: 1) Gazete, sadece ortalıkta dolaşan iddiaları haberleştirmişti. Bu iddiaların doğru olduğuna dair bir şey söylemiyordu, Ilıcak'ın tabiriyle iddiaları ''sahiplenmiyordu.'' Amaç, gerçeğin ortaya çıkmasına aracılık etmekti… 2) Ilıcak gazetenin bir yazarıydı, haberlerinden sorumlu tutulacak bir kimliği yoktu.
Biz, ikinci argümanın şeklen doğru olduğunu ama herkesin bildiği ''gayri resmî'' bilgileri hesaba kattığımızda meselenin o kadar da doğru görünmediğini söyleyip geçelim…
Ilıcak'ın öne sürdüğü birinci argümanın ise iler tutar bir yanının olmadığını söylemek zorundayız… Bu tür durumlarda ''Gerçeğin ortaya çıkmasına aracılık etmek'' gibi bir gerekçeyi meşru kabul etmemiz durumunda ortaya çıkacak manzarayı tasavvur edebilir misiniz? Böylece ortalıkta dolaşan bütün dedikoduların habere dönüştürülmesinin yolu açılmaz mı?
GERÇEK ORTAYA ÇIKTI AMA…
Aslında uzun uzun laf dökmeye de gerek yok… Çünkü ''gerçeği ortaya çıkarmak için'' için patlatıldığı söylenen manşetten iki gün sonra ''gerçek'' sahiden de ortaya çıktı ama, işe bakın ki Tercüman okurlarının bundan haberi bile olmadı…
Cuma günkü gazetelerde çıkan (Dünden Bugüne Tercüman'da olmayan) bir haberden söz ediyoruz… Gelin önce haberi, haberi veren gazetelerden herhangi birini (mesela Hürriyet'i) açıp okuyalım:
''BELGE DÜZMECE… CHP lideri Baykal'ın Mersin adayından rüşvet almakla suçlandığı 'Pentagon belgesi' sahte çıktı. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, 'Bir Türk gazetesinin düzmece olduğu açıkça belli olan bir belgeyi haber yapması son derece rahatsız edicidir' diye sitem etti.''
Haberin önemli ayrıntılarını da aktaralım; bu arada siz de Tercüman'a verilen gazetecilik dersine dikkat edin: ''Sözü edilen, ABD'yi Türkiye'deki iç politik tartışmalara dahil etmeyi amaçlayan düzmece bir belgedir. Tercüman'ın haberinde yer alan iddiaların aksine William Luti, Pentagon'un Özel Harekât Dairesi Başkanı değildir. Dahası biraz temel düzeyde İngilizce bilgisine sahip herkes, Pentagon'a ait olduğu öne sürülen belgenin, anadili İngilizce olan biri tarafından yazılmadığını fark edecektir.''
'ÖZÜR'DEN VAZGEÇTİK…
Hürriyet gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever, dün köşesinde Tercüman'ın, ABD Büyükelçiliği'nin açıklamasından sonra özür dilemesi gerektiğini ama bunu yapmadığını belirttikten sonra şöyle yazdı:
''ABD Büyükelçiliği'nin açıklama gönderdiği günün ertesinde Tercüman Gazetesi'nden de bir özür ve açıklama bekledim. Bu özrü önce Deniz Baykal, sonra CHP ve en son da, ciddiyetten vazgeçtim, basit bir araştırma (kullanılan dil, isimler vb.) dahi yapmadan, yanlış yönlendirdikleri biz okurlarına borçlular. Bu özür yayınlanması gereken gün gelmedi! Korkarım yarın öbür gün; işine gelmeyen bir haberle karşılaşanlar için kullanılacak kötü bir emsal oluştu.''
Oluşan ''emsal'' gerçekten de çok kötü… Ama bizce bu, beklenen ''özür''ün gelmemesinden çok, ortaya çıkan ''gerçek''ten Tercüman okurlarının hâlâ habersiz olmasına ilişkin… Düşünün, Tercüman okurları, gazetelerinin mecburen yayımladığı iki tekzipi saymazsak, hâlâ ortada bir ''belge'' olduğuna ve buna göre Baykal'ın ''rüşvet'' aldığına inanmaya devam ediyor. (A.G.)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:57