Yaşam
  • 17.11.2006 16:38

YENİ TOPLUMSAL TEHLİKE: İNTERNET BAĞIMLILIĞI!..

MANİSA - Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi psikatri uzmanları, internet kullanımıyla başlayan sanal bağımlığı toplumsal bir tehlike olarak değerlendirerek, ailelere önemli uyarılarda bulundu.


Manisa Valiliği kararıyla sabah 09.00 ile akşam 18.00 saatleri arasında internet kafeler ile playy satation salonlarına öğrencilerin girmemesi kararı üzerine, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi psikiyatri uzmanları bilimsel tespitlerini aktardı.

Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde görevli Çocuk Psikiyatrisi uzmanları Dr. Alper Bayrak ve Dr. İsmail Yavaş ile birlikte basın toplantısı düzenleyen hastane başhekimi Ahmet Ayer, yaptıkları klinik çalışmalarda internet bağımlısı insanların sayısında geçtiğimiz 5 yıla oranla yüzde 70 civarında artış gördüklerini, bunun sebebinin de öncelikle aileler olduğunu ifade etti.

Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Alper Bayrak, bilgisayarın çok fazla kullanılmasının bir müddet sonra çocukların sosyal becerilerinde zayıflamaya neden olduğuna dikkat çekerek, "Bilgisayar sizi eğlendirebilir, iyi vakit geçirtebilir ama orada kullandığınız yetenekleriniz sosyal yeteneklerinizi geliştirmiyor. Çünkü sanal, gerçek değil. Sosyal becerilerin gelişmemesi nedeniyle bir süre sonra da çocuğu iyiden iyiye kendi sanal bilgisayar ortamına bağlıyor. Kendini sadece orada mutlu hissetmeye başlıyor" dedi.


Günümüzde kullanımı hızla artan internetin yeni bir bağımlılık türü olduğuna işaret eden Başhekim Ahmet Ayer ise, "Bunu tabi biz alkol ilaç bağımlılığı sınıfında farklı bir yere koyuyoruz, ama bu bağımlılığı olması gereken aktivitenin yerine gelen bir bağımlılık olarak görüyoruz.

Onun için de altını çizerek söylemek istediğimiz şey, gerek evde gerek dışarıda aileler çocuklarının internet kullanımına izin verdiklerinde, birincisi çocukların gerçekten ailelerinden izinli olması lazım, ikincisi izin verdiklerinde ailelerin neye izin verdiklerini bilmeleri lazım, üçüncüsü o izni verdikleri anda çocuğun girdiği sitelere, baktığı konulara çocuğun ihtiyacı olup olmadığına bakması lazım.

Özellikle internet sitelerinde bir takım denetim sıkıntıları yüzünden çocuğun gelişimini etkileyecek bir takım dehşet görüntüleri, vahşet görüntülerine ulaşmalarının çok kolay olduğunu biliyoruz. Bunu internet kullananlar olarak görüyoruz. Hatta bazı sitelerin yanlış kodlandığını biliyorsunuz, kitaplık diye giriyorsunuz porno sitesi çıkıyor.

Bu saklanmış sitelerle karşı karşıya kaldığınızda ki ben böyle bir deneyimi kendim de yaşadım, çocuğum o siteye girseydi onun tramvası olacaktı. Çünkü bana soracaktı, ona soracaktı, benim onu düzeltmem bir zaman alacaktı.

Ama ben evimde önlem olarak bu tür sitelere karşı internetime bir takım engeller koydurdum ve bireysel anlamda bir baba olarak çocuklarım için böyle önlemler alıyorum. Dışarıda da internet kullanımları konusunda izin vermiyorum" diye konuştu.

"İNTERNET VE TV TOPLUMSAL TEHLİKE"
Türk toplumunun tedavi edici, paylaşımcı bir toplum olduğuna değinen Başhekim Dr. Ahmet Ayer, "Bu özelliğimiz özellikle batı toplumları karşısında doğu toplumu olarak en önemli özelliğimizdir, ama bu paylaşımcı yapımızı kaybettiğimiz andan itibaren, misafirperverliğimizi kaybettiğimiz andan itibaren ve çocuklarımıza, eşlerimize, yakınlarımıza, geleneksel arkadaşlıklara yakınlığımızı kaybetmeye başladığımız andan itibaren inanın dedikodular da girecektir, iftiralar da girecektir, ihanetler de girecektir, aldatmalar da, uyuşturucu da girecektir, porno da girecektir.

Çünkü o boşluklar buradan çıkıyor. Televizyon bizi ne yapıyor? Bizi daha çok onu izlememize teşvik ediyor. Peki benim tüketici olarak ne yapmam lazım? Benim ihtiyacım ne? Haber programı, onu seyretmem lazım. En iyi haberi nerede buluyorsam ona bakmam lazım. Film olsun, spor müsabakası olsun yine aynı şekilde.

Yani bana her şey sunulabilir, ama bunu bir lokanta gibi düşünün orada yemek istediğinizi seçmeniz lazım. İnternette de televizyonda da durum bu. Toplumumuz adına tehlike burada. Bizler erişkin ve çocuk psikatristleri olarak bu sorunlarla başlayan ya da bu sorunlarla beraber yaşayan aileleri ya da insanları tedavi ediyoruz. Burada altını çizerek söylediğim konu akıl hastaları değil, normal içimizde olan insanlar. Çünkü buradaki akıl hastalarının o fonksiyonları kullanma şansları yok, onlar ayrı bir dünyada yaşıyorlar.

Dolayısıyla bu tehlikeden şu anda bir tek onlar muaf. Ama diğer grup bu tehlikenin içerisinde. İnternetin gerekliliğini, teknolojik üstünlüğünü savunuyoruz, kullanımının yaygınlaşmasını istiyoruz ama bununla beraber yaşlara, durumlara göre denetimlerinin olmasını veya bazı sitelerin kontrollü olması gerektiğini düşünüyoruz. O nedenle, toptan yasaklamak çözmez, ama internet kafeler daha iyi denetlenebilir" dedi.
Son olarak ailelere seslenen Dr. Ayer, "Ailelerimiz çocuklarına iyi bir model olmalıdırlar.

Çocuklarının davranışlarını okulda, evde, dışarıda çok iyi takip etmek zorundadırlar. Çocuklarla olan iletişimlerini geliştirmek zorundadırlar. Bu iletişimin gelişmesi çocukların onlarla uyumlu hareket edebilmesine ve aile kurallarına göre yetişmelerini sağlayacaktır.

 Özellikle biz bu yönde davranmazsak, tam tersi yönde çocuklarımızı sadece akşam ve sabah görüp aradaki dönemde de 'onlar nasılsa okula gidiyorlar, nasılsa dışaa çocuğun girdiği sitelere, baktığı konulara arıdalar' deyip onlara o boşlukları oluşturursak bir takım tehlikelerin bu boşluğa yerleşeceği açıktır" şeklinde konuştu.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 00:15

İLGİLİ HABERLER