KÜRŞAT BUMİN - YENİ ŞAFAK
İşin bir de bu yönü var
Sabah ve Milliyet gazetelerinin Fethullah Gülen''in görüşlerine geniş olarak sayfalarını açmaları hakkında epeyce yazılıp çizildi... Bu yayınlara olumsuz bakanların önemli bir bölümü, -Fethullah Gülen''in kişiliğinden bağımsız olarak- işin ''''tiraj kazanma'''' yönüne dikkat çekiyorlardı. Kim ne derse desin eleştiriler (geçen gün Kronik Medya sayfamızda Vakit''ten naklen karşısınıza getirdiğimiz ''''eski manşetler''''de de açıkça görüldüğü gibi) haksız değildi. İsterseniz, ''''tiraj'''' meselesinin önemini sergilemesi açısından Milliyet''ten Derya Sazak''ın ''''Ombudsman'''' sayfasında yer alan şu sözlerine de bakalım: ''''Sordum: Dizi günlük 60 bin dolayında tiraj almış. Hepsi bayi satışı. Toplu ''dağıtım ve satış'' istekleri geri çevrilmiş.''''
Söyleyin az şey midir? Hele de, gazete satış fiyatlarında yüzde elliye varan indirimler yapılarak ve çok ''''damping''''li geçeceği bugünden belli olan bir ''''tiraj savaşı''''na hazırlanılan şu günlerde...
Ancak ben bugün bu konuyu burada kesip, Fethullah Gülen yayınlarında karşımıza çıkan ''''içerik''''le ilgili bazı düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Bazı yorumlarda söylendiği gibi bu yayınlar-tabii ki özellikle Milliyet''teki röportaj- gerçekten faydalı. Röportajda Fethullah Gülen''in öyle açıklamaları var ki, bilinmesinde, bilgi sahibi olunmasında gerçekten fayda var. Fayda var, çünkü bu önemli din âliminin ''''dünya işleri''''ni nasıl anlayıp yorumladığını en ufak bir tereddüte yer bırakmayan bir biçimde anlamış oluyoruz. ''''Dünya işleri'''' derken, üzerinde düşünülmesi mutlaka gereken ''''din-toplum'''' ilişkisini kastetmiyorum. Buradaki ''''dünya işleri''''nin kapsamı çok daha geniş; sadece ''''toplum'''' ile yetinilmiyor ve ''''devlet'''' bir biçimde işin içine mutlaka giriyor.
İsterseniz örneklerle gidelim, daha iyi olur:
Fethullah Gülen, Milliyet''ten Mehmet Gündem''e verdiği mülakatta, genel olarak ''''Kürt sorunu'''' ve özel olarak ''''Leyla Zana ve arkadaşları''''ndan bakın nasıl söz ediyor:
''''Güneydoğu''daki insanların yüzde 90''ı 95''i bu tür taleplere katılmamaktadır. (...) Güneydoğu''da fitneye sebebiyet verenlerin sayısı zannediyorum hiçbir zaman 500''ü geçmemiştir; ama gayri nizami, vurkaç usullerini kullandıkları için nizami birliklerin onlarla başa çıkması zor oluyor. Ben bu karışıklıklara sebebiyet verenlerin davranışlarını mertçe ve yiğitçe bulmuyorum. Fakat okumuş, bir yerlere gelmiş, hatta belli bir dönemde seçilmiş insanların böylesine ham tavır ve davranışlarda bulunmalarını maşeri vicdanı rahatsız etmelerini hiç anlamıyorum. Halbuki devlet onları bırakmakla bir cemilede (güzel davranış) bulundu. Onların da bu cemileye cemileyle karşılık verip devletimiz, milletimiz hakkında bir dönem cahilliğe, gençliğe kapıldık, hata ettik demeleri, birlik ve bütünlüğe giden bir yol tutmaları beklenirdi. Olmadı. Bence, maşerî vicdana karşı bir özür borçları var.''''
Görüyorsunuz; Gülen''in bu sözleri hiç de ''''âlimce'''' değil. Tamam olabilir; bu ülkenin bir vatandaşı olarak söz konusu gelişmeleri o da bu açıdan değerlendiriyor olabilir... Ama hepsi bu kadar; ''''Güneydoğu''''nun toplumsal-siyasal-ideolojik fotoğrafı bu sözlerle çizilen fotoğrafa hiç mi hiç benzemese de, Leyla Zana ve arkadaşlarının tahliyesinin arkasında devletin ''''cemilesi'''' değil bambaşka nedenler bulunsa da, Gülen tabiî ki böyle bir yorum yapabilir... Ama hepsi bu kadar; yani özet olarak bu önemli meseleleri epeyce ''''uzaktan'''' ve epeyce ''''devlet merkezli'''' değerlendiren bir bakış açısı bu. Dolayısıyla Fethullah Gülen''in din âlimliği söz konusu olduğunda sergilediği hakimiyet ile bu ''''dünya işleri''''ne ilişkin sergilediği tavır arasında sıradağlar vardır...
Fethullah Gülen, röportajın bir başka bölümünde de şöyle konuşuyor: ''''(...) Ben eğitimde dinin çok önemli olduğunu bir kere daha tekrar edeceğim. Müsaadenizle bu konuyla ilgili antrparantez bir mülahazamı arz edeceğim: Evren Paşa, demokrasinin kesintiye uğraması ve daha pek çok açıdan tenkit edildi. Ama seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır. Gençlerin çoğu onun bu icraatı vesilesiyle din eğitiminden nasiplerini almışlardır. Bu iş kanaatimce öyle büyüktür ki -doğrusunu Allah bilir- hiçbir sevabı olmasa bile bu icraatı ona yetebilir, ahirette kurtuluşuna vesile olabilir, cennete de gidebilir.''''
Açıklamayı görüyorsunuz, şimdi ben ne diyeyim?
Bir askeri diktanın başında yer alarak meydanlarda verdiği ''''vaaz''''larla halkı ''''dinden uzaklaştırma''''nın eşiğine getiren ''''cennetlik'''' bir kişinin okullarda tamamen ''''araçsal'''' nedenlerle uygulamaya koyduğu ''''zorunlu din dersleri''''nden bir din âliminin minnetle söz etmesi karşısında ben şimdi ne diyeyim?
''''Yorum yok'''' diye geçiştirmek en iyisi herhalde...
Yani diyeceğim o ki, gazeteleri kaplayan Fethullah Gülen yayınlarının sadece ''''tiraj kazandırma'''' değil, bir de bu yönü var...
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:55