AHMET TAŞGETİREN-YENİ ŞAFAK
CEMİL ÇİÇEK OLAYI
Türkiye''nin, bütün tartışma konularının içinde bir ''''Cemil Çiçek olayı''''nı yaşadığı söylenebilir. Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, TCK''daki düzenlemeler sebebiyle, farklı kesimler yanında Ak Parti tabanından da tepki aldı.
Yeni TCK, basın mensupları yanında dindar kesimleri de tedirgin edecek maddeler ihtiva ediyordu. Özellikle, ''''gayrı kanuni eğitim'''' başlığını taşıyan 263''üncü maddeyle, birkaç kişinin bir araya gelip Kur''an öğrenmelerinin 6 aydan 3 yıla kadar uzanan bir cezaya çarptırılabileceği kaygısı, büyük tedirginlik doğuruyordu. Üstelik bu kanunun eski halinde ceza 2 yıllık bir üst sınıra sahipti ve Ak Parti''nin getirdiği Ceza Yasası, bunu, hangi gerekçeyle olduğu bilinmez, 3 yıla çıkarıyordu.
Tepkilere kimi savunma gerekçeleriyle tepki verdi Cemil Çiçek... Adalet Bakanı olarak...
Çiçek''in tepkileri - savunmaları inandırıcı bulunmadı. Yasanın özellikle 263''üncü maddesinin değiştirilmesi talebi, Ak Parti tabanı tarafından ısrarla tekrarlandı. Ak Parti tabanına hitap eden medya, suçlama niteliğinde yayınlar yaptı Çiçek''e karşı... ''''2007''ye yönelik Cumhurbaşkanlığı hesabı, derin devletle ilişki'''' bunlara dahildi. Çiçek de kendi konumunu değiştirmedi.
Nihayet, Perşembe günü yapılan Genel Kurulda, TBMM, yeni TCK''daki 263''ü değiştirdi, suç tanımı aynen kalmakla birlikte cezanın tabanı 3 aya, tavanı 1 yıla indirildi. Cemil Çiçek, burada da, kendi tabanını bir ölçüde rahatlatan bu değişikliğe sahiplenmek yerine, CHP''nin ''''uyum bozuldu'''' suçlamalarını karşılarken ''''Ne yapayım, milletvekilleri ağır bastı'''' tepkisini verdi.
Nedir mesele?
-Bir kere, Cemil Çiçek''in tüm bu davranışlarında savunulabilir bir gerekçesi var mı, tartışılabilir, ama benim nabzını tutabildiğim tüm kesimlerde tavrının çok yadırgandığını, çok eleştiri aldığını ve ısrarla ''''Neden olabilir?'''' sorusunun sorulduğunu belirtmeliyim.
-Cemil Çiçek''in ''''Ermeni meselesi'''' konusunda ortaya koyduğu tepki değerlendirilirken, TCK konusundaki yadırganan tavrının negatif bir boyut olarak yansıdığı açıkça görülüyor. Çiçek''in tavrını onaylayanların bile, onunla paralel düşmeme çabası sergiledikleri bir gerçek.
-Cemil Çiçek, TCK konusunda neden böylesine tek başına vuruşmayı göze aldı, sorusunun cevabı henüz netleşmiş değil. Yasanın Sulhi Dönmezer ürünü olarak hazırlatılması ilk yanlıştı. Acaba orada, bir takım kuşkucu çevrelere karşı Dönmezer''in imajından mı yararlanılmak istendi? Dönmezer taslağı sorunlu bir taslaktı. Sonra bu taslak TBMM Adalet Komisyonuna geldi. O, alt komisyona havale etti. Sonuçta da ortada bütün bir hükümet var. Bunca ortak üretime rağmen, işin savunması ve hesabı neden Cemil Çiçek''e kaldı? Neden yumurta kapıya gelinceye kadar tabanın tepkileri yeterince dikkate alınıp, hükümet olarak bir düzeltmeye gidilmedi?
-Burada Cemil Çiçek, hükümetin başkanı dahil, tüm üyelerini tabanı öfkelendiren bu maddelerin çıkmasının kaçınılmaz olduğu yolunda ikna mı etti?
-Bu maddeler, Cemil Çiçek''in olmazsa olmaz gördüğü maddeler midir, yoksa ''''devlet'''' tarafından olmazsa olmaz görülüp de Çiçek''e mutlaka çıkarılması ihsas edilen maddeler midir?
-Böyle bir ihsas gerçekten var mıdır, yoksa Cemil Çiçek''in, kendi ön sezileri ile ulaştığı hassasiyetler mi söz konusudur?
-''''Devlet'''' kaynaklı ihsaslar söz konusu olsa bile, halktan oy alan ve sonunda oraya hesap verecek olan bir siyasi kadro, ''''iktidar üstü iktidar''''ları meşrulaştıracak bir etkilenmeye açık olmalı mıdır?
-Cemil Çiçek, bir ''''devlet hassasiyeti''''ni önemseyerek böyle bir tavır sergilemişse, bunu, kendi gelecek hesapları için mi yapmıştır, yoksa Ak Parti iktidarının ''''selamet''''i adına, yani ''''daha gerilimsiz bir sürece ihtiyaç bulunduğu'''' gerekçesiyle mi yapmıştır?
-Böyle bir kaygı, kendi tabanından gelen tepkileri ihmal etmeye sevk edecek ölçüde önemsenecek boyutta mıdır?
-Hükümetin (Başbakanın) başörtüsü ve İHL''ler konusunda sergilediği ''''ertelemeci'''' tavra gerekçe gösterilen ''''Mutabakat'''' arayışı ile Cemil Çiçek''in TCK konusunda sergilediği tavır arasında paralellik var mıdır?
-Yoksa, Başbakan''ın başörtüsü ve İHL''liler konusundaki tavrının ardında da Cemil Çiçek''in yönlendirmesi mi bulunmaktadır?
-Ak Parti iktidarı, kendi tabanının beklentilerini yerine getiremediği konularda parti kadrolarının dirayetsizliğinden kaynaklanan zaaflar mı yaşamaktadır, yoksa ''''Türkiye gerçekleri''''nin reel - politiği mi bu tavrı dayatmaktadır?
-Cemil Çiçek''in ''''derin devlet''''le ilgisi var mıdır? Çiçek''in gençlikteki ilişkileri ''''derin devlet''''le kesişmiş midir? Gençlik döneminde edindiği dünya görüşünün bugüne yansıması var mıdır? Çiçek''in tavırları bir ''''sağcılık - milliyetçilik'''' yansıması mıdır, yoksa ''''Türkiye gerçeklerinden kaynaklanan bir iktidar stratejisi''''nin ürünü müdür?
Bunlar, ve daha başka sorulabilecek olan sorular, hem Çiçek''in kendi kişiliği açısından, hem hükümet hem Ak Parti içindeki konumu açısından, hem geçmişten getirdiği ilişkileri açısından, hem Türkiye''de halk oyunun ve bir iktidarın iktidar olma potansiyelleri açısından, hem de bir kadronun potansiyel risk ve imkanları değerlendirme kapasitesi açısından önem taşıyor.
Bu soruların çoğu konusunda kamuoyu, en çok Cemil Bey''in değerlendirmelerini bilmek isteyecektir.
Ben, Cemil Çiçek''in TCK konusundaki tavrını onaylamadım, ama bir ölçüde geçmişini de tanıyan birisi olarak, nihai planda içinden geldiği toplum zeminine sadık olduğuna inanırım. Bu hüsnü zannım kaybolmuş değildir. Ama, yukardaki soruları soran bir insan olarak, ortada bir ''''Çiçek olayı'''' bulunduğunu da ifade etmek lazım. Belki de Cemil Çiçek, çok daha zor ortamların kaygısını taşıyordur ve kendi gönüldaşlarına dönüp ''''Gördünüz mü?'''' demekten korkuyordur. Ama, toplumun kafası sorularla zonkluyor...
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:12